"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1705 E., 2022/1249 K.
KARAR : Başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2014/238 E., 2019/487 K.
Taraflar arasındaki katkı payı ve katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, kadının açtığı birleşen davanın kabulüne ve erkeğin açtığı birleşen davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı kadın vekili ve davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulması suretiyle asıl davanın reddine, kadının açtığı birleşen davanın kabulüne ve erkeğin açtığı birleşen davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekili ve davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların 2006 yılında evlendiğini, müvekkilinin öğretmen, davalı-davacının doktor olduğunu, müvekkilinin geliri ile evin geçiminin sağlandığını, davalı-davacının kazancı ile yatırım yapıldığını, davalı-davacı adına dava dilekçesinde detay bilgileri verilen 16 adet taşınmaz tespit edildiğini, davalı-davacı adına ayrıca araçlar ve banka kayıtları bulunduğunu belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı-davalı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; asıl dava dosyasında tasfiye konusu mallara yönelik katkı payı alacağı davası açıldığını, ancak müvekkilinin bir kısım mallar yönünden katılma alacağının olduğunun tespit edildiğini belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL katılma alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
3. Davacı-davalı kadın vekili erkeğin açtığı birleşen davaya karşı cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.
II. CEVAP
1. Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde; malların müvekkilinin evlilik öncesi birikim ve yatırımları ile edinildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; davacı-davalı adına kayıtlı 46454 ada 1 parseldeki dairenin edinilmiş olduğunu, taşınmazın kredi borcunun devam ettiğini, ayrıca taşınmazdan kira geliri elde edildiğini belirterek; taşınmaz yönünden şimdilik 75.000,00 TL, kira geliri yönünden de şimdilik 10.000,00 TL olmak üzere toplam 85.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
3. Davalı-davacı erkek vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; zamanaşımının dolduğunu, 47568 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ve 1273 ada 10 parsel sayılı taşınmazın müvekkilinin evlilik öncesi birikim ve yatırımları ile edinildiğini, müvekkilinin adına kayıtlı 45888 ada 5 parseldeki daire ve davacı-davalı adına kayıtlı 46454 ada 1 parseldeki dairenin edinilmiş mal olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI,
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, asıl dava yönünden; katkının ispatlanamadığı gerekçesiyle; asıl davanın reddine karar verilmiştir.
2. Kadının açtığı birleşen dava yönünden; 1273 ada 10 parsel sayılı taşınmaz, 47568 ada 1 parsel 2-5-10-13-15 nolu bağımsız bölümler, 48298 ada 1 parsel 16 nolu bağımsız bölümün davalı tarafından evlilik birliği içerisinde edinildiği, işbu taşınmazlar yönünden davacı-davalının katılma alacağının bulunduğu, davalı-davacı tanıklarının taşınmazların aidiyetine ve alımına ilişkin bir kısım afaki beyanlarının davalı-davacı erkeğin mesleği, gelir düzeyi ve faaliyet durumu kapsamında inandırıcı bulunmadığı, hayatın olağan akışına aykırı beyanlarına itibar edilmediği, 47568 ada 1 parsel 10 ve 13 nolu bağımsız bölümlerin de davalı-davacıya ait olduğunun kabul edildiği; 1273 ada 10 parsel sayılı taşınmaz yönünde 37.500,00 TL, 47568 ada 1 parsel 2-5-10-13-15 nolu bağımsız bölümler yönünden 93.500,00 TL, 48298 ada 1 parsel 16 nolu bağımsız bölüm yönünden 22.228,83 TL katılma alacağı bulunduğu; ancak davacı-davalının talep miktarının 1.000,00 TL olduğu gerekçesiyle; birleşen davanın kabulü ile, 1.000,00 TL katılma alacağının karar tarihi olan 20.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilien, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına karar verilmiştir.
