Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2513 E. 2023/5207 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, velayet, tedbir nafakası ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Hukuka aykırı olarak elde edilen delillerin hükme esas alınamayacağı, erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlarının ispatlanamadığı, ancak diğer kusurlu davranışları nedeniyle boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu, velayet, tazminat ve nafakaya ilişkin kararların usul ve yasaya uygun olduğu, ancak tedbir nafakasına ilişkin kararda yer alan yazım hatasının düzeltilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının tedbir nafakası yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1275 E., 2022/1996 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 12. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/234 E., 2021/641 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli alkol aldığını, geç saatlerde eve geldiğini, ilgisiz davrandığını, kadının evde bulduğu bir flash bellekte erkeğin bir çok kadınla cinsel ilişkiye girdiği görüntü ve ses kayıtlarının bulunduğunu, teyzesinin kızı... Ö. ile birlikte olduğunu, görüntü ve yazışmalarının bulunduğunu, tehditleri nedeniyle kadının aynı evde yaşamak zorunda kaldığını, erkeğin kadına sürekli şiddet uyguladığını, 21.04.2018 tarihinde kadını yerlerde sürükleyip tabureyi kırdığını, ölümle tehdit ettiğini, aileler arasında görüşmede iftira attığını, kadının annesinin ve kardeşinin üzerine yürüyüp tehdit ettiğini, kadının o tarihten sonra ailesinin yanında kalmaya başladığını, aldatmaya devam ettiğini, evin önüne gelerek kadını tehdit ettiğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların zina hukuki nedeniyle boşanmalarına aksi halde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin kadına verilmesine, kadın yararına aylık 4.000,00 TL tedbir- yoksulluk nafakası ile çocuk yararına aylık 4.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, kadın yararına 150.000,00 TL maddî tazminat ve 200.000,00 TL manevî tazminatın yasal faiziyle birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı erkeğe dava dilekçesi 25.04.2019 tarihinde tebliğ edilmiş olup davalı erkek vekili tarafından cevap dilekçesi süresi geçtikten sonra 10.05.2019 tarihinde sunulmuştur.

2.Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle;kadının dava dilekçesindeki beyanlarının asılsız olduğunu, yükümlülüklerini yerine getirmediğini, şiddet ve hakaret ettiğini, agresif ve kıskanç olduğunu, erkeğe ve ailesine saygı göstermediğini, ev işleri, temizlik ve yemeği erkeğin annesinin yaptığını, tarafların 09.07.2018 yılında evlilik yıl dönümlerini kutlamak için Bodrum'a tatile gittiklerini, aldatma iddiasından sonra af durumunun olduğunu, erkeğin restorantta promotörlük yaptığını, komisyon aldığını, kadının tam kusurlu olduğunu, bu nedenlerle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin erkeğe verilmesine, erkek yararına 50.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak erkeğe verilmesine, kadının boşanma dışındaki taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin... isimli kadın ile dosya içerisinde bulunan fotoğraflardan yalnız olduklarının anlaşıldığı evde, yatakta çekilen samimi fotoğraflarının bulunduğu, bu fotoğraflardan ve tanık anlatımlarından anlaşılacağı üzere zina eyleminin kabulünün gerekeceği, ancak zinaya dayalı boşanma davasının açılabilmesinin hak düşürücü süreye tabi tutulduğu, somut olayda da kadının söz konusu görüntüleri hamileliğinin 3. ayında gördüğünü beyan ettiği, dolayısıyla zinaya dayalı öğrenmeden itibaren 6 aylık hak düşürücü sürenin dolduğu, iddia olunan ve devam eden zina eylemlerinin dosya kapsamında kanıtlanamadığı; ancak erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranmasının genel boşanma sebepleri içerisinde değerlendirilebileceği, erkeğin kadına yönelik iddia ettiği tehdit ve hakaret suçlarından mahkumiyet kararının bulunduğu, erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlarda bulunduğu, kadına 'seni öldürürüm' demek suretiyle tehdit ettiği, davacı kadına ise atfı kabil bir kusurun ispatlanamadığı, Gerçekleşen bu duruma göre davacının zina sebebiyle açmış olduğu boşanma davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine ancak tarafların evlilik birliğinin davalı erkeğin tam kusuruyla temelinden sarsıldığı, davacı kadına ise atfı kabil kusurun ispatlanamadığı, tarafları bu aşamadan sonra bir arada yaşamaya zorlamanın artık kanunen de mümkün görülmemesine göre davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal nedeniyle boşanmalarına karar verildiği, tarafların ortak çocuğunun fiilen anne yanında kalıyor olması ve anne yanında kalmaya devam etmesinin gelişimini olumsuz etkileyeceğine dair bir delil bulunmaması ve dosya içerisinde bulunan uzman raporu, nazara alınarak velâyetin anneye verilmesi, baba ile kişisel ilişki kurulması gerektiği, ortak çocuk yararına uygun miktarda tedbir-iştirak nafakası ile kadın yararına dava tarihinden geçerli olmak üzere tedbir- yoksulluk nafakası ve maddî ve manevî tazminat taleplerinin kabulü gerektiği gerekçesi ile kadının zina nedeniyle açmış olduğu boşanma davasının reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasının kabulü ile, tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki düzenlenmesine, ortak çocuk yararına hükmolunan tedbir nafakasının oturum tarihi (21.04.2021) itibariyle aylık 1.000,00 TL azaltılmak suretiyle toplamda aylık 2.500,00 TL tedbir-iştirak nafakası ile kadın yararına hükmolunan tedbir nafakasının oturum tarihi (21.04.2021) itibariyle aylık 500,00 TL azaltılmak suretiyle toplamda aylık 2.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının ve kadın yaranına takdir edilen 50.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili katılma yolu ile istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kişisel ilişki düzenlemesine yönelik kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, delillerinin toplanmadığını beyanla, boşanma hükmü, kusur tespiti, velâyet, nafakalar ve tazminatlar yönünden, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğe dava dilekçesinin tebliğ edildiği, erkeğin süresinden sonra davaya cevap verdiği ve İlk Derece Mahkemesinde dava dilekçesinin tebliğine ilişkin bir itirazının bulunmaması sebebiyle istinaf aşamasında bunun ileri sürülemeyeceği, erkeğin süresinde bildirmediği tanıklarının dinlenmesi ve beyanlarının da kusur belirlemesinde dikkate alınması mümkün olmadığından, İlk Derece Mahkemesinin erkeğin tanık dinletme talebinin reddi kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, boşanma kararında ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı ortak çocuğun idrak çağında olmadığı, anne yanında kaldığı, sosyal inceleme raporunun alındığı, raporda velâyetin anneye verilmesinin çocuğun yararına olacağının belirtildiği, çocuk Beren'in anne yanında kalmasının fikri, ahlaki gelişmelerine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı delillerin bulunmadığı, meydana gelebilecek tehlikelerin varlığı da ispat edilemediğinden, Mahkemenin, velâyet ile çocuğun yaşı itibariyle babasıyla yatılı kalabileceği de dikkate alınarak, kişisel ilişkiye yönelik kararının doğru olduğu, maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi ile takdir edilen miktarların uygun olduğu, kadın yararına yoksulluk nafakası ile çocuk yararına iştirak nafakası takdirinin ve miktarının doğru olduğu yine tedbir nafakasına hükmedilmesi ve hükmedilen nafakaların miktarlarının da uygun olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, delillerinin toplanmadığını beyanla, boşanma hükmü, kusur tespiti, velâyet, tedbir nafakaları ve tazminatlar yönünden, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek hükmün bozulması talebiyle temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık davacı kadın vekilinin açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkân vermeyecek derecede geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik varsa kusurun kimden kaynaklandığı, maddî ve manevî tazminat ile tedbir nafakası şartlarının oluşup oluşmadığı, tazminat ve tedbir nafakası miktarlarının uygun olup olmadığı, süresinde cevap dilekçesi sunmayan erkeğin delillerinin toplanmamasının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri,4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 inci maddesi, 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 335 inci vd. maddeleri 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun (6098 sayılı Kanun) 50 ve 51 inci maddeleri

