Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2613 E. 2023/6111 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ölümle sona eren boşanma davasında, sağ kalan eşin kusurunun tespiti talebiyle devam eden davada, yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınmasına ilişkin davanın bekletici mesele yapılıp yapılmayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yabancı mahkeme kararının tanınmasının eldeki davanın sonucunu etkileyecek nitelikte olduğu ve bu nedenle yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınmasına ilişkin davanın bekletici mesele yapılması gerektiği gözetilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1222 E., 2022/1634 K.

...

...

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında

hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/1966 E., 2021/345 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı mirasçıları vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkeğin mirasçısı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının evi terki sebebiyle evlilik birliğinin son bulduğunu, erkeğin 2017 yılının Nisan ayında felç geçirdiğini, tedavi altına alındığını, kadının bu süreçte sadece bir kere hastaneye geldiğini, erkeği gördüğünü, taburcu edilmesinin ardından erkeğe kızları tarafından bakıldığını, kadının erkeği ziyarete gelmediğini, birlikte Türkiye'ye döndükten sonra erkeğin kızları ile görüşmesine izin vermediğini, kızları ne zaman arasa telefonu yüzlerine kapattığını, erkeğe bakmadığını, bakmayacağını belirttiğini, erkeğin Avustralya'ya götürülmesini talep ettiğini, erkeğin kızları tarafından Avustralya'ya götürüldüğünü belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, erkek lehine 30.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların 16.03.1993 tarihinden bu yana imam nikahlı olarak yaşadıklarını, 2013 yılında resmi nikah yaptıklarını, iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin 2017 yılında felç geçirdiğini, 18.05.2017 tarihinde Avusturalya'dan Türkiye'ye döndüklerini, bu süreçte erkeğe eşinin baktığını, bakımı zor olduğundan erkeğin kızı ...'den yardım istediğini, bunun üzerine erkeğin dört kızının birden geldiğini, kadının evden ayrılmaya mecbur bırakıldığını, kızlarının 24.11.2017 tarihinde erkeği Avustralya'ya götürdüklerini, tarafların o tarihten beri ayrı olduklarını, kadının boşanmak istemediğini, erkeğin kızlarının Avustralya'ya gidilmesine müteakip eşinin gelmemesini, babalarının boşanmasını istediklerini beyan ettiklerini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların 25 yıl öncesinden beri birlikte yaşadıkları, 2013 yılında nikah yaptıkları, 2018 yılında davacının yaşı ve rahatsızlığı sebebiyle Avusturalya'da yaşayan çocuklarının babalarını tedavi maksatıyla Avusturalya'ya alıp götürdükleri, davacıya Avusturalya'da boşanma davası açtırdıkları, boşanma davasından sonra davacının 09.08.2019 tarihinde vefat ettiği, davacının önceki evliliğinden olan çocuklarının mirastan kaynaklı davalıyı mirastan mahrum etme gayesiyle bu davanın açıldığı, evlilik birliliğinin temelinden sarsıldığının ispat edilemediği, davacının yaşlılığı felç geçirmesi de dikkate alındığında davalı eşine kocanın hastalığıyla ilgilenmediği olgusunun kusur olarak yüklenemeyeceği, evlilik birliliğinin temelininden sarsıldığının ispatlanamaması, bu davanın önceki evlilikten olan çocukların isteği ile açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi davacı mirasçıları vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı mirasçıları vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının, davacı ile ilgilenmediğini, müvekkillerinin desteği ile davacının kendisine geldiğini, bu hususun tanık beyanları ile kanıtlandığını ileri sürerek; davanın reddi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi istemiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı erkek tarafından 12.11.2018 tarihinde evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davası açıldığı, yargılama devam ederken davacı erkeğin 09.08.2019 tarihinde vefat ettiği, davacı mirasçılarının kusur tespiti yönünden davaya devam ettikleri, İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda ise evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, iş bu karara karşı davacı mirasçıları tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu, davacı erkek