Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2667 E. 2023/6125 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi ve kadının boşanma davasının kabul edilip edilmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğunun, erkeğe yüklenebilecek bir kusur bulunmadığının ve Bölge Adliye Mahkemesi'nin maddi ve manevi tazminata ilişkin kararının da usul ve yasaya uygun olduğunun değerlendirilmesi suretiyle, temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3162 E., 2023/104 K.

...

...

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında

hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bafra Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/591 E., 2022/390 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın ayrı ayrı kabulüne, çeyiz eşyası davası tefrik edildiğinden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların miktarı, davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından ise kusur belirlemesi, erkek yararına hükmedilen tazminatlar, tazminat taleplerinin reddi yönlerinden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kararın kusur gerekçesi ve derecesinin boşanmaya neden olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğu şeklinde düzeltilmesine kadının davasında karar verilmesine yer olmadığına, erkek yararına maddî ve manevî tazminata, davalı-karşı davacı kadının tüm, davacı-karşı davalı erkeğin diğer istinaf taleplerinin esastan reddine verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından tazminatların miktarı; davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından asıl davanın kabulü, karşı davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, erkek yararına hükmedilen tazminatlar, tazminat taleplerinin reddi yönlerinden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen asıl davanın kabulü kararına karşı, kadın tarafından istinaf başvurusunda bulunulmamıştır. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davalı-karşı davacı kadının, İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü kararına karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalı-karşı davacı kadının temyiz dilekçesinin asıl davanın kabulü yönünden reddine karar vermek gerekir.

Davacı-karşı davalı erkek vekilinin ve davalı-karşı davacı kadın vekilinin diğer yönlere yönelik gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; kadının düğün günü yorgun olduğunu söylediği için müvekkilinin anlayış göstermesi sebebi ile cinsel birleşmenin gerçekleşmediğini, ertesi gün ziynetlerin kuyumcuda tümletildiğini, kadının altınları da alarak kaçtığını, sonrasında müvekkilinin erkekliğinin olmadığını söyleyerek müvekkilini tüm köye rezil ettiğini, kadının daha önce benzer şekilde nişan attığını daha sonra öğrendiklerini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, erkek yararına, yasal faizleriyle birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu savunarak asıl davanın reddini istemiş, erkeğin imam nikahına geç geldiğini, düğün bittikten sonra erkeğin annesinin erkeği yanına çağırdığını, düğünün saat 18:00'de bittiğini, erkeğin annesinin yanından 21:30'da döndüğünü, daha sonra ise arkadaşlarının yanına gidip bu sefer de gece yarısı 00:30'da geri geldiğini, müvekkilinin yakınlaşma çabalarının sonuçsuz kaldığını, erkeğin ısrarla ve defalarca kadını istemediğini, onunla asla birlikte olmayacağını söylediğini, sabah erkenden tarlaya gittiğini, sonrasında kuyumcuya gittiklerini, döndüklerinde ortak eve değil annesinin evine gidip annesinin yatağında uyuduğunu, kadının ısrarla çağırmasına rağmen yine kadına onu istemediğini, hiç bir zaman onunla birlikte olmayacağını söylediğini, müvekkilinin bu şekilde reddedilmesinin gururunu kırdığını, evden ayrılmaktan başka çaresi kalmadığını, müvekkilinin evden ayrıldığı akşam erkeğin kadın hakkında dolandırıcılık suçundan şikayetçi olduğunu iddia ederek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, çeyiz eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmaması halinde bedeline karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının düğün gecesi erkekten kaynaklanan sebeplerle birlikte olamadıklarını toplum içerisinde hoş karşılanmayacak el hareketleri kullanarak söylediği, bu durumun doğru olduğu kabul edilse dahi erkeğe zaman ve tedavi imkanı sunmadan sadece bir gün geçmesine rağmen evi terk ettiği, erkeğin ise kadın hakkında altınları alarak gitmesi sebebi ile dolandırıcılıktan şikayetçi olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğu, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylara tazminat isteyen davacı-karşı davalı erkeğin ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak erkek yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, erkek yararına yasal faiziyle 4.000,00 TL maddî, 7.000,00 TL manevî tazminata, kadının tazminat taleplerinin reddine, çeyiz eşyası davasının tefrikine karar verildiğinden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-karşı davalı erkek vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların miktarı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-karşı davacı kadın, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, erkek yararına hükmedilen tazminatlar, kendi tazminat taleplerinin reddi yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile daha önce başka bir kişi ile nişan attığı bilinen kadının düğünden hemen sonra erkeğin evde olmadığı sırada akrabaları ile ziynet eşyalarını da alarak evi terk etmesi karşısında erkeğin dolandırıcılık şüphesi ile şikayetçi olmasının hak arama özgürlüğü kapsamında olduğu, bu vakıanın erkeğe kusur olarak yüklenmesinin doğru olmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, erkeğe yüklenecek kusurlu bir davranışın ispatlanamadığı, kadının davasının reddi gerektiği ancak erkeğin davasında verilen boşanma hükmünün istinaf edilmeyerek kesinleşmesi nedeniyle kadının davasının konusuz kaldığı, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin yeniden düzenlenmesi gerektiği, erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararının istinafa konu diğer yönlerden usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, kadının davasında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin kadına yükletilmesine, erkek yararına vekâlet ücretine, erkek yararına yasal faizleriyle birlikte 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, kadının tüm, erkeğin diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-karşı davacı kadın; erkeğin şikayet dilekçesinde bildirdiği ziynet miktarı ile katıldığı televizyona programında söylediği ziynet miktarının tamamen farklı olduğunu, boşanma davası devam ederken gösterişli bir nişan yaptığını, köyde insan içine çıkamadığı iddiasının tamamen asılsız olduğunu, dolandırıcılık ithamının tamamen kadını küçük düşürmek için yapıldığını, müvekkilinin kusuru olmadığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; asıl davanın kabulü, karşı dava hakkında verilen karar verilmesine yer olmadığı kararı, kusur belirlemesi, erkek yararına hükmedilen tazminatlar, tazminat taleplerinin reddi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, karşılıklı boşanma davası olup, uyuşmazlık, kadının davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkek yararına maddî-manevî tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının dosya kapsamına, hakkaniyete, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun olup olmadığı, kadının tazminat taleplerinin reddinin isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı, 174 üncü maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 323 üncü, 326 ncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı-karşı davacı kadın vekilinin asıl davanın kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2. Tarafların diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...

...

...

(Narçiçek)

1-ÖES-KFP-DŞ-AB-FB