"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/59 E., 2023/42 K.
...
...
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çiftlik Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2022/60 E., 2022/105 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; Davalı karşı davacı erkek vekili tarafından sunulan 15.02.2023 tarihli dilekçe ile ülkemizde meydana gelen deprem nedeniyle bürosunun hasar gördüğünü belirterek kararı süresinde temyiz edemediğini belirtmiş, ekinde depremde hasar gören bürosunun fotoğrafını sunmuş, eski hale getirme talebinde bulunmuştur. 11.02.2023 tarihli 32101 (mükerrer) sayılı resmi gazete ile Olağanüstü Hal Kapsamında Yargı Alanında Alınan Tedbirlere İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 6 ncı maddesindeki "Olağanüstü hal ilan edilmeyen illerin barosuna kayıtlı avukatların ve bürolarında çalışan kişilerin; olağanüstü hal ilan edilen illerde kan veya kayın hısımlarının bulunması veya olağanüstü hal ilan edilen illerde felakete uğrayanların kurtarılması, meydana gelen hasar ve zararın telafi edilmesi ya da ihtiyaçların karşılanması amacıyla bu illere gitmeleri halinde bu madde hükmü, söz konusu avukatlar tarafından takip edilen dava ve işlerle ilgili olarak bu avukatlar bakımından 06.03.2023 (bu tarih dahil) tarihine kadar ülke genelinde uygulanır." hükmü gereğince davalı- karşı davacı erkek vekilinin elde olmayan sebeple yasal süresi içerisinde temyiz talebinde bulunamadığı, talebin 6100 sayılı Kanun’un 97 nci maddesindeki koşulları taşıdığı anlaşılmakla davalı-karşı davacı vekilinin eski hale getirme talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı dava dilekçesinde özetle; davalı eşi ile 19 yıl kadar önce evlendiğini, bu evlilikten 4 ortak çocukları olduğunu, aradan belli bir zaman geçtikten sonra eşinin kendisine karşı tavırlarının değiştiğini ve kendisine karşı birlik görevlerini yerine getirmemeye başladığını, sürekli geçimsizlikler çıkartmaya ve olaylar çıkartmaya başladığını, davalı eşinin içki kumar gibi her türlü kötü alışkanlıklarının olduğunu, kadın düşkünlüğü olduğunu, aldattığını buna ilişkin yazışmaların olduğu, kumar bağımlılığı olduğu, ailesini öldürmekle tehdit etti, şiddet uyguladığını belirterek tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin kendisine verilmesine, 4 çocuk için ayrı ayrı aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakası, kendisi için aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ve yıllık artış oranının belirlenmesi ile 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle, iddiaların asılsız olduğunu, kadının eski olaylardan bahsettiğini bunların af kapsamında sayılacağını, kadının son zamanlarda elinden telefonu düşürmediğini, sürekli telefonunu sakladığını, evden ayrılacağını dile getirdiğini, müvekkiline herkesin içerisinde hakaret ettiğini, müvekkilinin üzerine doğru bıçak çekerek yürüdüğünü, birlik görevlerini yapmadığını, ev işlerini yapmadığını, aynı zamanda çocuklara baskı yapmaya başladığını, çocukları babalarına karşı yönlendirdiğini, evi terk ettiğini, evden ayrılırken kamera kablolarını kestiğini, eşyalarını ve toplu miktarda parayı yanında götürdüğünü, evden ayrılırken bir kısım eşyaları yaktığını, yaşananlar nedeniyle taraflar arasında ki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek; tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin kendisine verilmesine, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 30.09.2021tarih ve 2020/86 Esas ve 2021/163 Karar sayılı kararı ile boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin neredeyse her gün fazla miktarda alkol aldığı, kumar oynadığı, eşini ve çocuklarına karşı ağır küfür içeren hakaretlerde bulunduğu ve bununla kalmayıp hem eş hem çocuklara karşı fiziksel şiddet uyguladığı, bir keresinde elinde satır ile tehdit ettiği, her ne kadar dava tarihinden sonra kayıtlara geçen bir ifade olsa da davalı karşı davacının Çiftlik İlçe Jandarma Komutanlığından şüpheli sıfatı ile alınan 12.10.2020 tarihli ifadesinde geçen "...yaklaşık 20 gün önce ... ile konuştum....çocuklarını al evine dön, benim çocuklarımı yetim mi bırakacaksın, benim çocuklarımı yetim bırakanların çocuklarını bende yetim bırakırım, senin kardeşini ve seni öldürürüm...dedim " şeklindeki beyanları ile dava tarihinden önce de davacı karşı davalıyı ölümle tehdit ettiğine dair ikrarı, babasının cenazesinde baş sağlığına gelen ortak çocuklara barışma teklifinin reddedilmesi üzerine tüm aile bireylerini kapsar şekilde "sekiz tane mezar hazırlayın" şeklinde tehditte bulunduğu, davacı aleyhine hırsızlık suçlamasında bulunduğu, bu iddia hakkında her ne kadar Çiftlik Başsavcılığı tarafından kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmiş ise de aynı iddiaların bu yargılamada dile getirilerek kadın aleyhine kusur uydurma çabası içinde bulunduğu, telefonunda "gülüm" şeklinde kayıtlı olan güven sarsıcı şekilde mesaj kayıtlarının bulunduğu ve bu durumunu telefon dökümlerinin yanı sıra ortak