"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/137 E., 2023/126 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Nevşehir Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/273 E., 2022/774 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava ile cevaba ve karşı davaya cevap dilekçelerinde; erkeğin, evlilik birliği yükümlülüklerini yerine getirmediğini, eşi ve ortak çocukları ile hiçbir zaman ilgilenmediğini, müvekkiline karşı duygusal, ekonomik, cinsel, fiziksel ve sosyal şiddet uyguladığını, güven sarsıcı davranışta bulunduğunu, hakaret ve küfür ettiğini, toplum içinde aşağıladığını, sürekli alkol kullandığını, ailesinin müdahalelerine sessiz kaldığını, çocuklara cinsel istismara varan davranışlarda bulunduğunu ve fiziki şiddet uygulayıp hakaret ettiğini, erkeğin iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, erkeğin kusurlu davranışları sebebi ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 1.200,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin davasının ve istemlerinin reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili davaya cevap ile karşı dava ve cevaba cevap dilekçelerinde; kadının iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, kabul etmediklerini, kadının müvekkiline ve ortak çocuklara karşı ilgisiz olduğunu, çocuklar hareketli olduklarından uslu durmaları için tuvalete kapattığını, kadının sosyal medya bağımlısı olduğunu, "Karapınar" isimli sosyal medya konuşma ve sohbet grubundan tanıştığı kişi ile "Aşkım, canım, bebeğim" şeklinde konuşmalar yaptığını, telefondan ise H. isimli biri ile konuşmalar yaptığını ve sadakatsiz davranışlarda bulunduğunu, eşiyle olan özel hayatını üçüncü kişilere anlattığını, "Mutlu olmadığını, evliliğini bitireceğini" söylediğini, kadının tam kusurlu olduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili lehine 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata, kadını davasının ve istemlerinin reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, eşine hakaret ettiği ve fiziksel şiddette bulunduğu, ortak çocuğa hakaret ettiği ve fiziksel şiddet uyguladığı, evine ekonomik anlamda bakmadığı ve birliğin giderlerine gücü oranında katılmadığı, kadının ise ortak çocuğu tuvalete kilitlediği, cinsel yönden güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, bu duruma göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadının az, erkeğin ise ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar lehine hükmedilen ayrı ayrı aylık 400,00 TL tedbir nafakasının, 19.07.2022 tarihi itibariyle 350,00 TL artırılarak aylık 750,00 TL 'ye çıkarılmasına, karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, kadın lehine aylık 400,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın lehine 25.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... kadın vekili, kararın gerekçesiz olduğunu, erkeğin ortak çocuklara cinsel istismarda bulunduğunu, erkeğin tam kusurlu olduğunu, hükmedilen tedbir ve iştirak nafakaları ile maddî, manevî tazminat miktarlarının çok düşük ve hakkaniyete aykırı olduğunu, yoksulluk nafakası talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası ve maddî, manevî tazminat miktarları, reddedilen yoksulluk nafakası talebi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili, kadının davranışının sadakat yükümlülüğünün ihlali olarak kabul edilmesi gerektiğini, kadının sır saklama sorumluluğunu yerine getirmediğini, müvekkilinin kız kardeşine ve babasına hakaret edip tehdit ettiğini, bu hususların ise değerlendirilmediğini, müvekkilinin kadına karşı şiddet uyguladığına ilişkin bir delil bulunmadığını, ekonomik şiddet uygulamadığını, kadının ortak çocuklara fiziki ve psikolojik şiddet uyguladığını ve velâyetlerinin kadına verilmesinin hatalı olduğunu, nafaka ve tazminat verilmesi şartlarının oluşmadığını, miktarlarının yüksek olduğunu, kadının tam kusurlu olduğunu ve maddî, manevî tazminat taleplerinin kabulünün gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası ile maddî ve manevî tazminat, nafaka ve tazminatların miktarları, erkeğin reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usuli işlemlerin kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, gerçekleşen kusur durumuna göre evlilik birliği temelinden sarsıldığından asıl ve karşı davanın ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde, alınan sosyal inceleme raporuna göre ortak çocuklarınn velâyetlerinin annelerine verilmesinde, boşanma veya ayrılık davası açılınca geçici önlemler kendiliğinden alınacağından kadın ve çocuklar lehine tedbir nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen nafakaların miktarlarında, çocuklar lehine iştirak nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, çocukların zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen nafakanın miktarında, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren kadın lehine, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, maddî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında, boşanmaya sebep olan olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın lehine tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, manevî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında her hangi bir isabetsizlik bulunmadığı, kadının çalışması nedeniyle yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin yerinde olduğu, erkeğin ağır kusurlu olması nedeniyle maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... kadın vekili, kararın gerekçesiz olduğunu, erkeğin ortak çocuklara cinsel istismarda bulunduğunu, erkeğin tam kusurlu olduğunu, hükmedilen tedbir ve iştirak nafakaları ile maddî, manevî tazminat miktarlarının çok düşük ve hakkaniyete aykırı olduğunu, yoksulluk nafakası talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası ve maddî, manevî tazminat miktarları, reddedilen yoksulluk nafakası talebi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili, kadının davranışının sadakat yükümlülüğünün ihlali olarak kabul edilmesi gerektiğini, kadının sır saklama sorumluluğunu yerine getirmediğini, müvekkilinin kız kardeşine ve babasına hakaret edip tehdit ettiğini, bu hususların ise değerlendirilmediğini, müvekkilinin kadına karşı şiddet uyguladığına ilişkin bir delil bulunmadığını, ekonomik şiddet uygulamadığını, kadının ortak çocuklara fiziki ve psikolojik şiddet uyguladığını ve velâyetlerinin kadına verilmesinin hatalı olduğunu, nafaka ve tazminat verilmesi şartlarının oluşmadığını, miktarlarının yüksek olduğunu, kadının tam kusurlu olduğunu ve maddî, manevî tazminat taleplerinin kabulünün gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası ile maddî ve manevî tazminat, nafaka ve tazminatların miktarları, erkeğin reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadının davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, velâyet düzenlemesinin yerinde olup olmadığı, ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası ve maddî, manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, kadının reddedilen yoksulluk nafakası ile erkeğin reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü ve 175 inci maddesi, 327 inci, 328 inci ve 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Fatma'ya yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden Mustafa'ya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.