Logo

2. Hukuk Dairesi2023/259 E. 2023/2878 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirlemesi, tazminat talepleri ve yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf kararının temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin, kadının ağır kusurlu olmasına rağmen erkeği ağır kusurlu sayarak kadın lehine tazminata ve yoksulluk nafakasına hükmetmesinin hatalı kusur belirlemesine dayandığı ve bu nedenle bozma gerektiği gözetilerek temyiz başvurusu kısmen kabul edilerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2273 E., 2022/2549 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Besni 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/271 E., 2022/125 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının boşanma davasının reddine ve ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile kabul edilen yönlerden İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... erkek vekili dava dilekçesinde; kadının balayında erkeğin eşine yaklaşmak istediği bir zamanda "şerefsiz" diyerek eline ne geçirdiyse fırlattığını, balayı dönüşü aynı davranışlara devam ettiğini, erkeği hakir gördüğünü, sürekli aşağılayıp hakaret ettiğini, bir gün kahvaltıda erkeğin yüzüne çay fırlattığını, ev işi yapmadığını, yatak odasından çıkmayıp telefonla meşgul olduğunu, güven sarsıcı Whatsapp paylaşımları olduğunu, eski nişanlısını aradığını, bu durum nedeniyle tarafların tartıştıklarını ve kadının evi terk ettiğini, terk etmesinin akabinde evde eski nişanlıya hitaben yazılmış şiirler bulunduğunu, "çocuğunu doğurmak istemiyorum" deyip çocuğu aldırmak için hastaneye gittiğini, çocuğun doğumunu haber vermediklerini, erkeğin komşulardan doğumu haber alıp hastaneye gittiğini ve orada kadının babasının erkeği öldürmekle tehdit edip çocuğu görmesini engellediğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine ve erkek lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı,davacı kadın vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarının doğru olmadığını, tarafların evlenmeden önce KKTC veya Besni merkeze taşınacakları konusunda anlaşmalarına rağmen erkeğin bağımsız konut temin etmediğini, kadını ailesiyle birlikte bırakıp KKTC'ye çalışmaya gittiğini, ailenin evliliğe müdahale ettiğini, eve geç geldiğini, aile müdahalesi nedeniyle ayrıldıklarını ve akabinde kadının baba evine gittiğini, kadının bir müddet sonra eve döndüğünü ancak kısa süre sonra ailenin ziynetleri aldıktan sonra kadını kovduğunu, kadının kovulması nedeniyle evden ayrılmak zorunda kaldığını, erkeğin fiili ayrılıkta eşini ve çocuğu arayıp sormadığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini ve ihtiyaçları karşılamadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini, boşanma kararı verilmesi halinde de ortak çocuğun velâyetinin anneye verilerek çocuk için aylık 1.000,00 tedbir ve iştirak nafakası ile kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata ve dilekçede belirtilen ziynet alacağına hükmedilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların evlenmeden önce KKTC veya Besni merkeze taşınacakları konusunda anlaşmalarına rağmen erkeğin bağımsız konut temin etmediğini, kadını ailesiyle birlikte bırakıp KKTC'ye çalışmaya gittiğini, ailenin evliliğe müdahale ettiğini, eve geç geldiğini, aile müdahalesi nedeniyle ayrıldıklarını ve akabinde kadının baba evine gittiğini, kadının bir müddet sonra döndüğünü ancak ailenin ziynetleri aldıktan sonra kadını kovduğunu, kadının kovulması nedeniyle evden ayrılmak zorunda kaldığını, fiili ayrılıkta erkeğin eşini ve çocuğu arayıp sormadığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini ve ihtiyaçları karşılamadığını ileri sürerek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilerek çocuk için aylık 1.000,00 tedbir ve iştirak nafakası ile kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata ve dilekçede belirtilen ziynet alacağına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatın devamı taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğe hitaben "sen adam değilsin, sen adam değil misin, işte mutfak orada kalk kendi çayını yap, şerefsizsin, erkek değil misin, keriz" diyerek hakaret edip aşağılayan, evliliğin dördüncü gününde erkeğin yüzüne