Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2593 E. 2023/6375 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik olup olmadığı, kusur durumu, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ve manevi tazminat miktarının belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı dikkate alınarak hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük olduğu ve hakkaniyet kuralları gözetilerek daha uygun bir miktar tayin edilmesi gerektiği gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının manevi tazminat yönünden bozulmasına, diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/523 E., 2022/1928 K.

...

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bandırma Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/603 E., 2019/1061 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle tedbir nafaksaına ve manevî tazminata karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların evliliklerinin ilk 3 ayını beraber geçirdiklerini, bir buçuk yılı ... süredir de ayrı yaşadıklarını, tarafların evlendikten sonra Kuşadası'na taşındıklarını, erkeğin müvekkiliyle evliliklerinin ilk gününden itibaren ilgilenmediğini, müvekkiline şiddet uyguladığını ve yalanlar söylediğini, kadının erkeğin annesi ile aynı konutta oturacağını Kuşadası'na gittiklerinde öğrendiğini, müvekkilinin Facebook uygulamasında eşiyle birlikte olan fotoğraflarını yayınlamasına erkeğin tepki gösterdiğini, kıskançlık gösterip tartışma çıkarttığını, erkek ve erkeğin annesinin kadına hizmetçi gibi davrandıklarını, erkeğin 2016 yılı Kasım ayında müvekkiline bir başka bayanla ilişkisi olduğunu söylediğini hatta bu bayan ile müvekkilinden boşanması halinde para alacağına dair yapmış olduğu telefon konuşmasını dinlettiğini, erkeğin müvekkiliyle bir tartışması sırasında 15.11.2016 tarihinde başına parfüm şişesi fırlattığını ve kadını tehdit ederek hakkında şikayetçi olmamasını sağladığını, kadın ile erkek ve erkeğin annesi arasında başka tartışmalar da yaşandığını, kadının Kuşadası'nda kaldığı 3 aylık süre sonunda eşyalarını alarak annesinin evine gittiğini, müvekkilinin ortak haneyi terk etmesine rağmen erkeğin müvekkiline rahatsızlık vermeye devam ettiğini, sosyal medya hesapları üzerinden hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, müvekkilinin davalıdan kurtulmak için 5 kez uzaklaştırma kararı aldırdığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, aylık 1.000,00TL nafakaya ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalının dava dilekçesine karşı süresinde cevap vermediği anlaşılmıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadın aleyhine namussuz olduğuna yönelik facebook üzerinden paylaşımlarda bulunduğu, kadının arkadaşlarını arayıp onun kötü biri olduğunu, dostu olduğunu söylediği, arkadaşlarına ve topluma karşı aşağıladığı ve hakaret ettiği, kadının erkeğin kendisine parfüm şişesini kafasına fırlatarak şiddet uyguladığını iddia etmiş ise de Kuşadası 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/572 Esas 2018/227 Karar sayılı ilamı ile erkeğin beraat ettiği anlaşılmakla davacının şiddet iddiasının ispatlayamadığının kabulü gerektiği, erkeğin annesi ile birlikte yaşayacaklarını kuşadasına gittiklerinde söylediğini, annesi ile bir olup ortak haneye almadığını, kadının eşyalarına zarar verdiğini iddia etmiş ise de dosyaya sunulan delillerde bu iddiaları ispatlar belge yer almadığından ve dinlenen tanık beyanlarındada bu iddialara ilişkin görgüye dayalı beyana yer verilmediğinden davacının bu iddialarını ispatlayamadığının kabulü gerektiği, erkeğin tam kusurlu olduğu, davacıya atfedilebilecek herhangi bir kusurlu davranış yahut davranışların varlığının ileri sürülmediği ve kanıtlanmadığı, yaptırılan sosyal ve ekonomik durum araştırması ve taraf beyanları itibariyle her iki tarafın da emekli oldukları ve birbirine yakın düzeyde emekli maaşı aldıkları, tarafların saptanan sosyal ve ekonomik durumları itibariyle davalının ekonomik durumunun davacıya nazaran yoksulluk nafakasını ödemesini gerektirir ölçüde ciddi bir üstünlük arz etmediği, namussuzlukla suçlamak, davacının arkadaşlarına dostu olduğunu söylemek, hakaret etmek şeklindeki kusurlu davranışları kadının kişilik hakkına saldırı teşkil ettiği gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadının yasal şartları oluşmayan tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın lehine 15.000,00 TL manevî tazminata işleyecek yasal faiziyle birlikte karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur tespitinin eksik yapıldığını, kadın lehine hükmedilen manevî tazminat miktarının düşük olduğunu, nafaka taleplerinin reddinin hatalı olduğunu ileri sürerek nafaka ve tazminat yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; boşanma ve nafaka kararına bir itirazları olmadığını, kusurlu olan tarafın davacı olduğunu, davacı lehine hükmedilen tazminatın hakkaniyete aykırı olduğunu, davalı lehine vekâlet ücreti takdir edilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özelilikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmediği, davacı kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesi doğru ise de, tazminat miktarının az olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusur durumları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, davacı kadın lehine tedbir nafakası taktiri gerekirken bu talebin reddinin doğru olmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun tedbir nafakasının reddi ve manevî tazminat miktarı yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın için aylık 250,00 TL tedbir nafakası ile 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde; kadın lehine hükmedilen manevî tazminat miktarının düşük olduğunu, yoksulluk nafaka talebinin reddinin hatalı olduğunu, tedbir nafakasının miktarının da yetersiz olduğunu ileri sürerek nafaka ve manevî tazminat yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; tedbir nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, kusurlu olan tarafın davacı olduğunu, davacı lehine hükmedilen tazminatın hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, nafaka ve tazminat yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tedbir nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı, hükmedilen tedbir nafakasının miktarı ve reddedilen yoksulluk nafakası talebi ile manevî tazminat ve miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci ve 176 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3.Değerlendirme

1.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı dikkate alındığında davacı kadın lehine takdir edilen manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları hükümleri dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) numaralı paragrafda belirtildiği üzere kadın lehine hükmedilen manevî tazminat miktarı yönünden davacı kadın yararına BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davacıya geri verilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...

...