Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2573 E. 2023/6171 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan kusurun belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile hakkaniyet ilkesi gözetilerek, yoksulluk nafakası ve maddi tazminat miktarının düşük olduğu gerekçesiyle Yargıtay kararı, bu hususlarda bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/33 E., 2023/10 K.

...

...

...

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm

kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 9. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/143 E., 2022/863 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin daha önce Kayseri 6. Aile Mahkemesi'nde boşanma davası açtığını ancak davalının özür dilemesi ile davasından feragat ettiğini, ancak davalının davranışlarının değişmediğini, müvekkiline sürekli baskı uyguladığı, aşağıladığı, fiziksel şiddet uyguladığı ve bundan dolayı ceza aldığını, müvekkiline meme kanseri teşhisi konulduğunu, müvekkilinin ameliyat olarak hastalığı atlattığını ancak 2 yıl sonra hastalığının nüks ettiğini, bu süreçte dahi davalının, müvekkilini huzursuz ettiğini, hastalığı ile de ilgilenmediğini, destek olmadığını, moral vermediğini, sağlığını olumsuz etkilediğini, eşine ve çocuklarına cimri davranarak ekonomik şiddet uyguladığını, ihtiyaçlarını karşılamadığını, evin ailenin ortak giderlerini dahi ödemediğini, davalının en son 1 ay önce evi terk ettiğini ve müvekkiline hiçbir ekonomik yardımda bulunmadığını, tüm giderlerinin anne ve ablası tarafından karşılandığını belirterek tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanmalarına, küçük olan çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, ortak çocuk için aylık 3.000,00 TL tedbir ve iştirak, müvekkili için de aylık 4.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, müvekkili lehine 300.000,00 TL manevî, 250.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesi ile yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı karşı davalı vekili karşı davaya cevap ve cevaba cevap dilekçesinde erkeğin başka bir kadına nişan yaptığını, 6 aydır ilişkisi olduğunu, kadının müvekkiline ulaştığını ve erkeğin kendisi için bir ayağı çukurda dediğini beyan etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki geçimsizlikte kadının kusurlu olduğunu, psikolojik hastalığı olduğu, boşanırsa müvekkilinin üzerine kayıtlı taşınmazların yarısına sahip olacağı inancı ile hareket ettiği, bu yönde tehditte bulunduğu, ailesini düşmanı gibi gördüğünü, sürekli onlara karşı küs ve mesafeli olduğunu, kadının hastalığı ile yakından ilgilendiğini, en iyi doktorlara götürüldüğünü, hastane masraflarının müvekkili tarafından karşılanmasına rağmen, davacının "beni siz hasta ettiniz, annen kardeşlerin" şeklinde suçladığını, davacının ailesine yardım ettiği ve ortak konuta her zaman geldikleri halde müvekkilinin anne-babası ve akrabalarının bir gün misafir olarak kabul edilmediğini, gelenlere kötü davrandığını, eve aldığı yiyecekleri beğenmeyip dışarı koyduğunu, başkalarına verdiğini, tarafların evlilik birlikteliğinde en az 10 kez mobilya takımının değiştirildiğini, çok sık beyaz eşyaların değiştiğini, davacının evin temizliği ile ilgilenmediğini, davacının kullandığı aracın boşanma davası açılmasına rağmen müvekkilinin adına kayıtlı olduğunu ve tüm masraflarının müvekkili tarafından karışlandığını, davacının kullanmış olduğu kredi kartı borcunu da müvekkilinin ödediğini, bu nedenlerden dolayı asıl davanın reddini, karşı davalarının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, müvekkili lehine 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesi ile yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların 1 yılı ... süredir ayrı yaşadıkları, davalının davacıya "seni annen doğurmamış s...mış, sen o...pusun, şerefsiz, seni hangi o...pu doğurmuş, gebermedin gitti, pe...gin çocuğu, Allah belanı versin, aç g... İnşaattakilere göster, çocuklar da senin yüzünden o...pu oldular, s..ktir olup git, ekmeğimi yiyorsun içine dert olsun" şeklinde konuşarak davacıya hakaret ettiği, aşağıladığı, beddualar ettiği, pinti davranıp, eşinin, çocuklarının ve evinin ihtiyaçlarını karşılamadığı, davacı kadının kanser tedavisi gördüğü, davalı erkeğin bu süreçte de eşinin yanında olmadığı, davacı kadına "baban gibi öl" dediği, ayrı yaşadıkları dönemde başka bir kadınla nişanlandığı, kadının da davalının ailesini istemediği, bu sebeple akrabaların ortak konuta gelemediği, evlilik birliğinin sona ermesinde davalı erkeğin ağır, davacı kadının az kusurlu kusurlu olduğu, fiili ayrılık dönemi ortak çocuk anne yanında kalmışsa da tarafların talebi dosyadaki bilgiler dikkate alınarak velâyetin babaya verilmesinin uygun olacağı, kadın yararına yoksulluk nafakası ve tazminat verilmesi yasal şartlarının oluştuğu gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine anne ile kişisel ilişki kurulmasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL. yoksulluk nafakasına, çocuk lehine verilen tedbir nafakasının 