Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2702 E. 2023/5729 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı erkeğin açtığı boşanma davasında, kadının cevap dilekçesinin süresinde verilip verilmediği, boşanma nedeninin varlığı, kusur belirlemesi, ve yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki tüm delillerin toplanmış olması, usul ve yasaya aykırılık bulunmaması ve temyiz itirazlarının kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemesi gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3898 E., 2023/17 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Vezirköprü 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/122 E., 2022/104 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı kadın vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.

Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.

Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.

Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkiline kahvaltı hazırlamadığını, ortak eve müvekkilinin akraba ve misafirlerinin gelmesini istemediğini ve evine gelen misafirleri "gidin buradan" şeklinde söyleyerek sebepsiz yere kovduğunu, sürekli küfür ve hakaret ettiğini, evin tapusunu vermesi için baskı yaptığını, ortak evde bulunan kardeşini Gaziantep'e götürme bahanesi ile ortak evden gittiğini, müvekkilin dönmesi yönündeki taleplerine ise karşılık vermediği gibi sürekli para istediğini, müvekkilin istediği parayı göndermesine rağmen dönmediğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadına dava dilekçesi 23.10.2021 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı kadın 04.01.2022 tarihinde verdiği dilekçesinde; dava dilekçesinin eline 20.12.2021 tarihinde geçtiğini, davayı kabul etmediğini, eşinin kendisini evden kovduğunu, hiçbir geliri bulunmadığını, davacının durumunun ise iyi olduğunu beyanla davanın reddine, lehine aylık 2.000.00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini, aksi takdirde nafaka ile birlikte lehine 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;davalı, her ne kadar tarafına yapılan dava dilekeçesi tebligatının 20.12.2021 tarihinde eline geçtiğini iddia etmiş ise de, bu iddiasını kanıtlayacak bir delil sunmadığı ve kanıtlayamadığı, davalı hakkında yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında kız kardeşinin evinde kaldığı, eniştesinin Mehmet Canpolat olduğu, dava dilekçesininde aynı konutta birlikte yaşadığı Mehmet Canpolat’a teslim edildiği, tebligatın usulüne uygun olarak yapıldığı, bu sebeple davalının sunduğu dilekçesi süresinde olmadığından cevap dilekçesi olarak kabul edilmediği, davalının, davacının misafirlerini istemediği, yemek yapmadığı, eşine karşı "geberesice" şeklinde hitap ettiği ve ortak yaşanılan evden ayrılarak birlikte yaşama yükümlülüğüne aykırı davrandığının anlaşıldığı, bu duruma göre davalının tam kusurlu olduğu, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, davacının emekli olduğu, davalının ise çalışmadığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davalı lehine tedbir nafakasına karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, davalı lehine dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 700,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili, dava dilekçesi tebliğinin usulsüz olduğunu, bu nedenle süresinde davaya cevap verilemediğini ve delil bildirilemediğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, beyanların çelişkili ve yanlı olduğunu, davacının kusurlu davranışlarının dikkate alınmadığını, yoksulluk nafakasına karar verilmesi gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası talebi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava dosyası içeriğine ve dosyadaki yazılara göre, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili, dava dilekçesi tebliğinin usulsüz olduğunu, bu nedenle süresinde davaya cevap verilemediğini ve delil bildirilemediğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, beyanların çelişkili ve yanlı olduğunu, davalının kusurlu davranışlarının dikkate alınmadığını, yoksulluk nafakasına karar verilmesi gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası talebi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında kadının cevap dilekçesinin süresinde verilip verilmediği, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, davalı kadın lehine yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi,

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.