"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1742 E., 2023/4 K.
...
...
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Giresun Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/33 E., 2022/306 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve kadının ortak ikametgaha aile konutu şerhi konulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, kadının aile konutu şerhi konulması talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, küçük düşürücü, aşağılayıcı sözler söylediğini, küfür ettiğini, olur olmaz şeylere sinirlendiğini, hem kadına hem de çocuklarına şiddet uyguladığını, en son olayda kadının şikayetçi olduğunu ve uzaklaştırma kararı aldığını, erkek eşin çalışmadığını, evinin geçimini sağlamadığını, sorumluluklarını yerine getirmediğini, kadına sevgi ve saygısının kalmadığını, evlilik birliğinin devamının mümkün olmadığını beyanla ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklardan ... için aylık 500,00 TL, ... için aylık 1.000,00 TL nafakaya, kadın yararına 1.000,00 TL nafakaya, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, davalı- davacı adına kayıtlı olan ortak konuta aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; kadının, iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, dava dilekçesinde belirtilenin aksine evine ve eşine bağlı bir baba olduğunu, sorumluluklarını yerine getirdiğini, kadının, sadakatsiz olduğunu, evde sürekli telefonla zaman geçirdiğini, kiminle görüştüğünü eşine söylemediğini, evin işleriyle ilgilenmediğini, küçük düşürücü sözler söylediğini, anneme gidiyorum diyerek sürekli evden gittiğini, müvekkilinin kadının çantasında başka bir erkeğe ait ehliyet ve vesikalık fotoğraf bulduğunu, çocuklarına yemek dahi yapmayarak sorumluluklarını yerine getirmediğini, kızı için aldığı bakım parasını kendi ihtiyaçlarına ve makyaj malzemelerine harcadığını, erkeğin akrabalarına saygı duymadığını, son 2 yıldır müvekkilinin kök ailesinin misafir olarak evlerine gelemediklerini, evlilik birliğinin sona ermesinde kadının tam kusurlu olduğunu iddia ederek; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine çocukların her biri yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda; kadının, erkek eşin ailesiyle görüşmek istememesinden dolayı devam eden bir geçimsizlik bulunduğu, ... isimli başka bir erkekle ilişkisi olduğuna dair dedikoduların çıkmasına sebebiyet verecek tutum ve davranışlar içerisine girdiği, bu konunun çevrede çokça konuşulduğu, telefon kayıtlarında da kadının dedikodularda adı geçen... isimli kişiyle olağandışı sıklıkta gece geç saatlere varacak şekilde görüşmeler yaparak eşinin güvenini sarstığı erkeğin ise; ayrılmalarına sebep olan son olayda; eve alkollü geldiği, evde yüksek sesle tartışma çıkarıp tabakları ve bazı eşyaları kırdığı, "ben köye gelmek istemeyen kadını taşımam, boşanalım gitsin,...ananı avradını sinkaf ederim" dediği, bu tartışmadan sonra koca hakkında uzaklaştırma tedbiri uygulandığı ve tarafların sonrasında bir araya gelmedikleri, tarafların eşit kusurlu davranışları nedeniyle, evlilik birliğinin devamı taraflardan beklenemeyecek şekilde temelinden sarsıldığı, ortak çocukların halen anne yanında kaldığı, alıştıkları ortam ve sosyal inceleme raporu birlikte dikkate alındığında, annenin ortak çocuklara daha iyi bakabileceği ve onları uygun bir ortamda yetiştirebileceği, velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu , boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olması nedeniyle maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşmadığı, kusuru daha ağır olmayan ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuklar ... ve...'nın velâyetlerinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocukların her biri yararına aylık 250,00 TL tedbir 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir ve 500,00 TL yoksulluk nafakasına, tarafların eşit kusurlu olması nedeniyle maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine kadının, ortak konuta aile konutu şerhi konulması talebi yönünden harcı yatırılmak suretiyle usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddialarını aynen tekrar ederek, yerel mahkemece verilen kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu, erkek eşin müvekkiline ve çocuklarına süregelen psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, müvekkili lehine tazminat taleplerinin reddinin haksız ve usule aykırı olduğunu belirterek; kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ve nafakaların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararında tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında eşit kusurlu olduğunun kabul edildiğini, ancak bu tespitin hatalı olduğunu, kadının davalı erkeği başka bir erkekle aldattığının kesin delillerle ortaya konduğunu, davacı- davalının bu kişiyle gece saatlerinde mesajlaştığı ve aramalar yaptığının kesin ve dosya içerisinde delil ile sabit olduğunu, ortada açık bir şekilde aldatma varken erkeğin katlanılmaz derecede olmayan ufak bazı kusurlarının öneminin olmadığını, kadının tam kusurlu olduğunu, Mahkemenin maddî, manevî tazminat talebinin reddine karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü ve reddedilen tazminat talepleri yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; erkek eşin müvekkiline ve çocuklarına süregelen psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, müvekkili lehine tazminat taleplerinin reddinin haksız ve usule aykırı olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kadının tam kusurlu olduğunu, mahkemenin maddî, manevî tazminat talebinin reddine karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü ve reddedilen tazminat talepleri yönlerinden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmış ise kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının davasının kabulünün usul ve kanuna uygun olup olmadığı, tarafların tazminat taleplerinin reddinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...
...