Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2621 E. 2024/466 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosyadaki tüm belgeler değerlendirilerek, ilk derece mahkemesi kararını kısmen değiştiren bölge adliye mahkemesi kararında usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı gözetilerek temyiz isteminin reddine ve bölge adliye mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/294 E., 2023/305 K.

DAVA TARİHİ : 09.07.2021

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/496 E., 2022/929 K.

Taraflar arasındaki davacı kadın vekili tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin sorumlulukları yerine getirmediğini, düzenli bir işte çalışmadığını, ayrı bir konut açılmadığını, evin ve çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığını, kadını kendi ailesiyle yalnız görüşmesine izin vermediğini, uyuşturucu madde kullandığını, alkol kullandığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, her bir çocuk için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî 100.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; kadının annesinin sürekli tarafların evliliğine müdahalede bulunduğunu, kadının tüm uyarılarına rağmen sabahlara kadar ağzında sigarayla internet üzerinden oyun oynadığını, öğlene kadar yattığını, sorumluluklarını yerine getirmediğini, eniştesinin hakaret ettiğinin, ağabeyinin tehdit ettiğini, ileri sürerek davanın reddine, velâyetin babaya verilmesine, erkek yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin düzenli bir işte çalışmadığı, yükümlülükleri yerine getirmeyerek ailesinin ve ortak konutun ihtiyaçlarını karşılamadığı, faturaları düzenli ödemediği, eşinin tek başına ailesi ile görüşmesine izin vermediği, her ne kadar bağımsız konut bulunsa da süreklilik arz edecek şekilde eşini kök ailesinin evine götürdüğü, Bünyan CBS. Soruşturma dosyasında alınan adli raporla sabit olduğu üzere uyuşturucu madde kullandığı; kadının ise, internet üzerinden sürekli oyun oynadığı, geç saatlere kadar uyumadığı ve çocuklarla ilgilenmediği ve ev işlerini yapmadığı, kayınvalidesine hakaret ettiği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...’nin velâyetinin babaya, Aliefe’nin velâyetinin anneye verilmesine, anne yanında kalan çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir ve 600,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve 750,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 27.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, baba yanında kalan çocuk yararına kadının yoksul olması nedeniyle iştirak nafakası takdirine yer olmadığına, ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin uyuşturucu kullandığının sabit olduğu, velâyetin babaya verilmesinin çocuğun yüksek yararına uygun olmadığını, ziynet alacağının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın velâyet ve ziynet alacağı yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını, kadının kusurlu olduğunu, velâyetin anneye bırakılmasının hatalı olduğunu, kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının oluşmadığını, tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek kararın tüm yönlerden kaldırılmasını yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin kanuna uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, gerçekleşen kusur durumuna göre evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı sabit olup, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde; tedbir nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının ve çocuğun ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen nafakaların miktarlarında; herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan kadın yararına yoksulluk nafakası ile velâyeti kendisinde olan çocuk yararına iştirak nafakasına hükmedilmesinde, hükmedilen nafakaların miktarında, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitirecek olan kadının bu olaylar aynı zamanda kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde maddî manevî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında her hangi bir isabetsizlik bulunmadığı; Mahkeme her ne kadar uzman raporu ve ve çocuk ...'nin beyanını dikkate alarak çocuk ...'nin velâyeti davalı babaya vermiş ise de, davalı babanın uyuşturucu madde kullandığı, hakkında uyuşturucu madde kullanmaktan dolayı açılan davalar olduğu, kardeşlerin birlikte yaşaması ilkesi dikkate alınarak çocuk ...'nin de velâyetinin davacı anneye verilmesinin çocuğun menfaatine olacağı; velâyeti anneye bırakılan çocuk ...ye yararına uygun bir miktar iştirak nafkasına hükmedilmesinin gerektiği; ziynet alacağının reddine karar verilmesinin doğru olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ortak çocuk ...’nin velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 600,00 TL iştirak nafakasına, baba ile kişisel ilişki düzenlenmesine; erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin diğer itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, velâyet düzenlemesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tazminat ve nafaka koşullarının oluşmadığını, tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olup olmadığı, velâyet düzenlemesinin çocukların yüksek yararına uygun olup olmadığı ile kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile nafakaların kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi,174 üncü maddesi,175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle Bölge Adliye Mahkemesi karar başlığında "ilgili kişi" olarak yer alan bilginin iş bu dosya ile uyumlu olmadığı ve yerinde düzeltilebilir maddî hata olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.