3. Erkeğin açtığı birleşen dava yönünden; 46454 ada 1 parsel 8 nolu bağımsız bölümün evlilik birliği içinde davacı-davalı adına edinildiği, davacı-davalının işbu taşınmazın kişisel mallarıyla (araçlarını satmak ve ziynetlerini bozdurmak suretiyle) edindiğini savunmuşsa da kişisel mal savunmasının ispatlanamadığı, tanık beyanlarının soyut ve davacı-davalından duyuma dayalı dolaylı beyanlar niteliğinde bulunduğu, taşınmazın edinme tarihindeki değerinin 186.000,00 TL olduğu, taşınmazın edinilmesinde kullanılına kredinin boşanma dava tarihine kadar ödenen 9 aylık taksit miktarının 15.194,70 TL olduğu, toplam faizli borç miktarının 203.769,68 TL olduğu, boşanma dava tarihi itibariyle kalan 111 aylık taksit borç miktarının 188.574,98 TL olduğu, söz konusu miktarın oranlama suretiyle tespitinin gerektiği, edinme tarihindeki değerin (186.000,00 TL) 0,92 ile çarpımı sonucunda elde edilen 172.130,34 TL'nin edinme tarihindeki değeri olan 186.000 TL'ye bölümünün keşif tarihindeki değer olan 260.000,00 TL ile çarpımı neticesinde 240.612,30 TL'nin borç miktarı olarak hesaplandığı, keşif tarihindeki değerden borç miktarı düşüldüğünde artık değerim 19.387,70 TL, katılma alacağının da 9.693,85 TL olduğu gerekçesiyle; birleşen davanın kısmen kabulüyle, 9.693,85 TL katılma alacağının karar tarihi olan 20.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili ve davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; tarafların evlilik birliği içerisinde çalıştıklarını, müvekkilinin ekonomik olarak malların edinilmesine katkısı bulunduğunu, müvekkilinin tutumlu davranarak birikim de yaptığını, adına kayıtlı taşınmaz ve aracın alınmasında ziynetlerini sattığını, bankalardan kredi çektiğini, ödemeleri bizzat yaptığını, evliliğin başlangıcında kiralık evde oturan tarafların zamanla zenginleştiklerini, davalının birkaç daire sahibi olduğunu, babasına ve kardeşine yardım ettiğini, kardeşi ve babasının ekonomik olarak sıkıntı yaşadıklarını ve davalının desteğini alarak ayakta durmaya çalıştıklarını, bu nedenle davalı-davacının ailesinden herhangi bir katkının bulunmadığını, müvekkili lehine alacak miktarının düşük olduğunu, müvekkilinin tüm isteğinin davanın en başından itibaren tarafların ikamet ettikleri taşınmazın ortak çocukları adına tapuya tescilinin yapılması yönünde olduğunu, ancak karşı tarafın kabul etmediğini, müvekkili adına kayıtlı taşınmaz için çekilen kredilerin ödenmesinde davalı-davacının herhangi bir katkısının bulunmadığını, davalı-davacının her yaptığı işten kazançlı çıktığı beyanlarının gerçek olmadığını, nitekim ... Tıp Merkezindeki gelirleri yönünden beyanlarının da doğru olmadığını, zira anılan merkezin kapanıp borçlarını dahi ödeyemediğini, davalı-davacının evlenmeden evvel edindiği ve büyük kazançlar elde etmek için ortak olarak yatırmış olduğu sermayesinin de bu şekilde ziyan olduğunu, davalı-davacı tanıklarınca da bu hususun bildirildiğini, kaldı ki davalı-davacının babası ile kız kardeşinin işlettikleri işletmenin iflas etmemek için davalı-davacı tarafından kredi çekilerek borç verdiğini, borcun ödendiğine ilişkin somut delil de sunulamadığını, aksine işletmenin daha sonra kapandığını, buna göre davalı tarafından kardeşlerinin hem zarar içerisinde oldukları ve borç para aldıkları, hem de davalı-davacının inşaat yapması için para gönderdiklerini iddia etmelerinin hayatın olağan akışına uygun bulunmadığını, davalı-davacının babasının 2009 ve 2010 yıllarında peşpeşe zararlar edip defalarca kredi çekilmesine rağmen vergi borçlarını da ödemeyemeden iş yerini kapattığını, davalı-davacının ailesine kredi çekerek verdiği borçlardan dolayı ailesi tarafından kendisine bir kısmı ödenen tutarları gerçeğe aykırı olarak taşınmaz almak için verilmiş gibi gösterildiğini, müvekkilinin