çocuklarca da muttali olunduğu, sadakatsiz davrandığı anlaşılmakla ağır kusurlu olduğu, davacı karşı davalı kadının ise elinde bıçakla davalı karşı davacının üzerine yürüdüğü tanık beyanlarınca sabit görüldüğünden hafif kusurlu olduğu gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, yaşları küçük olan çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklardan ...'in karar tarihi itibari ile ergin olduğu anlaşılmakla velâyeti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, çocular ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına yer olmadığına, çocuklar için aylık 350,00'şer TL olarak taktir edilen tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar devamına, kararın kesinleşmesinden sonra iştirak nafakası olarak devamına, ... için tedbir nafakasının ergin olduğu tarihe kadar devamına, kadın yararına 75.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı vekili erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminat miktarları yönünden, davalı-karşı davacı ekili ise kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmolunan nafaka ve tazminatlar ile kişisel ilişki yönlerinden stinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesini 23.03.2022 tarih ve 2022/559 Esas, 2022/489 Karar sayılı kararı ile kadının dilekçeler aşamasında yoksulluk nafakası erkeğinde tazminat talebi olduğu halde olumlu olumsuz karar verilmediği gerekçesi ile başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere dosyanın gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin neredeyse her gün fazla miktarda alkol aldığı, kumar oynadığı, eşini ve çocuklarına karşı ağır küfür içeren hakaretlerde bulunduğu ve bununla kalmayıp hem eş hem çocuklara karşı fiziksel şiddet uyguladığı, bir keresinde elinde satır ile tehdit ettiği, her ne kadar dava tarihinden sonra kayıtlara geçen bir ifade olsa da davalı karşı davacının Çiftlik İlçe Jandarma Komutanlığından şüpheli sıfatı ile alınan 12.10.2020 tarihli ifadesinde geçen "...yaklaşık 20 gün önce ... ile konuştum....çocuklarını al evine dön, benim çocuklarımı yetim mi bırakacaksın, benim çocuklarımı yetim bırakanların çocuklarını bende yetim bırakırım, senin kardeşini ve seni öldürürüm...dedim " şeklindeki beyanları ile dava tarihinden önce de davacı karşı davalıyı ölümle tehdit ettiğine dair ikrarı, babasının cenazesinde baş sağlığına gelen ortak çocuklara barışma teklifinin reddedilmesi üzerine tüm aile bireylerini kapsar şekilde "sekiz tane mezar hazırlayın" şeklinde tehditte bulunduğu, davacı aleyhine hırsızlık suçlamasında bulunduğu, bu iddia hakkında her ne kadar Çiftlik Başsavcılığı tarafından kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmiş ise de aynı iddiaların bu yargılamada dile getirilerek kadın aleyhine kusur uydurma çabası içinde bulunduğu, telefonunda "gülüm" şeklinde kayıtlı olan üçüncü şahısla güven sarsıcı şekilde mesaj kayıtlarının bulunduğu ve bu durumunu telefon dökümlerinin yanı sıra ortak çocuklarca da muttali olunduğu, sadakatsiz davrandığı anlaşılmakla ağır kusurlu olduğu, davacı karşı davalı kadının ise elinde bıçakla davalı karşı davacının üzerine yürüdüğü tanık beyanlarınca sabit görüldüğünden hafif kusurlu olduğu, kadın yararına yoksulluk nafakası ve tazminata hükmedilmesi yasal şartlarının gerçekleştiği, erkek yararına kendisi ağır kusurlu olduğundan maddî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşmediği ancak kadının kusurunun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği gerekçesi ile yararına manevî tazminata hükmedilmesinin uygun olacağı gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, yaşları küçük ...,...,...'in velâyetinin anneye verilmesine, çocuklardan ... karar tarihi itibari ile ergin olduğu anlaşılmakla velâyeti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, çocuklar ile baba arasında kişisel ilşki tesisine yer olmadığına, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 350,00'şer TL olarak taktir edilen tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar devamına, iştirak nafakası olarak devamına, ergin olan çocuk için nafakanın ergin olduğu tarih olan 08.06.2021 tarihi itibariyle kaldırılmasına, kadın yararına yargılama sırasında aylık 500,00 TL olarak takdir edilen tedbir nafakasının yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın yararına 75.