3.Değerlendirme

1.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle 6100 sayılı Kanun'un 189 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince hukuka aykırı olarak elde edilen delil bir vakıanın ispatında dikkate alınamayacağı, kadının erkeğin cebinden düşen flash belleği rızası dışında elde ettiği dosya kapsamından belirli olduğu, flash bellek içerisinde bulunan fotoğraflar, mesaj kayıtları ve videoların hukuka aykırı elde edilen delil niteliğinde olduğu, bu nedenle hükme esas alınamayacağı yine erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlarına dair tanık beyanlarının da dava tarihinden üç yıl önce yaşanan olaya yönelik olduğu o tarihten sonra da tarafların evlilik birliğinin devam ettiği, neticede erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığına yönelik kusurun ispatlanamadığı, Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlarına göre yine de davacı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde, kadın yararına aylık 4.000,00 TL tedbir nafakası ödenmesini talep etmiş, 06.05.2019 tarihli ara karar ile Mahkeme tarafından davacı kadın yararına dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 3.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmiş, mahkemece 29.01.2020 tarihli ara kararı ile kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının oturum tarihi itibariyle (29.01.2020) aylık 1.000,00 TL azaltılmak suretiyle toplamda aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiş, Mahkeme tarafından 21.04.2021 tarihinde kısa karar ile kadın yararına hükmolunan tedbir nafakasının oturum tarihi (21.04.2021) itibariyle aylık 500,00 TL azaltılmak suretiyle aylık 2.000,00 TL olarak erkekten alınarak kadına verilmesine hükmedilmiştir. Mahkemenin 21.04.2021 tarihli tedbir nafakasına ilişkin 7 nolu kararına "29.01.2020 tarihi itibariyle toplamda aylık 2.000,00 TL'nin erkekten alınarak kadına verilmesi" şeklinde yazılması gerekirken maddî hata nedeniyle "aylık 500,00 TL azaltılmak suretiyle" ibaresinin eklenmiş olması tedbir nafakasına yönelik kararın infazında tereddüte neden olacak nitelikte olup bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı erkek vekilinin ise aşağıdaki (2) numaralı bentte gösterilen itirazları dışındaki diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının "kadın yararına takdir edilen tedbir nafakası " yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 7 numaralı bendinde yer alan "oturum tarihi (21.04.2021)” ibaresinin çıkartılarak yerine "29.01.2020 tarihi" ibaresinin yazılmasına, yine "aylık 500,00 TL azaltılmak suretiyle" ibaresinin tümden hüküm fıkrasından çıkartılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.