ortak çocuğu ile birlikte bir kenara atıldığını, müvekkilinin çabası ile elde ettiği servetten hakkını almasına engel olduğunu, evlilik öncesinden çok daha düşük bir kişisel mal getiren davalı-davacının bu durumunun yeniden değerlendirilerek katılma alacağının müvekkili lehine arttırılmasını, yine katkı payı alacağı isteminin de kabulü yerine reddinin kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; 45946 ada 2 parsel 1-8-10 nolu bağımsız bölümlerin evlenmeden önce müteahhitten haricen satın alındığını, ödemelerin evlilik öncesinde yapıldığını, parasal karşılığı olan 90.000,00 TL'nin 05.05.2005 tarihinde İş Bankası'ndan 69.000,00 TL kredi çekilerek kalanı da elden verilerek tamamlandığını, kalan miktarın Tıp Merkezi'ndeki hissesinin satış parası olduğunu, 90.000,00 TL'nin mal beyanında da belirtilmiş olduğunu, dairelerin tamamlanmasından sonra tapuların devrinin evlilik birliği kurulduktan sonrasına sarktığını, bu dönemde para ödemesi yapılmadığını, sadece tescil işlemi yapıldığını, iş bu taşınmazların satışından elde edilen para ve müvekkilinin kardeşinin eklediği 61.000,00 TL ile 47568 ada 1 parsel sayılı arsanın satın alındığını, kardeşinin hissesinin de güven ilişkisi sebebiyle müvekkili adına tescil edildiğini, arsa karşılığı alınan 10 ve 13 nolu bağımsız bölümlerin müvekkilinin kardeşine ait olduğunu, banka kayıtlarına ve tanık beyanlarına itibar edilmediğini; 1273 ada 10 parsel sayılı taşınmazın edinilmesinde müvekkilinin babasına evlenmeden önce verdiği borcun karşılığından ödemeleri babası tarafından yapılan kredi kullanılarak alındığını; müvekkili lehine katılma alacağının da eksik hesaplandığını peşin ödenen miktarın göz ardı edildiğini, edinilmiş mal oranının düşük belirlendiğini gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, asıl dava yönünden; davacı-davalı maaş gelirleri, evdeki çalışmaları ve ziynetleri ile katkısı olduğunu açıklayarak katkı payı alacağı istemiş ise de, evlilik birliğinin 2006 yılında kurulduğu, taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli olup edinilen malların edinme tarihleri itibariyle edinilmiş mal niteliğinde bulunduğu, eşlerin çalışma karşılığı gelirlerinin ve bu gelirlerle alınan malların da edinilmiş mal niteliğinde bulunduğu, düğünde takılan ziynetlerr davacı-davalının kişisel malı niteliği ise de, davacı-davalının kendi adına kayıtlı taşınmazın edinilmesinde kullanıldığını ileri sürdüğü, ancak bu iddianın da dosya kapsamından ispatlanmadığından Mahkemece anılan talep yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle; davacı-davalı kadın vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
2. Kadının açtığı birleşen dava yönünden; dosya arasında yer alan banka kayıtlarından 2005 yılında evlilik öncesi davalı-davacının 69.000,00 TL'sinin bulunduğunun anlaşıldığı, davacı/davalının da bu hususun kabulünde olduğu üzere evlilik öncesindeki birikimlerinden bir miktar evlilik birliğinin kurulmasından sonraya aktarıldığı, yine 45946 ada 2 parselde kayıtlı taşınmazın henüz inşaat halinde iken müteahhitten 1, 8 ve 10 numaralı bağımsız bölümlerin 100.000,00 TL'ye satın alındığı, bu miktarın 69.000,00 TL'sinin evlilik öncesinde davalı-davacının hesabında bulunan paradan karşılandığı, kalan 31.000,00 TL'nin ise edinilmiş mallardan verilmek suretiyle alındığı, taşınmazların daha sonra sırasıyla 11.02.2010, 20.04.2010 ve 10.08.2010 tarihlerinde satıldığı, satım bedeli ile 47568 ada 1 parsel sayılı arsa nitelikli taşınmazın 27.08.2010 tarihinde satın alındığı, her ne kadar davalı, kardeşi ... ile aldığını, banka kanalıyla 49.400,00 TL, elden ise bir miktar ekleyerek 61.000,00 TL vererek 1/3 payına sahip olduğunu ileri sürmüş ise de, banka kayıtlarından gönderilen paraların tarihlerine göre tasfiye konu