eş, İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sırasında öldüğünden, tarafların evliliğinin ölümle sona erdiği, davacı erkeğin mirasçılarının kusur tespiti yönünden yargılamaya devam ettiği, bu durumda İlk Derece Mahkemesince, davacının boşanma talebi konusuz kaldığından, konusuz kalan boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin doğru görülmediği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 181 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre boşanma davasının devamı sırasında evliliğin ölümle sona ermesi ve yasal mirasçılardan birinin davaya devam etmesi halinde sağ kalan eşin boşanmaya sebep olabilecek kusurlu bir davranışının bulunup bulunmadığı yönünde bir tespit yapılması gerektiği, tarafların 1993 yılında birlikte yaşamaya başladıkları, 04.04.2013 tarihinde resmi olarak evlendikleri, bu evliliğin her ikisinin de ikinci evliliği olduğu, erkeğin 2017 yılında Avusturalya'da felç geçirdiği, iyileşmesi üzerine davalı kadınla birlikte Türkiye'ye döndüğü, Türkiye'ye döndükten sonra tekrar rahatsızlandığı, davalı kadının, eşinin rahatsızlığını, eşinin önceki evliliğinden olan çocuklarına söylediği, bunun üzerine davacının çocuklarının, erkeği tedavi ettirip Türkiye'ye getirmek üzere Avustralya'ya götürdükleri, bu tarihten itibaren tarafların ayrı oldukları, tarafların fiilen ayrı yaşamalarında ve yeniden bir araya gelmemelerinde davalı kadının kusurunun bulunmadığı, tüm dosya kapsamı ile davalının boşanmaya sebebiyet verecek derece kusurlu olduğunun ispatlanmadığı, gerçekleşen bu duruma göre, Mahkemece evlilik birliğinin sarsılmasında davalıya kusur yüklenmemesi isabetli ise de, davalı kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurunun bulunmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden bu yöne ilişkin davacı mirasçılarının istinaf isteğinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, konusuz kalan boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurunun bulunmadığının tespitine, davacı mirasçılarının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek mirasçısı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek mirasçısı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; tarafların yabancı mahkeme kararıyla boşandıklarını, bu kararın tanınmasına ilişkin açılan davanın kabul edildiğini ve istinaf aşamasında olduğunu, yabancı mahkeme kararının tanınmasına ilişkin davanın bekletici mesele yapılmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, davalı kadının kusurlu olduğunu ileri sürerek, hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; sağ kalan kadın eşin boşanmaya sebebiyet verecek kusurunun ispatlanıp ispatlanmadığı, yabancı mahkemede verilen boşanma kararının tanınmasına ilişkin davanın eldeki davada bekletici mesele yapılıp yapılmayacağı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 165 inci maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 181 inci maddesinin ikinci fıkrası, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun`un (5718 sayılı Kanun) 50 nci maddesi, 58 inci, 59 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

Davacı erkeğin mirasçısı vekili, yargılama sırasında, davacı erkek ile davalı kadının Avustralya Federal Aile Mahkemesince boşanmalarına karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini bildirmiş, temyiz dilekçesinde de bu kararın tanınması için dava açtıklarını Ankara 4.Aile Mahkemesinin 2021/837 Esas, 2022/696 Karar sayılı dosyasında davanın kabulüne karar verildiğini, dosyanın istinaf aşamasında olup kararın henüz kesinleşmediğini belirtmiştir. Yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınması halinde, bu ilamın kesin hüküm etkisi, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ve sonuç doğuracak, dolayısıyla taraflar yabancı mahkeme kararının kesinleştiği tarihte boşanmış olacaklardır. Öyleyse, davacı erkeğin ölümüyle kusur tespitine dönüşen eldeki davanın esasının incelenebilmesi ve bu davada hüküm verilebilmesi, tanıma davasının sonucuna bağlıdır. Yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınması eldeki davanın sonucunu etkileyecek niteliktedir. Bu bakımdan tanımaya ilişkin davanın bu dava bakımından bekletici sorun (HMK. md. 165/1) yapılarak sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesi ve hasıl olacak neticesine göre hüküm tesis edilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...