Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2555 E. 2023/3011 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun bozma kararına uygun olarak maddi ve manevi tazminat miktarını yeniden belirlemesi ve bu miktarın dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olması gözetilerek, temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1250 E., 2022/1474 K.

KARAR : Kısmen Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairenin 15.06.2021 tarihli kararıyla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya karşı direnme kararı verilmiş, bu kararın davalı erkek vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizce bozma kararı yerinde bulunarak direnme kararı incelenmek üzere dosya Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29.03.2022 tarihli ve 2022/2-283 Esas, 2022/410 Karar sayılı ilâmı ile, davalı erkek vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Daire kararında gösterilen nedenlerden dolayı bozulmasına karar verilerek dosya Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bozma kararı sonrası yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın yararına maddî ve manevî tazminata karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 01.08.2014 tarihinde evlendiklerini, ortak çocuklarının bulunmadığını, davalı erkeğin aşırı kıskanç ve sinirli bir yapıda olduğunu, kadına psikolojik, fiziksel ve duygusal şiddet uyguladığını, uyuşturucu madde kullandığını, bu sebeple sabıkasının bulunduğunu, savurgan ve eğlenceye düşkün olduğunu, borçları nedeniyle hakkında icra takibi yapıldığını, tüm bunların yanında kadını Selin isimli kadınla aldattığını, bu sebeple müvekkilinin kendi ailesi yanına dönmek zorunda kaldığını, maddi ve manevî destek olmayarak birlik görevlerini yerine getirmediğini ileri sürerek tarafların boşanmalarına, davacı kadın yararına 500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminat karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; tüm iddiaları inkârla, tarafların altı yıllık ilişki sonrasında evlendiklerini, erkeğin evin ve davacının tüm ihtiyaçlarını karşıladığını, ancak kadın eşin ailesinin müdahalelerine sessiz kaldığını, evliliğin bu hâle gelmesinde davalının hiçbir kusurunun bulunmadığını belirterek boşanmayı kabul etmekle birlikte davacı kadının maddî taleplerinin reddi gerektiğini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Çerkezköy 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 28.12.2017 tarihli ve 2016/761 Esas, 2017/928 Karar sayılı kararı ile; erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı ve uyuşturucu madde kullandığı, hâl böyle olunca boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesi ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına 50.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, boşanma nedeni ile kadının mevcut veya beklenen bir menfaatinin zedelenmediği ve ayrıca yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesi ile maddi tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı yasal süresi içinde taraflarca istinaf isteminde bulunulmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 30.09.2020 tarihli ve 2018/1549 Esas, 2018/1028 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesince tespit edilen kusur belirlemesi ile davacı kadının yoksulluk nafaka talebinin reddinin doğru olduğu, hükmedilen manevî tazminat miktarının da hakkaniyete uygun olduğu ancak kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan koşulların gerçekleştiği, kadın yararına maddi tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle erkeğin tüm, kadının sair istinaf itirazlarının esastan reddine, kadın yararına 75.000,00 TL maddî tazminata karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge adliye mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı yasal süresi içinde davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.

2.Dairemiz 15.06.2021 tarihli ve 2021/3610 Esas ve 2021/4881 Karar sayılı kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevî tazminatın çok olduğu gerekçesi ile karar bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 07.10.2021 tarihli ve 2021/1181 Esas, 2021/1414 Karar sayılı kararı ile; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (6100 sayılı Kanun) ile benimsenen istinaf kanun yolu incelemesi sonrasında artık Yargıtay’ın tamamen bir hukukî denetim ve içtihat mercii olduğu, temyiz incelemesinde maddî vakıa ve delil değerlendirilmesine girilemeyeceği, sadece hukukî denetim yapılması gerektiği, 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile temyiz incelemesinin kapsamının belirlendiği, bozma sebebi nispi nitelikte ise tespit edilen bozma sebebinin hükmü etkilemesi gerektiği, nitekim karara etki eden yargılama hatası veya eksikliklerin mevcut olması hâlinde bunların bozma sebebi sayılabilmesi için ayrıca hüküm sonucunu etkilemiş olmaları gerektiği, buna karşılık dava şartlarının bulunmaması veya taraflardan birinin davasını ispat için dayandığı delillerin yasal bir sebep olmadan kabul edilmemesi hâllerinin ise mutlak bozma sebebi olduğu, somut olaya gelindiğinde ise Yargıtayca temyiz incelemesi sonucunda 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile düzenleme altına alınan maddî-manevî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin hukukî denetimin yapıldığı, buna göre davalının kusurlu eylemleri nedeniyle davacı yararına maddî-manevî tazminat ödenmesine karar verilmesinin doğru olduğunun Yargıtayın hukukî denetiminden geçtiği, bunun ötesinde tarafların belirlenen ekonomik ve sosyal durumları, tazminata esas fiillerin ağırlığı da değerlendirilerek 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi uyarınca takdir edilen tazminatların miktarlarına yönelik bozma yapılamayacağı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı

1. Direnme kararı yasal süresi içerisinde davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29.03.2022 tarihli ve 2022/2-283 Esas, 2022/410 Karar sayılı ilâmı ile kararın 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesine göre temyiz edilemeyecek kararlardan olmadığı, aynı Kanun'un 369 uncu maddesine göre Yargıtay'ın bölge adliye mahkemesi gibi istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı bir inceleme yetkisinden ziyade tarafların ileri sürdükleri temyiz sebepleri ile bağlı olmaksızın kanunun açık hükmüne aykırı gördüğü hususları inceleyebileceği, Yargıtay'ın maddi vakıalara bağlanan sonuçları, taraflar lehine veya aleyhine hükmedilen tazminatların miktarlarını denetlemekle yükümlü olduğu, somut olayda Bölge Adliye Mahkemesinin maddî vakıa ve delilleri doğru belirlemesine rağmen bunlarla varılacak hukukî sonucu yanlış değerlendirmiş bir başka ifade ile hata yapmış olduğu, Daire kararının yerinde olduğu gerekçesiyle; davalı erkek vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Daire kararında gösterilen nedenlerden dolayı bozularak dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

D. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Son Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek, kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata, kesinleşen konularda karar verilmesine yer olmadığına, vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına ödenmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen son kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle, eksik inceleme, ile karar verildiğini tazminatların miktarının az olduğunu, vekâlet ücretinin hatalı olduğunu ileri sürerek tazminatların miktarı ile vekâlet ücreti yönünden temyize başvurmuştur.

2. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle, kadın yararına hükmedilen tazminatların fahiş olduğunu ileri sürerek tazminatların miktarı yönünden temyize başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, maddî ve manevî tazminatın miktarı haricindeki hususlar kesinleşmiş olmakla, bozma ilâmına uyulmasına karar veren Bölge Adliye Mahkemesinin bozmanın amacına uygun karar verip vermediği, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete olup olmadığı, vekâlet ücretine yönelik kararın isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 174 üncü maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 323 üncü ve 326 ncı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu tarafından bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.