"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3521 E., 2022/3768 K.
DAVACI- DAVALI : ... vekilleri Avukat ... vd.
DAVALI- DAVACI : ... vekilleri Avukat ... vd.
DAVA TARİHİ : ...
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Erbaa 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/252 E., 2022/101 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile kararın istinaf edilmeyerek kesinleşen kısımlar haricinde kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulüne ve fer'îlere, ziynet alacağı davasının tefrikine karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalı- karşı davacının 07.09.2018 tarihinde evlendiklerini, bu evlilikten ortak çocuklarının olmadığını, taraflar evlendiğinde söz verilmesine rağmen eşlere müstakil ev açılmadığını, müvekkilinin erkeğin ailesi ile birlikte yaşamaya zorlandığını, kadının erkeğin ailesi ve akrabaları tarafından hakarete uğradığını, hor görüldüğünü, erkeğin ailesi, müvekkilinin ailesi ile olan kendi aralarındaki problemi, müvekkili ile erkeğe yansıttığını, müvekkilinin ailesi ile görüşmesine, ziyarete gitmesine her seferinde karşı çıktığını, erkeğin de bu tutumuna hiçbir zaman karşı çıkmadığını, eşinin yanında olmadığını, onu korumadığını, ailesi ne isterse o şekilde davrandığını, son yaşanan olayda da kadının ailesini ziyaret etmek istediği, erkeğin babasının buna izin vermediğini, erkeğin de git bir daha da gelme dediğini ve kadının ailesinin evine bıraktığını, bir daha arayıp sormadığını, açıklanan nedenlerle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili için aylık 1.000,00 TL nafaka ile lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, müvekkilinin 22 ayar 20 gram 9 bilezik ile çeyrek altından yapılmış bir adet kolyesi ve alyansından oluşan ziynet eşyaların aynen iadesine, aksi halde belirlenecek bedelin davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı vekili cevap dilekçesi ve karşı dava dilekçesi ile; iddiaların asılsız olduğunu, ayrı ve bağımsız bir konut tesis ettiğini, yalnızca kadının, yaşının da getirmiş olduğu bir netice olarak ev işlerine alışabilmek için kendi isteğiyle gününün bir kısmını müvekkilin ailesinin dairesinde geçirmeyi tercih ettiğini, tarafların fiilen yaklaşık 25 gün süren evliliği, kadının sürekli olarak annesinin baskılarına ve yönlendirmesine maruz kaldığını ve sürekli olarak annesinin etkisi ve yönlendirmesi ile hareket ettiğini, evli olup ayrı bir ailesi olmasına rağmen annesinin etkisinden kurtulamadığını, annesinin evlilik birliğine her daim müdahale etmesine izin verdiğini ve onun yönlendirmesiyle hareket etmiş olduğundan birlikte sürekli bir huzursuzluk ve geçimsizlik hasıl olduğunu, bir defasında müvekkilinin çok hasta olması sebebiyle annesine daha sonra gitmelerini istemesi üzerine, annesiyle telefonla görüştüğünü ve ardından intihar etme girişiminde dahi bulunduğunu, ağzındaki ilaçları müvekkili kendisi çıkararak kadını kurtardığını, kadının annesinin etki ve baskısıyla birliğini planlı olarak terk etmesi sebebiyle birlik fiilen sona ermiş olduğunu, kadının erkeğe mesajlarla hakaret ettiğini ve erkeği sevmediğini söylediğini, yine kadının erkeğin aramalarına hiçbir şekilde cevap vermemesi sebebiyle müvekkilin, ortak bir tanıdığın yanına giderek kadını aramasını ve kendisini kadınla görüştürmesini rica ettiğini, müvekkilin yanında kadını arayan ortak tanıdık kadına hitaben "Seninki geldi, seninle görüşmek istiyor." dediğini, kadının da buna karşılık "Hangisi?" diye cevap verdiğini, bunun dışında kadının halen evli olmasına rağmen yabancı bir erkekle baş başa cafede otururken görülüğünü, kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını ve evli olmasına rağmen başka kimselerle görüştüğünü, açıklanan nedenlerle kadının açmış olduğu boşanma davasının, maddî ve manevî tazminat taleplerinin, nafaka taleplerinin ve ziynet eşyası taleplerinin reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL ve 100.000,00 TL manevî tazminata, nafakanın her yıl TEFE ve TÜFE oranlarından az olmamak üzere hakkaniyete uygun bir şekilde artırılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 13.11.2020 tarih ve 2019/90 Esas, 2020/293Karar sayılı kararı ile; taraflar arasında sık sık yaşanan tartışmalar nedeniyle ortak hayatın çekilmez bir hal aldığı, böylece evlilik birliğinin temelden sarsıldığı, boşanmaya neden olan olaylar, tarafların boşanma hususundaki ısrarlı iradeleri, ayrı yaşadıkları süre de dikkate alındığında, evliliğin devamından beklenecek bir faydanın kalmadığı, dolayısıyla tarafların boşanmasına karar verilmesi gerektiği ve asıl dava vakıalarının değerlendirilmesi sonucu boşanmada davalı erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda davacı kadından kusurunun biraz daha fazla olduğu, gerekçesiyle her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın lehine yasal faizi ile birlikte 1.000,00 TL manevî tazminata, tarafların fiilen yaşadıkları evlilik süreside dikkate alınarak kadının maddî tazminat ve nafaka taleplerinin reddine, erkeğin nafaka ve tazminat taleplerinin