diğer 1273 ada 10 parsel sayılı taşınmazın alımı için gönderildiği ve tapuda davalı-davacı ile kardeşleri adına 1/3'er hisseli olarak 19.11.2009 tarihinde tescil edilmiş olduğu, 47568 ada 1 parsel sayılı arsanın 13.10.2010 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmak suretiyle inşaatına başlandığı ve inşaattan sözleşme gereğince 5 adet (2, 5, 10, 13 ve 15 numaralı) bağımsız bölümün davalı-davacıya verildiği ve bağımsız bölümlerin tapuda davalı-davacı adına 10.10.2011 tarihinde tescillerinin yapıldığı; o halde Mahkemece, 69.000,00 TL'nin davalı-davacı lehine 45946 ada 2 parsel 1, 8 ve 10 nolu bağımsız bölümlerin alımında kişisel malı olarak değerlendirilerek, kalan miktarın edinilmiş mallardan karşılandığı, 45946 ada 2 parsel 1,8 ve 10 nolu bağımsız bölümlerin satılarak da satış bedelinin tamamının tasfiye konusu 47568 ada 1 parsel sayılı arsanın alımında kullanıldığı kabul edilmek suretiyle hesaplama yapılması ve arsa üzerine yapılan binanın ikame değer olup bedel eklenmesi söz konusu edilmediğinden taşınmazlar yönünden katılma alacağı hesaplanması gerektiği; buna göre 45946 ada 2 parsel 1,8 ve 10 nolu bağımsız bölümlerin %69 oranındaki kısmının davalı-davacının kişisel malı olacağı, tasfiye konusu 47568 ada 1 parsel sayılı taşınmazın alımındaki katkısının bu miktar üzerinden davalı-davacı lehine denkleştirilmesi gerekeceği ve yapılan hesaplama sonucu davacı-davalının artık değere katılma alacağının 47568 ada 1 parsel 2,5,10,13 ve 15 nolu bağımsız bölümlere yönünden 170.500,00 TL olduğu; 1273 ada 10 parsel sayılı taşınmazın alımda kullanılan kredinin evlilik birliği içinde davalı-davacı tarafından ödendiği, her ne kadar kredinin ödemelerinin babasınca karşılandığı ileri sürülmüş ise de, iddianın uygun vasıtalarla ispatlanamadığı, Mahkemece taşınmazın davalı-davacı adına olan 1/3 hissenin dikkate alınarak katılma alacağı hesaplanmasında isabetsizlik olmadığı; 48298 ada 1 parsel 16 nolu bağımsız bölüm 160.000,00 TL'ye alındığı, alım bedelinin 140.000,00 TL'si için 120 ay sabit taksitli kredi kullanıldığı, kredinin 17 adet taksitinin evlilik birliği içerisinde ödendiği, kalan 103 taksitinin boşanma davasından sonraya sarktığı, alım bedelinin 20.000,00 TL'sinin edinilmiş mallardan karşılandığı; hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplama yönteminin Yargıtay ilke ve uygulamalarına aykırı olduğu, evlilik birliği içinde ödenen kredi taksit sayısı ve peşinat dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre davacı-davalının 28.670,20 TL katılma alacağı olacağı gerekçesiyle; taraf vekillerinin başvurularının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
3. Erkeğin açtığı birleşen dava yönünden; 46454 ada 1 parsel 8 bolu bağımsız bölümün edinilmiş mal olduğu, 131.250,00 TL konut kredisi ve 40.000,00 TL peşin verilerek 171.200,00 TL'ye edinildiği, kredinin 120 ay sabit ödemeli olup boşanma dava tarihine dek 9 adet taksitin ödendiği, kalan 111 adet taksitin ise sonrasına sarktığı; hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplama yönteminin Yargıtay ilke ve uygulamalarına aykırı olduğu, davacı-davalının ziynetleri ile katkısının ispatlanamadığı, davacı-davalı adına olan aracın da evlilik birliği içinde alındığından edinilmiş mal niteliğinde olduğu, bu bakımdan peşinata eklenen satım bedelinin de hesaplamada edinilmiş mal olarak değerlendirilmesi gerekeceği ve ayrıca bir hesap yapılmasının sonucu değiştirmeyeceği, evlilik birliği içinde ödenen kredi taksit sayısı ve peşinat dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre davalı-davacının 37.758,00 TL katılma alacağı olduğu gerekçesiyle; davacı-davalı kadın vekilinin başvurusunun reddine, davalı-davacı erkek vekilinin başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.
