"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3067 E., 2022/3842 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorum 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/520 E., 2022/203 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı- davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı- davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin bağımsız konut temin etmediğini, ailesi ile yaşamak zorunda bırakıldığını, yengesinin etkisi ile hakaret ettiğini ve şiddet uyguladığını, gereksiz yere kıskançlık sergilediğini, telefonunu saklayarak anne ve babası ile görüşmesine izin vermediğini, kadına tokat attığını, annesinin kadına küfür ettiğini ve saçından tuttuğunu, erkek ve annesinin kadını birlikte darp ettiklerini, ziynet eşyalarını zorla elinden aldıklarını, kadının ailesinin yanına gitmek istediğini söylemesi üzerine erkeğin telefonla kayınvalidesini arayarak kızınızı götürün dediğini, eşyaları göndereceğini söylediğini, ancak göndermediğini, kadının adeta kovularak evden ayrılmak zorunda kaldığını, ertesi gün eşyaları almak için yakınlarıyla ortak eve gittiğini, eşyaların yüzlerine atıldığını, ziynet eşyalarının teslim edilmediğini, üstelik kadın ve ailesinin evi zorla bastığı yönünde kolluğa ihbarda bulunduğunu, erkek ve ailesinin bu olumsuz davranışları sebebiyle kadının iki kez düşük yaptığını, ayrıca kadının çalışmakta olduğu iş yerinde son aylığın kayınvalidesi tarafından muhasebeden alınarak el konulduğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, kadın yararına 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, bu nafakanın her yıl TEFE oranında artırılmasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 Tl manevî tazminat takdirine, karşı taraf uhdesinde kalan ziynet eşyalarının aynen, bu mümkün olmazsa fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10,00 TL ziynet alacağının faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, doktor tarafından kadının bünyesinin zayıf olması sebebiyle düşük yaşadığının söylendiğini,kadının ailesi ile görüşmesine ve dışarıya çıkmasına karışmadığını, aldatıldığından şüphelendiği günlerde kadının tek başına gezme istediğini reddettiğini ve bu olayın tek bir kez yaşandığını, telefon kayıtlarını incelemesi ile aldatıldığını öğrendikten sonra kadının telefonunu el koyduğunu kadının aldatma olayından sonra ziynet eşyalarını ve birkaç eşyasını alarak gittiğini, kadının ertesi gün yakınları ile eşya almaya geldiğinde teyzesinin hakaret ettiğini, kadının eşini aldattığının açıklanması üzerine kadın ve ailesinin, erkeğin annesine ve komşulara hakaret ettiğini, kadının da aldatırım ne olmuş, size ne aldattıysam gibi sözler söyleyip eşyalarını da alarak gittiğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, karşı davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, erkek yararına 100.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata, birliği içinde kullanılan krediye ilişkin müvekkil davacı tarafından yapılan ödemelerin yasal mal paylaşımına göre davalının payına düşen miktarı davacıya ödemesi karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin bağımsız konut temin etmediği, kadını anne ve babasıyla birlikte yaşamak zorunda bıraktığı, kadını yalnız başına dışarı çıkarmadığı, kendi ailesinin evine dahi tek başına göndermediği, kadına fiziksel şiddet uyguladığı; kadının ise adı geçen şahısla günün çeşitli saatlerinde sık iletişim kurduğunun anlaşıldığı gerçekleşen olaylarda davacı kadının hafif kusurlu, davalı erkeğin ise ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve 10.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, kadın yararına 7.500,00 TL maddî ve 7.500,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne, 5 adet 22 ayar her biri 22 gram altın bilezik (19.690,00 TL), 1 adet 14 ayar küpe, kolye ve künyeden oluşan 30 gram altın set (3.435,00 TL), 1 adet 14 ayar 4 gram alyans (458,00 TL) ve 1 adet 14 ayar 3 gram tektaş yüzükten (343,50 TL) oluşan ziynet eşyasının davalıdan alınarak aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde değeri toplamı olan 23.926,50 TL'nin dava tarihiden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, tazminat talepleri hakkında olumlu -olumsuz karar verilmemesinin hatalı olduğunu, kadının çalışabilecek durumda olduğunu, nafaka şartlarının oluşmadığını, ziynetleri giderken yanında götürdüğünü, kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka ile ziynet alacağının kabulü yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği; kadının dava dilekçesiyle 10,00 TL ziynet alacağı talebinde bulunduğu, 05.11.2021 tarihli ıslah niteliğindeki dilekçe ile talebini 23.926,50 TL ye yükselttiği, ziynet eşyası alacak bedeli toplamı 23.926,50 TL'nin 10,00 TL'sinin dava tarihinden bakiye 23.916,50 TL'sinin ise ıslah tarihi olan 05.11.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmesi gerekirken 23.926,50 TL alacağın dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince davalı- davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle hükmün 6 ncı bendinin kaldırılmasına yerine Davacı-birleşen dosya davalısı kadının ziynet eşyasına yönelik davasının kabulüne, 5 adet 22 ayar 22'şer gram altın bilezik (19.690,00 TL), 1 adet 14 ayar küpe, kolye ve künyeden oluşan 30 gram altın set (3.435,00 TL), 1 adet 14 ayar 4 gram alyans (458,00 TL) ve 1 adet 14 ayar 3 gram tektaş yüzükten (343,50 TL) oluşan ziynet eşyasının davalı kocadan alınarak davacı kadına aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmadığı takdirde ziynetlerin toplam değeri olan 23.926,50 TL'nin 10,00 TL'sinin dava tarihinden, bakiye 23.916,50 TL'sinin ise ıslah tarihi olan 05.11.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kocadan alınarak davacı kadına verilmesine, yazılmasına; davalı- davacı erkek vekilinin diğer itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine, mal rejimine ilişkin talebinin tefriki ile ayrı bir esasa kaydına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı – davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinin tekrarlamakla birlikte, kusur belirlemesi ve kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, tazminat ve nafaka şartlarının oluşmadığını, eşyalarını alan kadının ziynetleri de alabilceğinin düşünülmediğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafakalar ile ziynet alacağı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olup olmadığı, tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ile aynen iadesine karar verilen ziynetlerin karar tarihi itibariyle hesaplanan kur üzerinden kesinlik sınırını aştığı anlaşılmış ve bu suretle temyizen incelenecek olup ziynet alacağının kabulüne karar verilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 220 nci, 222 nci ve 226 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun’un 6 ncı,190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.