Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2582 E. 2023/6206 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davalarında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, usul ve yasaya uygun bulunan bölge adliye mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/95 E., 2023/86 K.

...

...

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Niğde 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/458 E., 2022/579 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının müvekkiline karşı aşırı şüpheci ve her daim kıskanç tavırlar sergilediğini, her kavgada müvekkiline karşı "şerefsizsin sen" diyerek hakaretlerde bulunduğunu, kadının uyku probleminin olduğunu, müvekkilinin akşam işten geldiğinde çoğu zaman sıcak yemek yemediğini, tarafların evliliklerinin ilk 7 yılını istanbul ilinde yaşadıklarını dördüncü çocuklarının doğması ile birlikte müvekkilinin maddî sıkıntı çekmesi üzerine Niğde iline taşındıklarını, kadın müvekkilinin ailesini istememesi ve sevmemesinden dolayı Niğdeye köye gelmek istemediğini, kadının sürekli İstanbul iline dönmek istediğini, dönmek istemesinin sebebi müvekkilinin ailesini sevmemesi olduğunu, erkeğin müvekkilinin ailesi ile görüşmesini istemediğini, müvekkilinin işinin köyde olduğunu, kadının evde kavga sırasında müvekkiline bıçak çektiğini, en ufacık bir kavgada "kendimi balkondan aşağı atarım" dediğini, müvekkilinin köyde işdeyken kadının müvekkilinin köydeki ailesinin evine gelerek evin önünde müvekkiline saldırdığını, müvekkilinin ailesinin ayırmaya çalıştığını, kadının müvekkilinin kız kardeşine de saldırdığını ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin tedbiren ve hükümle beraber babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkeğin evliliklerinin başından beri çalışmış ancak bir düzen tutturamadığını, hep anlayış gösterdiğini, müvekkilinin peş peşe dünyaya getirdiği çocukların bakım ve gözetimini sağlamakla meşgulken erkek "çalışıyorum" diyerek çocukları sorumluluğunu almadığını, erkeğin her gün dışarıya çıkarak kazandığı parayı da dışarıda yediğini, eve bakmadığını, başka kadınlarla sosyal medya üzerinden cinsel içerikli konuşmaları olduğunu, müvekkilinden habersiz 4 çoçuğu da alarak Niğde iline taşındığını, ortak çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığını, müvekkilinin evliliğinin sona ermesi nedeniyle ortak çocukların giderlerini göğüslemek durumunda kaldığını, köyde yaşamaya zorladığını, ailesinin müdahaleleri olduğunu, erkek ile koparmaya çalıştıklarını, ekonomik, fiziksel, psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, aşağıladığını, ailesi ile birlikte fiziksel şiddet uyguladığını ileri sürerek asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar için aylık ayrı ayrı 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 200.000,00 TL maddî ve manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadın tarafından ibraz edilen 18.10.2021 tarihli delil dilekçesi ekindeki kayıtlar ve CD'nin dökümünün yapılması üzerine dosya arasına alınan 28.02.2022 havale tarihli teknik bilirkişi raporundaki mesajlaşma kayıtlarının kimler arasında geçtiği ve zamanı anlaşılamadığından, sosyal medya hesabına ilişkin görüntü kayıtlarından da bu hesabın kime ait olduğu anlaşılamadığından, kadına ait darp fotoğraflarından da fotoğrafın elde edildiği zaman anlaşılamadığından kusur belirlemesinde Mahkemece değerlendirmeye alınmadığı, tanıkların taraflardan ya da üçüncü şahıslardan duyumlarına dayalı olan anlatımlarına, soyut nitelikteki anlatımlarına, zaman belirtmeyen sebep ve saiki açıklamayan nitelikteki anlatımlarına, çelişkili beyanlarına, evlilik birliğinin devam etmesiyle affedilen en azından hoşgörü ile karşılanan olaylara ilişkin anlatımlarına, dilekçeler aşamasında usulünce bildirilmeyen olaylara ilişkin anlatımlarına kusur belirlemesinde itibar edilmediği; taraflar arasında evlilik birliğinin 26.09.2013 tarihinde kurulduğu, bu evlilikten 2013 doğumlu ..., 2014 doğumlu ..., 2018 doğumlu ..., 2020 doğumlu ... isimlerinde ortak dört çocuklarının bulunduğu, kadının tartışma esnasında erkeğe şerefsiz demekle hakaret ettiği, erkeğe vurarak fiziksel şiddet uyguladığı, erkeğin çalışma koşullarına müdahale ederek eşine ekonomik şiddet uyguladığı, gece olağan dışı geç saatlerde yatarak gündüzleri ise bakmakla yükümlü olduğu çocukları bulunsa da olağana aykırı geç saatlerde uyanarak bakım ve ilgisine muhtaç ortak çocukları ihmal ederek evlilik birliğinin tarafına yüklediği çocuklara özen gösterme yükümlülüğünü