ailesinin yanında çay fırlatan, erkeğin ailesinin de olduğu evde odasına çekilip günlerce çıkmayan, erkeğin yaşlı annesine ev işlerinde yardım etmeyen, aileden ayrı yemek yiyen, sürekli evi terk edip baba evine gideceğini ve hamileliğini sonlandıracağını söyleyen, fiili ayrılıkta çocuğu babasına göstermeyen, evlendikten 45 gün sonra evi terk edip baba evine giden ve bunun sebebi konusunda tanıklara farklı beyanlarda bulunan kadının tam kusurlu olduğu, erkeğin kadının boşanma davasının kabulünü gerektirecek bir kusurunun ispatlanmadığı; erkek lehine tazminatlara hükmedilmesi koşullarının bulunduğu, kadının tam kusurlu olması nedeniyle yoksulluk nafakasına hak kazanamayacağı, uzman raporu esas alınarak ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin ve çocuk lehine iştirak nafakasına hükmedilmesinin uygun görüldüğü ve kadının ziynet alacağı davasını kısmen ispatladığı gerekçesi ile; kadının boşanma davasının reddine, erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk Vakkas'ın velâyetinin anneye verilerek çocuk ile baba arasında kararda belirtilen zamanlarda kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 750,00 TL iştirak nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine, 30.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak erkeğe ödenmesine ve kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ile 24.687,54 TL ziynet eşyası bedelinin kadına ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının kusursuz ve erkeğin tam kusurlu olduğunu, erkeğin bağımsız konut açmadığını, eve geç geldiğini, erkeğin davası ile tazminat taleplerinin reddine, kadının davasının, tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini ve ziynet alacağı davasının tümüyle ispatlandığını belirterek; her iki boşanma davası ve ziynet alacağı davası yönünden istinafa başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin kusur belirlemesinin doğru olmadığı, 50-55 gün süren evlilik birlikteliği sonrası tarafların fiilen ayrıldıkları, kadının evi ilk terk ettiği olaydan sonra erkeğin kadını eve getirmiş olması nedeniyle tarafların barıştıkları ve barışma tarihinden önce olan olaylar nedeniyle kadına kusur yüklenemeyeceği, kadına yüklenen hakaret, sıcak çay fırlatma ve evi terk edip baba evine gideceğini söyleme kusurlu davranışlarının tarafların barışmasından önce yaşanan olaylar olduğu, fiili ayrılık döneminde çocuğu babaya göstermeme ve çocuğu aldıracağını söyleme vakıalarının kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, İlk Derece Mahkemesince kadına kusur olarak yüklenen diğer davranışların sabit olduğu; İlk Derece Mahkemesi kararında erkeğin kusurunun bulunmadığı belirtilmesine karşın erkeğin eşine bağımsız konut temin etmediği, kadının evden ayrılıp dönmesinden 1 hafta sonra onu baba evine bıraktığı, kadının annesinin aramasına ve doğum için imzası gerekmesine rağmen eşinin doğumuna gitmediği ve eşiyle ilgilenmediği, bu durumda boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu; kusur durumuna göre kadının boşanma, tazminat ve yoksulluk nafakası talebinin kabulü ve erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği, kadın lehine takdir edilen tedbir nafakasının az olduğu ve kadının ziynet alacağı davasını tamamen ispatladığı gerekçesi ile; kadının asıl boşanma davasının kabulü dışında ki istinaf itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükmünün kaldırılarak kusur gerekçesinin erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu şeklinde düzeltilmesine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk Vakkas'ın velâyetinin anneye verilerek çocuk ile baba arasında kararda belirtilen zamanlarda kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 750,00 TL iştirak nafakası ile kadın için aylık 750,00 TL tedbir nafakası ile 20.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasının ve 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın, kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte, erkekten alınarak kadına verilmesine, erkeğin tazminat taleplerinin reddine ve kadının ziynet alacağı davasının kabulü ile kararda belirtilen ziynet alacağının erkekten alınıp kadına verilmesine; kadının sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

... erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının kusurlarının ispatlandığını, kadının eşine hakaret ettiğini, şiddet uyguladığını, birlik görevlerini yapmadığını, sadakatsiz olduğunu, erkeğe yüklenebilecek bir kusur bulunmadığını, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatların haksız olduğunu ve erkek lehine tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri ve kadın lehine hükmedilen nafakalar yönünden temyize başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğe kusur yüklenerek kadından kusur çıkarılmasının doğru olup olmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının tazminat taleplerinin kabulünün ve erkeğin tazminat taleplerinin reddinin ve kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin doğru olup olmadığı, kadının tedbir nafakasına hak kazanıp kazanmayacağı ve kadın lehine fer'îlere hükmedilmesinin yasal koşulları bulunuyorsa miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre ... erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Somut uyuşmazlıkta, Bölge Adliye Mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ailesinin de bulunduğu evde odasına çekilip günlerce odasından çıkmayan, ayrı yemek yiyen ve erkeğin yaşlı annesine ev işlerinde yardım etmeyen kadının az; bağımsız konut temin etmeyen, kadının evden ayrılıp dönmesinden bir hafta sonra onu babasının evine bırakan ve kadının annesinin aramasına ve doğum için imzası gerekmesine rağmen eşinin doğumuna gitmeyerek onunla ilgilenmeyen erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının kusur belirlemesine yönelik istinaf itirazları kabul edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince kadına yüklenen kusurlu davranışlar kadın tarafından temyize başvurulmadığından kesinleşmiştir. Dosya kapsamındaki tanık beyanlarından kadının erkeğe sürekli olarak "sen adam değilsin, sen adam değil misin, işte mutfak orada kalk kendi çayını kendin yap, şerefsizsin, erkek değil misin, keriz" diyerek hakaret edip aşağıladığı ve baba evine gideceğini söylediği anlaşılmıştır. Kadına eşine hakaret edip onu aşağıladığı ve sürekli baba evine gideceğini söylediği kusurunun yüklenmemesi doğru değildir. Yine, boşanma davası açılmadan önce taraflar arasında en son yaşanan tartışma sonrasında erkeğin kadını babasının evine bırakmasının kendisine kusur olarak yüklenmesi yerinde görülmemiştir. Boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda erkeğin ailesinin de bulunduğu evde odasına çekilip günlerce odasından çıkmayan, ayrı yemek yiyen, erkeğin yaşlı annesine ev işlerinde yardım etmeyen, eşine sürekli olarak hakaret edip evden gideceğini söyleyen kadın ağır; bağımsız konut temin etmeyen ve fiili ayrılık döneminde kadının annesinin aramasına ve doğum için imzası gerekmesine rağmen eşinin doğumuna gitmeyerek onunla ilgilenmeyen erkek az kusurlu olup erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğuna hükmedilmesi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.

3.Yukarıda ikinci bentte açıklandığı üzere, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu maddî ve manevî tazminata hükmedilebilmesi için tazminat yükümlüsünün kusurlu, tazminat talep eden eşin ise kusursuz veya diğerine göre daha az kusurlu olması gerekir. Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine göre kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi isabetsiz olmuş, kararın bozulmasını gerektirmiştir.

4.4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında mevcut ve beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu olan tarafın, kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebileceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında boşanmaya sebebiyet vermiş olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceği öngörülmüştür. Yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen ... erkeğin ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, kadının kusurlu eylemlerinin erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen "hakkaniyet kuralları" da dikkate alınarak ... erkek yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

5.Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz nafaka isteyebilir. Davalı-davacı kadın boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olup, kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi koşulları oluşmamıştır. Bu nedenle, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulü doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadının tazminat taleplerinin kabulü, erkeğin tazminat taleplerinin reddi ve kadının yoksulluk nafakası talebinin kabulü yönlerinden BOZULMASINA,

2.... erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.