Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2560 E. 2024/1847 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Aile konutu üzerine eşin rızası olmadan konulan ipotek nedeniyle yapılan cebri icra satışının geçerliliği ve tapu iptal-tescil davasının sonucuna ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Aile konutu üzerine eşin rızası olmadan konulan ipoteğin ve bu ipotekten kaynaklanan cebri icra satışının 4721 sayılı TMK'nın 194. maddesi gereğince geçersiz olduğu, bu nedenle tapu kaydının iptali ve diğer eş adına tesciline karar verilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararındaki ipoteğin kaldırılmasına ilişkin kısım düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/21 E., 2021/77 K.

DAVA TARİHİ : 25.01.2018

KARAR : Bozmaya uyularak kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi’nin kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı banka vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın ne yazılı ne sözlü hiçbir rızası olmadan ve davalı banka tarafından muvafakat name talep etmeden davalı banka tarafından ipotek konulmasının, ipoteğin kabul edilmesi sonrası kullanılan kredilerin hiç birinden de haberi olmadığını, ipotek verilen taşınmazın Erzurum 3.İcra Dairesi tarafından satışa çıkartıldığını ve bu satıştan da haberi olmadığını, bu satış sonrası evini davalı bankanın 04.01.2018 tarihinde satın aldığını davalı eşi ve davalı bankanın yaptığı telefon görüşmesi ile tesadüfen öğrendiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi gereğince davasının kabulüne, dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması ile satışın iptaline, tapu kaydının iptali ile davalı eş adına tapuya kayıt ve tesciline hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; eşinin bilgisi olmadan dava konusu taşınmaza ipotek tesisi edildiğini, şirketin işlerinin bozulması nedeniyle dava konusu taşınmazın icra yoluyla davalı bankaya satıldığını beyan etmiştir.