reddine, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili kadının kusurlu olduğunu, kendisinin bir kusuru olmadığını, kusurların ne olduğunun karardan anlaşılamadığını ileri sürerek kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası ve fer'îleri, reddedilen nafaka ve tazminat talepleri ile ziynet alacağı davasının kabulü yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 16.06.2021 tarih ve 2021/510 Esas, 2021/1788 Karar sayılı kararı ile; Mahkemenin gerekçeli kararında boşanmanın meydana gelmesindeki olaylarda erkeğin kusurunun kadından biraz daha fazla olduğu belirtilerek asıl ve karşı davanın kabulüne karar verilmiş ise de gerekçede asıl ve karşı dava yönünden taraflara yüklenen kusurlu davranışların neler olduğunun, hangi kusurlu davranışlar sebebi ile asıl ve karşı davanın kabulüne karar verildiğinin belirtilmediği bu hali ile tarafların kusur durumlarının ve derecelendirmesinin denetime elverişli olmadığı gerekçesiyle kararın istinaf edilmeyerek kesinleşen kısımlar haricinde kaldırılmasına, dosyanın; gerekçede belirtilen eksiklikler giderilerek kaldırılmasına karar verilen tüm yönlerle ilgili yeniden karar verilmek üzere, Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların boşanma hususundaki ısrarlı iradeleri, ayrı yaşadıkları süre de dikkate alındığında, evliliğin devamından beklenecek bir faydanın kalmadığı, kadının erkeğe hakaretamiz mesajlar attığı, erkeğin kadına ortak bir konut temin etme sözü verdiği ancak ortak konutu erkeğin anne ve babasının evinin üst katında tuttuğu, tutulan bu evin yatak oda ve banyo dışındaki yerlerin kullanılabilir ve yapılı durumda olmadığı, müşterek konutun yalnızca akşamları uyumak için kullanıldığı bunun dışına yeme içme faaliyetlerinin erkeğin ailesinin evinde karşılandığı, erkeğin ailesinin kadının özel hayatına müdahalede bulunduğu, kadının kendi ailesini ziyaret etmesini engellemeye ve kısıtlamaya çalıştığı, bu sebeple tarafların boşanmasına karar verilmesi gerektiği ve asıl dava vakıalarının değerlendirilmesi sonucu boşanmada davalı- karşı davacı erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda davacı- karşı davalı kadından kusurunun daha fazla olduğu gerekçesiyle her iki boşanma davasının kabulüne, kadın lehine aylık 350,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 5.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin nafaka, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının ziynet talebi açısından; dava dosyasından tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası ve fer'ileri ile reddedilen tazminat ve nafaka talebi, hak ihlali yönlerinden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasındaki evlilik birliğinin, kaldırma kararı öncesi Mahkemece verilen 13.11.2020 tarihli kararın, erkeğin kabul edilen boşanma davası yönünden istinaf edilmeyerek kesinleşmesi üzerine sona erdiği, bu durumda Mahkemece konusuz kalan kadının davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli bulunmadığı, başlangıçtaki haklılık durumuna göre bu davaya ilişkin yargılama giderlerine dokunulmadığı, her ne kadar İlk Derece Mahkemesince boşanmanın meydana gelmesindeki olaylarda kadının az erkeğin ağır kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de dosya kapsamı ve dinlenen tanık beyanlarına göre Mahkemece kadına yüklenen "eşine hakaretamiz mesajlar attığı" şeklindeki kusurlu davranış yanında kadının "eşini sevmediğini söylediği, başka erkeklerle güven sarsıcı görüşmeler yaptığı ve intihar girişimlerinde bulunduğu" anlaşılmakla bu kusurlu davranışların da kadına yüklenmesi gerektiği, bu durumda boşanmanın meydana gelmesindeki olaylarda erkeğin az, kadının ağır kusurlu olduğu, ayrıca 16.06.2021 tarihli kaldırma kararı öncesinde Mahkemenin 13.11.2020 tarihli kararında kadının maddî tazminat ve nafaka taleplerinin reddine ilişkin karara kadın tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmadığından artık erkek yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu gerekçesiyle erkek lehine yasal faizi ile birlikte 10.000,00 TL manevî ve 10.000,00 TL maddî tazminata, kadının maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; evlilik birliliğinin bu hale gelmesinde müvekkilin bir kusuru olmadığını, karşı tarafın tam kusurlu olduğunu, davalı- karşı davacının, müvekkilin eşyalarını almasına dahi müsaade etmeden, müvekkili babaavine bırakarak çekip gitmesi ve bir daha hiç arayıp sormadığını, kadına yüklenen kusurların iftira niteliğinde olup ispatlanamadığını, Mahkemece bu kanaate nasıl ulaşıldığı, hangi delillere neden itibar edildiğinin belirtilmediği, müvekkilin karşı tarafa hakaret etmediği, intihar girişiminde de bulunmadığı, kusurunun olmadığı, haliyle karşı taraf lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin de hatalı olduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, erkek lehine hükmedilen tazminatlar ile kadının tazminat taleplerinin reddi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, erkek lehine hükmedilen tazminatlar ile kadının reddedilen maddî ve manevî tazminat talebi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...