4. Sonuç olarak; başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulması suretiyle asıl davanın reddine; kadının açtığı birleşen davanın kabulüyle, 1273 ada 10 parsel sayılı taşınmaz yönünden 37.500,00 T; 47568 ada 1 parsel 2-5-10-13-15 nolu bağımsız bölümler yönünden 170.500,00 TL, 48298 ada 1 parsel 16 nolu bağımsız bölüm yönünden 28.670,20 TL katılma alacağı bulunduğuna; taleple bağlı kalınarak 1.000,00 TL katılma alacağının karar tarihi olan 20.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına; erkeğin açtığı birleşen davanın kısmen kabulüyle, 46454 ada 1 parsel 8 nolu bağımsız bölüm yönünden 37.758,00 TL katılma alacağının karar tarihi olan 20.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tashilien, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili ve davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; katılma alacağına dava tarihinden itibaren hükmedileceğinden faize de dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerektiğini, evlilik birliği içinde evin geçim ve ihtiyaçlarının müvekkili tarafından karşılandığını, İlk Derece Mahkemesinde belirlenen bedel çok yetersiz olduğundan ıslah hakkını kullanamadıklarını, müvekkilinin enflasyonel zararlarının da tespit edilebileceği inancı ile raporlara itiraz edildiğini, Bölge Adliye Mahkemesince müvekkili lehine alacak miktarı daha fazla belirlenmiş ise de müvekkilinin zararını karşılamayacak düzeyde olduğunu, müvekkilinin reel zararları ne olduğu ortaya konularak hesaplama yapılması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; 45946 ada 2 parsel 1-8-10 nolu bağımsız bölümlerin evlenmeden önce müteahhitten haricen satın alındığını, ödemelerin evlilik öncesinde yapıldığını, parasal karşılığı olan 90.000,00 TL'nin 05.05.2005 tarihinde İş Bankası'ndan 69.000,00 TL kredi çekilerek kalanı da elden verilerek tamamlandığını, kalan miktarın Tıp Merkezi'ndeki hissesinin satış parası olduğunu, 90.000,00 TL'nin mal beyanında da belirtilmiş olduğunu, dairelerin tamamlanmasından sonra tapuların devrinin evlilik birliği kurulduktan sonrasına sarktığını, bu dönemde para ödemesi yapılmadığını, sadece tescil işlemi yapıldığını, iş bu taşınmazların satışından elde edilen para ve müvekkilinin kardeşinin eklediği 61.000,00 TL ile 47568 ada 1 parsel sayılı arsanın satın alındığını, kardeşinin hissesinin de güven ilişkisi sebebiyle müvekkili adına tescil edildiğini, arsa karşılığı alınan 10 ve 13 nolu bağımsız bölümlerin müvekkilinin kardeşine ait olduğunu, banka kayıtlarına ve tanık beyanlarına itibar edilmediğini; taşınmazların evlilik öncesi birikimlerle alındığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kişisel mal savunması ve ispatı, alacak miktarı noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; 4722 Sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 10 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı-davacı erkeğin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Artık değere katılma alacağı ve değer artış payı alacağı miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri esas alınır (4721 sayılı Kanun md. 227/1, 228/1, 232 ve 235/1). Yargıtay uygulamalarına göre tasfiye tarihi, karar tarihi olup Bölge Adliye Mahkemesince tasfiyenin yapılması halinde karar tarihi Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihidir.
3. Davacı-davalı kadın vekilinin kadının açtığı birleşen davada katılma alacağı hesaplanan tasfiye konusu malların değerine yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin başvurusu kısmen kabul edilerek İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulması suretiyle asıl davanın reddine, kadının açtığı birleşen davanın kabulüne ve erkeğin açtığı birleşen davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesince kadının açtığı birleşen davada tasfiye konusu taşınmazlar yönünden yukarıda izah edilen ilkeye aykırı şekilde, taşınmazların karar tarihinden (24.11.2022) yaklaşık dört yıl önceki belirlenen güncel değerlerine göre artık değere katılma alacağının hesaplanması doğru olmamıştır. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, birleşen davada tasfiye konusu taşınmazların tasfiye (önceki karar bozulmakla değer güncelliğini yitirdiğinden bozma sonrası yeni karar tarihine en yakın tarihteki) tarihi itibariyle sürüm (rayiç) değerleri belirlendikten sonra, talep miktarı ve usuli kazanılmış haklar da gözetilerek taşınmazlar yönünden artık değere katılma alacağına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının açtığı birleşen davada tasfiye konusu taşınmazların güncel değeri yönünden kadın yararına BOZULMASINA,
2. Davalı-davacı erkek vekilinin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin bozma kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'a yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'e iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.