2.Davalı banka vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın cebri icra yoluyla davalı banka tarafından 3.kişi sıfatıyla alındığını, davalı bankanın taşınmazı ihale alıcısı sıfatıyla aldığını, ihale işleminin kesinleşerek taşınmazın davalı bankaya tescil edildiğini, bu nedenle aile mahkemelerinin görevi kapsamına girmediğini, cebri icra yoluyla yapılan satışların tabi olduğu 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın açıldığını, bu yönüyle hak düşürücü süre itirazı ve zaman aşımı definde bulunduklarını, iyi niyetli ihale alıcısı 3.kişiye karşı aile konutu iddialarının ileri sürülemeyeceğini, dava konusu taşınmazın icra yoluyla satışının yapılması nedeniyle davanın konusuz kaldığını, dava konusu taşınmazın aile konutu olmadığını, davacının dava konusu taşınmazda oturmadığını sözleşmede belirtilen adreslerden ve tebligat adreslerinden anlaşıldığını, dava konusu taşınmazın ipotek tarihinde aile konutu olarak kullanılmadığını dava konusu taşınmazın adresi ile kredi kullanımı sırasında belirtilen adresin farklı adresler olduğunu, hakların dürüstlük kuralı çerçevesinde kullanılabileceği ve hakkın kötüye kullanılmasının kabul edilemeyeceğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesi’nin 06.11.20218 tarih ve 2018/49 Esas, 2018/527 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın dava tarihinden önce icra takibi neticesinde alacaklı davalı bankaya alacağına mahsuben ihale edildiği, ihalenin feshi davası açılmakla davanın reddi kararının onanması sonrasında ihalenin kesinleştiği, taşınmazın mülkiyeti cebri icra ile satılmakla, tapu kütüğüne tescil edilmemiş bile olsa mülkiyet ihalenin yapıldığı an olan 15.01.2015 tarihinden itibaren alıcı davalı bankaya geçtiğini, başka bir ifade ile dava konusu taşınmazın cebri icra sonucu satılmakla 15.01.2015 tarihi itibariyle davalı eş adına kayıtlı olmaktan çıkarak davalı bankanın mülkiyetine geçtiği, dolayısıyla davacının 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesindeki korumadan istifade etme imkanı kalmadığı gibi 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi uyarınca işlemin diğer eşin rızasına bağlı olmaktan çıktığı ve dava açıldığı tarih itibariyle taşınmazın aile konutu niteliğini yitirdiği, bu itibarla dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin dava tarihinden önce işlevini yerine getirerek ve hukuken ortadan kalktığı, varlığı dava tarihinden önce sona ermiş olan ipoteğin kaldırılmasına karar verilemeyeceği anlaşılmakla açıklanan maddî ve hukuki olgular karşısında özellikle dava tarihinden önce taşınmazın mülkiyetinin cebri icra ile (TMK m. 705/2) davalı bankaya geçtiği ve dava tarihi itibarıyla taşınmazın aile konutu vasfının kalmadığı ile 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinin uygulanması olanağının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı asıl istinaf başvuru dilekçesinde özetle; aile konutu olan taşınmaz üzerinde kurulan ipotek ve buna bağlı yapılan işlemlerin geçersiz olduğunu ileri sürerek kararın tümü yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2.Hukuk Dairesi'nin 19.12.2019 tarih 2019/2156 Esas 2019/1024 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmaz mülkiyetinin dava tarihinden önce davalı bankaya geçtiği, dava tarihi itibariyle taşınmazın aile konutu vasfının kalmadığı ve 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesinin uygulanması olanağının bulunmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı asıl hükmün tümü yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Daire’nin 20.10.2020 tarih ve 2020/3092 Esas, 2020/4876 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın satın alındığı tarihten itibaren aile konulu olarak kullanıldığı, ekspertiz incelemesinin yapıldığı, ekspertiz incelemesinde taşınmazın iç mekanının gezilmediği, davacı kadının açık rızası alınmadan taşınmaz üzerine davalı banka lehine ipotek tesis edildiği, davalı banka tarafından Erzurum 3. İcra Müdürlüğünün 2013/6988 esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığı, icra takibi neticesinde, dava konusu taşınmazın 15.01.2015 tarihinde alacaklı davalı bankaya alacağına mahsuben ihale edildiği ve 25.01.2018 tarihinde davalı banka adına tescil edildiği ve tescil işleminden hemen sonra iş bu davanın açıldığı, davalı banka tarafından davacı kadının açık rızası alınmadan 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesinde öngörülen açık hükme uyulmayarak banka lehine ipotek tesis edildiği, sonrasında yapılan icra takibi sonucu taşınmazın mülkiyeti alacağa mahsuben cebri ihale ile bankaya geçmişse de davalı bankanın 4721 sayılı Kanun’un 1023 üncü maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı, illilik prensibi gereğince asıl işlem olan ipotek baştan itibaren geçersiz olduğu için buna bağlı olarak banka adına cebri ihale sonucu yapılan tescil de yolsuz tescil niteliğinde olduğu, ihalenin feshi davasının açılıp açılmamasının da bir öneminin bulunmadığı, bu itibarla, aile konutu niteliğinde olduğu hususunda duraksama bulunmayan taşınmaz için davacının açık rızası alınmadan, 4721 sayılı Kanun’u n194 üncü maddesinin birinci fıkrasına aykırı olarak tesis edilen ipotek işleminin bağlayıcılığı bulunmadığı, cebri icra sonucu davalı banka adına ihale edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı eş ... adına tesciline karar verilmesinin gerektiği gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Yargıtay ilamında vurgulandığı üzere tarafların evlilik birliği devam ederken davalı ...'nın fiilen birlikte oturdukları ve davalı eş adına tapuda kayıtlı bağımsız bölüm üzerine tek taraflı beyan ve iradesiyle diğer davalı banka lehine tesisi ettirdiği ipoteğin davacı eşin açık rızasının alınmaması nedeniyle 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesi gereği baştan itibaren geçersiz olup illilik prensibi gereğinde asıl işlem olan ipotek işlemi geçersiz olduğu, davalı banka adına cebri satış sonucu yapılan tescilin de yolsuz tescil niteliğinde olacağı, bu itibarla aile konutu niteliğinde olan taşınmaz için davacı eşin açık rızası alınmadığından davanın kabulü ile aile konutu niteliğinde bulunan dava konusu Erzurum ili Palandöken ilçesi Osmangazi mahallesi Kanharkı mevkii 4481 ada 6 parsel B blok kat:4 bağımsız bölüm no:10'da tapuya kayıtlı taşınmazın davalı bankaya yapılan satışının ve dava konusu Erzurum ili Palandöken ilçesi Osmangazi mahallesi Kanharkı mevkii 4481 ada 6 parsel B blok kat:4 bağımsız bölüm no:10'da tapuya kayıtlı taşınmazın davalı banka adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmazın davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu Erzurum ili Palandöken ilçesi Osmangazi mah. Kanharkı mevkii 4481 ada 6 parsel B blok kat:4 bb.no:10'da tapuya kayıtlı mesken nitelikli taşınmazın tapu kaydı üzerine davalı banka lehine tesis edilen 17.12.2009 tarih ve 18344 yevmiye nolu 150.000,00 TL bedelli birinci dereceli ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne, ipoteğin kaldırılmasına, taşınmazın tapu kaydının iptali ile diğer davalı eş adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı banka vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; bankanın iyi niyetli üçüncü kişi durumunda olduğunu, cebri icra ile satın alma halinde hükmen tescilin sözkonusu olduğunu, dava konusu taşınmazın aile konutu olmadığını, sözleşmelerde kötü niyetli olarak farklı adresler bildirilmesinin hakkın kötüye kullanılması olduğunu, hukukun kötü niyeti korumayacağını ileri sürerek; kararın tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, aile konutundan kaynaklanan tapu iptal ve tescil davasında Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen kararın doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 2 nci, ve 6 ncı, maddesi, 194 üncü maddesi, 705 inci maddesi, 1023 üncü maddesi 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi,

3. Değerlendirme

1.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla davalı banka vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir.

2.Davacı tarafından açılan aile konutu nedeniyle ipoteğin kaldırılması, tapu iptal ve tescil davasının yapılan yargılaması sonucunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulması üzerine Dairemizin 20.10.2020 tarih ve 2020/3092 Esas ve 2020/4876 Karar sayılı ilamı ile 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinin birinci fıkrasına aykırı olarak tesis edilen ipotek işleminin bağlayıcılığının bulunmadığı, ipoteğin baştan itibaren geçersiz olduğu, buna bağlı olarak yapılan tescil işleminin de yolsuz tescil olduğu, cebri icra sonucu davalı banka adına ihale edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı eş ... adına tesciline karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda Mahkemece bozma ilamında belirtildiği üzere ipoteğin baştan itibaren geçersiz olduğu, bu nedenle geçersiz olan işlemin iptaline gerek olmadığıı dikkate alınmaksızın ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiş olması doğru değil ise de; yapılan bu yanlışlık yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden bozma sebebi yapılmamış, 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı banka vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,

2.Davalı banka vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kısmen kabulü ile kararın hüküm fıkrasının (1) inci bendinin ipoteğin kaldırılmasına yönelik ikinci fıkrasının (paragrafının) hükümden çıkarılmak suretiyle temyize konu kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

18.03.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.