21.09.2022 tarihi itibariyle kaldırılmasına, davacının çalışmadığı görüldüğünden çocuk lehine talep edilen iştirak nafakasının reddine, kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin şartları oluşmayan maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı taraf özetle; erkeğin dava açıldıktan sonra eşi ile barışmak için çiçek gönderdiğini, bunun af niteliğinde olduğunu, dolayısıyla kadına kusur izafe edilemeyeceğini, önceki olayları affetmiş sayılacağını, ayrıca kadına yüklenen kusurun doğru olmadığını, her ne kadar çocuğun velâyetinin babaya verilmesi istenmiş ise de, çocuğun halen anne yanında kaldığını, çocuğun baba ile değil babaanne ile yaşadığını bu sebeple velâyetinin anneye verilmesini ve çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiğini belirterek; erkeğin kabul edilen davası, kusur tespiti, tedbir ve yoksulluk nafakası miktarı, tazminat miktarları, velâyet ve iştirak nafakası talebi yönünden istinaf talebinde bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı taraf özetle; kadının kabul edilen davası, kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile boşanmaya karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, gerçekleşen kusur durumuna göre evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle asıl davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde bir isabetsizliğin olmadığını, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen nafaka miktarı ve tazminat miktarlarının az olduğu, sosyal inceleme raporunda her ne kadar ortak çocuk velâyetinin annesine verilmesini istemiş ve raporda da çocuğun velâyetinin annesine verilmesi gerektiği bildirilmiş ise de, yargılama devam ederken davacı annenin talebi üzerine çocuğun geçici velâyetinin davacı anneye verildiği, daha sonra annenin hastalığı dolayısıyla şehir dışına gittiğini ve çocukla yeteri kadar ilgilenemediğini bildirerek velâyetin babaya verilmesini istediği, bunun üzerine ortak çocuğun geçici velâyetinin davalı babaya verildiği, çocuğun baba yanında olduğu davacının kendi isteği ile çocukla hastalığı dolayısıyla yeterince ilgilemediğini bildirerek çocuğun velâyetinin babaya verilmesini talep ettiğinden ve davalı babanın da velâyeti almasına engel bir durumunun tespit edilemediği anlaşıldığından çocuğun velâyetinin davalı babaya verilmesine ilişkin kararda herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davacı-karşı davalı kadının; erkeğin kabul edilen davası, kusur tespiti, tedbir nafakası miktarı, velâyet ve iştirak nafakasına yönelik istinaf başvuru talebi ile davalı-karşı davacı erkeğin; kadının kabul edilen davası, kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile reddedilen tazminat taleplerine yönelik istinaf başvuru taleplerinin esastan reddine, davacı-karşı davalı kadının; yoksulluk nafakası miktarı ile tazminat miktarlarına yönelik istinaf başvuru talebinin kabulü ile ilgili bentlerin kaldırılarak yerine kadın yararına aylık 3.000,00 TL yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadına yüklenen kusurun hatalı olduğu erkeğin babaannesine dahi bakan kadına bu kusurun yüklenmesinin hatalı olduğu kaldı ki tanık olan ortak çocukların beyanı ile davalı karşı davacı vekilinin beyanından erkeğin barışmak istediği af dilediği çiçekler gönderdiği anlaşılmakla varolan kusurları da affettiğinin kabulü gerektiği, kadın yararına hükmolunan tazminat ve yoksulluk nafakasının az olduğu, her ne kadar ortak çocuğun velâyeti babaya verilmişse de çocuğun kararla babada değil babaannede kaldığı gerekirse yeniden rapor alınarak velâyetin anneye verilmesi ve çocuk yararına iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiğini belirterek; kararı erkeğin kabul edilen davası, velâyet iştirak nafakası yararına hükmolunan yoksulluk nafakası ve tazminat miktarları yönlerinden temyiz talebinde bulunmuştur.

2.Davalı karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğu kadının tamamen kusurlu olduğu, kadın yararına tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek; kararı kusur belirlemesi, kadın yararına hükmolunan nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, karşı davanın kabulü, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise miktarların dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, affın varlığı ve velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 182 nci, 330 uncu, 335 inci vd. maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı karşı davacı erkek vekilinin tüm davacı karşı davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına hükmolunan maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak aynı Kanun'un 175 inci maddesi uyarınca daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası ve maddî tazminat miktarları yönlerinden davacı-karşı davalı kadın yararına BOZULMASINA,

2. Davalı karşı davacının tüm, davacı karşı davalının sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'a yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'a iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...

...