ihlal ettiği, erkeğe ve kök ailesinden kız kardeşine fiziksel şiddet uyguladığı, erkeğin köye gelmesini istemediğini, kök ailesi ile görüşmesini istemediğini dile getirerek eşine karşı baskıcı davranışlar sergilediği; erkeğin ise tartışma esnasında kadına vurarak fiziksel şiddet uyguladığı, tarafların geçimsizlikte eşit kusurlu oldukları, ortak çocukların anne yanında kalıyor olmaları, alıştıkları düzenin korunması gerektiği, dosya kapsamında aldırılan sosyal inceleme raporuna göre de yaşı küçüklerin velâyetinin anneye verilmesinin çocuklarn menfaatine olacağının bildirildiği bu hale göre velâyetlerin anneye verilmesinin çocukların üstün yararına olacağı gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklardan ... için aylık 600,00 TL, ... için 500,00 TL, ... için 400,00TL, ... için 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 650,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile kadının istemiş olduğu maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- karşı davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde; erkeğe yüklenen kusurun gerçekleşmediğini, kadının tam kusurlu olduğunu, ispatlanamayan karşı davanın reddi gerektiğini, kadının ortak çocuklardan ...'i dava tarihinden itibaren, ...'ı ise yaklaşık bir hafta önce müvekkiline verdiğini, kadının velâyet görevini yerine getiremediğinden ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesi gerektiğini ileri sürerek kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası, velâyetler ve nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde; aldırılan teknik bilirkişi raporunun kusur belirlemesinde dikkate alınmamasının hakkaniyete aykırı olduğunu, gerekirse telefon üzerinde inceleme yapılması gerektiğini, erkeğin tam kusurlu olduğunu, şiddete ilişkin soruşturma dosyası, darp ve hastane raporlarının istenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü gerektiğini, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin kabul edilmesi ile hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının artırılması gerektiğini ileri sürerek kusur belirlemesi, erkeğin davasının kabulü, tazminat taleplerinin reddi, nafakaların miktarı yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi tarafından kadına yüklenen "erkeğin çalışma koşullarına müdahale ederek eşine ekonomik şiddet uyguladığı" ve "erkeğin köye gelmesini istemediğini, kök ailesi ile görüşmesini istemediğini dile getirerek kocasına karşı baskıcı davranışlar sergilediği" şeklindeki kusurların gerçekleşmediği, İlk Derece Mahkemesince kadına yüklenen diğer kusurların ve erkeğe yüklenen kusurun ise gerçekleştiği, toplanan delillerden erkeğin İlk Derece Mahkemesince yüklenen kusurunun yanında,"eşine ve çocuklarına ilgi göstermediği, Niğde'de yaşayan ailesinin yanına 2-3 günde bir gittiği, ortak çocuklar ile ilgili sorumluluklarını yerine getirmediği, evinin, eşinin ve çocuklarının zorunlu ihtiyaçlarını karşılamadığı, müşterek çocuğunun hastalığı ile ilgilenmediği, sadakatsiz olduğu vakıalarının gerçekleştiği, bu durumda evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin kadına göre daha ağır kusurlu olduğu, kadın lehine tazminata hükmedilmesi gerektiği, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, ortak çocukların ve kadının zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakalarının miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının istinaf başvurusunun kusur belirlemesi, yoksulluk ve iştirak nafakalarının miktarı, tazminatlar yönünden kabulü ile kusur gerekçesinin düzeltilmesine, ortak çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 35.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; ispatlanamayan karşı davanın reddi gerektiği, kadının tam kusurlu olduğunu, ortak çocuklar çoğunlukla davacı babada kalmakta olup ortak çocuklara verilen nafaka miktarlarını da kabul etmediğini ileri sürerek kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası, velâyet, nafakalar, tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası, iştirak ve yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarları yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların davalarının kabulünün gerekip gerekmediği, kadın yararına hükmedilen nafakalar ve tazminatlar ile velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci, 182 nci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz eden ...'a yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden ...'a yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...

...