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, erkek yararına 10.000,00 TL manevî tazminata, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kadına yüklenen kusurların gerçekleşmediğini, karşı davanın reddi gerektiğini, çocuklar ve kadın için belirlenen nafaka miktarının çok düşük olduğunu, kadın için belirlenen tazminatların tam kabulüne karar verilmesi gerektiğini, erkeğin manevî tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin kararın kaldırılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılak taleplerin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; erkeğe kusur olarak yüklenen satırla kadının üzerine yürüdüğü vakıasına kadının dilekçelerinde dayanmadığını, davanın açılmasından sonra gerçekleşen olayların kusur belirlemesinde esas alındığını, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşmediğini, kadının ağır kusurlu olduğunu, üzerinden uzun zaman geçen olayların kusur belirlemesinde esas alınamayacağını, kadının kusurlarının gözetilmediğini, whatsapp yazışmalarının hukuka aykırı delil olduğunu, delil gösterilen telefon kayıtlarının getirtilmediğini, hükmedilen tazminatlar ve nafakaların yüksek olduğunu, karşı dava kabul edildiği halde davalı-karşı davacı lehine 5.100,00 TL yerine 4.080,00 TL vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, asıl dava ve taleplerinin reddi gerektiğini, karşı dava ve taleplerinin kabulü gerektiğini belirtmiştir.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin uygun olduğu ancak İlk Derece Mahkemesi ara kararında tedbir nafakasına dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasının isabetsiz olduğu, davacı-karşı davalı kadın vekilinin süresinde sunduğu karşı davaya cevap ve cevaba cevap dilekçesinde hükmedilecek yoksulluk nafakasının yıllık artış oranının belirlenmesini talep ettiği halde bu talep yönünden bir karar verilmediği, çocuklar yararına İlk Derece Mahkemesi ara kararında tedbir nafakasına dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasının isabetsiz olduğu, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları ortak çocukların ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarının düşük olduğu, kadın yararına manevî tazminat miktarının fazla olduğu, tazminatlara faiz işletilmesi talebi hakkında hüküm kurulmamasının hatalı olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olduğu anlaşıldığından tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken erkek lehine manevî tazminata hükmedilmesi ve maddî tazminat talebi bakımından hüküm kurulmamasının isabetsiz olduğu, alınan raporda ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin çocukların yararına olacağının belirtildiği görülmekle mahkemece yapılan velâyet düzenlemesi ve İlk Derece Mahkemesi kararında gösterilen gerekçeler ile kişisel ilişki kurulmaması kararının yerinde olduğu, çocuklardan ...'in 10.10.2022 tarihinde reşit olduğu anlaşıldığından bu çocuğun velâyet düzenlemesi ile şahsi ilişki düzenlenmemesi hakkındaki kısımların karardan çıkarıldığı, Mahkemece karar tarihi itibariyle kendisini vekille temsil ettiren davalı-karşı davacı erkek lehine 5.100 TL vekâlet ücreti hükmedilmesi gerekirken 4.080,00 TL vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru görülmediği gerekçeleri ile tarafların hükmedilen nafakalara ve tazminatlara yönelik istinaf başvurularının kısmen kabulüne, davalı-karşı davacı vekilinin erkek lehine hükmedilen vekâlet ücreti miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ilgili bentlerin kaldırılmasına, 2 numaralı bentte bulunan " ... doğum tarihli ... TCKN'lı ...'in(BSN:160)" ibaresinin, 4 numaralı bentte bulunan "..." ibaresinin ve İlk Derece Mahkemesinin ... tarihli duruşmasının 4 numaralı ara kararının tamamı ile 5 numaralı ara kararda bulunan "dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yasal faizi ile birlikte ve" ibaresinin hükümden çıkarılmasına, yerine; kadın lehine belirlenen 500,00 TL yoksulluk nafakasının her yıl TÜİK tarafından belirlenen TÜFE oranında artırılmasına, çocuklar ... ve... yararına dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere her bir çocuk için aylık 400,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, ergin olan çocuklar yönünden ergin olunan tarihe göre yeniden hüküm kurulmasına, kadın yararına 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminata, boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faize, erkeğin ağır kusurlu olması nedeniyle şartları oluşmayan maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, karşı davada davalı-karşı davacı erkek kendini vekille temsil ettirdiğinden İlk Derece Mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesine göre belirlenen 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davacı-karşı davalı kadından alınarak, davalı-karşı davacı erkeğe verilmesine, tarafların sair istinaf sebeplerinin esastan reddine, karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu dayanılmayan vakıaların erkeğe kusur olarak yüklendiğini, delillerin hukuka aykırı şekilde elde edildiğini, 2018 yılında gerçekleşen olayların kusur olarak yüklenmemesi gerektiğini, bir kısım delilerinin toplanmadığı, kadın yararına hükmolunan tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi kadın yararına hükmolunan tazminatlar yönünden kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü, kadın yararına tazminat ve nafakaya hükmedilmesi yasal şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise miktarların dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddesi,
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- karşı davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...