"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2473 E., 2022/2455 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/610 E., 2022/447 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince açılan davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I.DAVA
Davacı erkek dava dilekçesinde; tarafların evliliğin akabinde davacının evine yerleşecekleri hususunda anlaştıklarını, davalının isteği üzerine davacının, nikah gününün sabahında kendisine ait taşınmazlardan bir tanesini davalıya devrettiğini, aynı gün nikah işleminin gerçekleştiğini, evliliğin, aslında tamamen davalı tarafından maddî çıkar amacıyla gerçekleştirilmiş olduğunu, tarafların birlikte yaşama süresinin nikah gününden itibaren üç gün sürdüğünü, davalının ikametini terk edip ... iline döndüğünü, davacının defalarca eve dönmesi için davalıya telkinlerde bulunmuş olmasına rağmen davalının daha önceki evliliğinden olan iki çocuğunu bahane ederek ortak konuta dönmeyi sürekli reddettiğini, evlilik üzerinden 6 ay geçtikten sonra davalının, eşinin ...'daki ikametine geldiğini, davacının affedeceğini söyleyip davalıyı tekrar evine aldığını, davacıya yine asılsız vaatlerde bulunduğunu, ikamette yaklaşık 20 gün kalıp, müvekkilinden bedelsiz bir şekilde devraldığı evi satmak isteyip tekrardan ortak konutu terk ettiğini, davalının yaklaşık 6 aylık dönemlerde belli periyotlarda eşinin yanına tekrar dönüp, her defasında maddî çıkar sağlayıp, para temin edip her defasında ortak evi terk ettiğini, davalının, hiçbir zaman söz konusu evliliği devam ettirme amacı gütmediğini, evlilik birliğinin gereklerini hiçbir zaman yerine getirmediğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, davacı lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın cevap dilekçesinde; davalının ikamet adresi Alanya ilçesi olduğundan yetkili mahkemenin Alanya Aile Mahkemeleri olduğunu, davacının iddialarını kabul etmediğini, boşanmak istemediğini, evlendikten sonra davacının ikamet ettiği evde bir süre kaldıktan sonra birlikte Alanya'ya döndüklerini ve birlikte zaman geçirdiklerini, evlilik birliğinin başından bu yana gerek ...'ta gerekse Alanya'da ikamet ettiklerini, eşinin bu durumdan rahatsız olmadığını, davacının çocuklarının kışkırtması sonucu boşanmak istediğini beyan ederek boşanma davasının reddine, lehine 100.000,00 TL manevî tazminata, aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı kadının, evi terk edip birlikte yaşama yükümlülüğüne aykırı davranarak evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam kusurlu olduğu, davalının cevap dilekçesinde iddia ettiği vakıaları, davacı erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurlu olduğunu ispatlayamadığı, süresi içinde cevap dilekçesinde dayanmış olduğu delil ve tanıklarını bildirmediği anlaşıldığından davacı erkeğe kusur atfedilmediği gerekçesi ile açılan davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, davacı erkek lehine 25.000,00 TL maddî tazminata, manevî tazminat talebinin reddine, davalı kadının yoksulluk nafakası ile manevî tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili ve davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde, söz konusu evliliğin, aslında tamamen davalı tarafından maddî çıkar amacıyla gerçekleştirilmiş olduğunu, davacı ile evlenmeden önce müvekkilinin ikametinde yaşamayı kabul ettiğini, ancak tarafların birlikte yaşama süresinin nikah gününden itibaren yaklaşık üç gün sürdüğünü, müvekkiline ait taşınmazlardan bir tanesini nikahın hemen öncesinde kendi adına tescil ettiren davalının, evliliğinin üçüncü gününde müvekkilin ikametini terk edip ... iline döndüğünü, iki çocuğunu bahane ederek ortak konuta dönmeyi reddettiğini, davacının defalarca kez çağrıda bulunduğunu, davacının aracını da, davacıya asılsız vaatlerde bulunmak suretiyle davalının kendi üzerine tescil ettirdiğini, yaklaşık 6 aylık dönemlerde belli periyotlarda müvekkilinin yanına tekrar dönerek her defasında maddî çıkar sağlayıp, para temin edip ortak evi terk ettiğini beyan ederek kusur belirlemesi, hükmedilen maddî tazminat miktarı, reddedilen manevî tazminat istemi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalıya atfedilecek hiçbir kusur bulunmadığını, asıl kusurun davacıda olduğunu, tarafların nikahlarının ...'ta kılındığını ve Alanya'ya gelinerek buraya yerleşildiğini, köyünü özlediğini bahane eden davacının ...'a döndüğünü, çocuklarının baskıları neticesinde davacının boşanma davası açtığını, yokluklarında yapılan duruşmada dinlenen tanık beyanlarına karşı herhangi bir şey deme imkanı elde edemeden davanın kabulü cihetine gidildiğini, tam kusurlu eşin açmış olduğu boşanma davasının reddinin gerekmekte olduğunu, halen davacı ve davalının görüşmekte olduklarını, bir araya gelmeyi düşünmekte olduklarını, davacı tarafın, evlilik birliği içerisinde ailenin hem maddî hem de manevî olarak hiçbir ihtiyacına destek olmadığını, müvekkili ve çocuklarını desteğinden yoksun bıraktığını, davacının tam kusurlu olduğunu beyan ederek kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, erkek lehine kabul edilen maddî tazminat ile reddedilen yoksulluk nafakası ve manevî tazminat talepleri yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç (BAM KARARI)
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili ve davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde, istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde belirttiği itirazları tekrar ederek, kusur belirlemesi, hükmedilen maddî tazminat miktarı, reddedilen manevî tazminat istemi yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde, istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde belirttiği itirazları tekrar ederek, kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, erkek lehine kabul edilen maddî tazminat ile reddedilen yoksulluk nafakası ve manevî tazminat talepleri yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme:
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davacının reddedilen manevî tazminat isteminin ve kabul edilen maddî tazminatın yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, davacı lehine hükmedilen maddî tazminat miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, davalının reddedilen manevî tazminat ve yoksulluk nafakasının yasal koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2.İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle her ne kadar İlk Derece Mahkemesince davalı kadının evi terk edip birlikte yaşama yükümlülüğüne aykırı davranarak evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam kusurlu olduğu kabul edilerek davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de, davacı erkek tarafından terk hukuksal nedenine dayalı olarak açılmış bir boşanma davasının bulunmadığı, bu nedenle terk vakıasının kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, ancak yapılan yargılama, toplanan deliller ve özellikle dinlenen tanık ... A.'nın beyanına göre davalı kadının birlik görevlerini yerine getirmediği, bu nedenle davalı kadının tam kusurlu olduğu, sonuç itibariyle verilen boşanma kararının doğru olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup her iki taraf vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.