"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2326 E., 2023/73 K.
KARAR : Başvurunun kabulü ile gerekçenin düzeltilmesine, yeniden hüküm
tesisine
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 10. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/332 E., 2021/388 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının zina hukuki sebebine dayalı boşanma davasının reddine, her iki tarafın evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile; karar gerekçesinin düzeltilmesine, iştirak ve yoksulluk nafakasının miktarı, maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden yeniden hüküm tesisine, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkek eşin ailesi ile kadın arasında düğün alış verişi esnasında çıkan gerginliğin büyüyerek devam ettiğini, müvekkilini, arkadaşlarının eşlerinden kıskandığını, gerçek dışı olaylara dayanarak müvekkilini sadakatsizlikle suçladığını, ailecek görüştükleri tüm arkadaşlarıyla görüşmeleri keserek sosyal ilişkilerine ket vurmak zorunda kaldığını, Whatsap uygulamasını dahi web üzerinden takip ettiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; ... erkeğin iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, geçimsizliğin nedeninin erkeğin iddia ettiği gibi kadında olmadığını, erkeğin ailesinin evliliklerine müdahale ettiğini, erkeğin sadece annesi değil, ablası ve eniştesi tarafından da evlilik birliğine müdahale ettiklerini, sürekli "suratsız, sinsi, çatlak şizofren" gibi hitaplarda bulunduğunu, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, alkollü, yemekli arkadaş buluşmalarını alışkanlık haline getirdiğini, çocuğu ile ilgilenmediğini, eşyalara zarar verdiğini, eşyaları kırıp döktüğünü, evi ile ilgilenmediğini, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranması nedeniyle aralarındaki evlilik birliğinin sarsıldığını, 5 yıllık evlilikte bir çok kez onur kırıcı davranışa, hakarete maruz kaldığını, her tartışma sonrasında küsüp yatağını ayırdığını, hatta evi terk edip 2-3 gün eve gelmediğini, sonra da hiç bir şey olmamış gibi ortak konuta geri döndüğünü iddia ederek erkeğin asıl davasının reddine, karşı davanın kabulü ile, ilk önce zina nedeniyle tarafların boşanmalarına mümkün değilse tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, iştirak ve yoksulluk nafakasının her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata, kadına ait ziynet eşyaları talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının aşırı kıskanç tavırlarının olduğu, iş, sosyal çevre ve tüm hayatını kısıtlar nitelikte davranışlar sergilediği, erkeğin kök ailesiyle görüşmek istemediği ve bu konudan kaynaklı tartışma çıkardığı, çocuğu da görmelerini istemediği, ... erkek eşin ise; başka kadınlarla eşinin güvenini sarsacak şekilde iletişim kurduğu, yaşanan ufak tefek tartışmalarda dahi evi terk edip gittiği, kadına şiddet uyguladığı her iki tarafın kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, geçimsizliğin meydana gelmesinde erkeğin, kadına oranla daha kusurlu olduğu, ortak çocuğun annenin yanında kaldığı ve sosyal inceleme raporu dikkate alındığında velâyetinin anneye verilmesinin çocuğun üstün yararına olduğu, kadının zina hukuki nedenine dayalı boşanma davası bakımından zina iddiasında bulunmuş ise de sunmuş olduğu deliller ve dinletmiş olduğu tanıklarla iş bu durumu ispatlayamadığı gerekçesiyle ; kadının zina hukuki nedenine dayalı boşanma davasının reddine, kadın ve erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi hükmü uyarınca boşanmalarına, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kadının sürekli ve düzenli gelir getiren işi olmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına 800,00 TL yoksulluk nafakasına, velâyetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, velâyeti anneye bırakılan ortak çocuk yararına dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 700,00 TL tedbir, iştirak nafakasına, nafakaların her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında arttırılmasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına oranla ağır kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, kadının mevcut ve beklenen menfaatleri zedelendiğinden, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak kadın yararına 20.000,00 TL maddî 20.000,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet alacağına yönelik ve ortak konutta bulunan eşyalar konusundaki iade yahut bedel talepli davalarının tefrikine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. ... erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin doğru yapılmadığını, kadına yüklenen kusurlu davranışların gerçekleştiğini belirterek, kusur belirlemesi, velâyet, kadın lehine belirlenen yoksulluk nafakası ile maddî-manevî tazminatlar yönünden
İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece kusur belirlemesinin yanlış yapıldığı, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî-manevî tazminatların miktarı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğin; başka kadınlarla ilişkiye girmek suretiyle sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği ve eşler arasında ortak çocuk nedeniyle yaşanan tartışma sonrasında ortak konuttan ayrıldığı, kadının ise; makul bir sebep bulunmaksızın eşinin ailesiyle görüşmek istemediği, erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlale yönelik davranışları karşısında kadının aşırı kıskanç davranışlar sergilediğinin kabulünün mümkün olmadığını, erkeğin de eşine fiziksel şiddet uyguladığı belirtilmiş ise de, yaşanan şiddet eylemi sonrasında evlilik birliğinin devam ettirildiği bu eylemin kadın tarafından affedildiği ya da en azından hoşgörüyle karşılandığının kabulü gerekeceği, tarafların iddia ettiği diğer eylemlerin ise ispat edilemediği, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin kadına nazaran daha fazla kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesi kararının, isabetli olduğu ancak kararın gerekçesinin hatalı olması nedeniyle gerekçenin düzeltilmesine karar verildiği, boşanma veya ayrılık vukuunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlü olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve ortak çocuğun ihtiyaçlarına nazaran, çocuk için takdir edilen iştirak nafakasının az olduğu, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur durumuna göre kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesi isabetli olduğu ancak nafaka miktarının az olduğu, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur durumları da gözetilmek suretiyle kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi isabetli olduğu, ancak tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat az olduğu gerekçesi ile tarafların kusur belirlemesine yönelik kadının ise iştirak ve yoksulluk nafakasının miktarı ile kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile; kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, ortak çocuk için iştirak nafakasına dair kararın kaldırılarak boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak ve her ay ödenmek üzere aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına yoksulluk nafakasına dair kararın kaldırılarak, 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakaların takip eden yıllarda TÜİK tarafından belirlenen yıllık Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) oranında artırılarak devamına, tazminatlara yönelik kararın kaldırılarak kadın yararına 50.000,000 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, velâyet, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla tazminatlar ve nafakaların miktarı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmış ise kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talebinin kabulünün hukuka uygun olup olmadığı, tazminatların ve nafakaların miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, ortak çocukların velâyetinin hangi ebeveyne verilmesinin çocuğun üstün yararına uygun olacağı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü ve 12 nci maddeleri. Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.