Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2712 E. 2023/5733 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirleme, velayet, nafaka, maddi tazminat ve ziynet alacağı konularında verilen kararın hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, tarafların iddia ve savunmaları ve uygulanması gereken hukuk kuralları değerlendirilerek, ilk derece mahkemesi kararında usul ve esasa ilişkin bir aykırılık bulunmadığı ve davalı vekilinin temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı gözetilerek, bölge adliye mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2989 E., 2022/3780 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/299 E., 2022/75 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile boşanma ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Dosya içeriğine göre davalı erkek vekilinin temyize konu ziynet alacağı miktarı, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı erkek vekilinin ziynet alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı erkek vekilinin diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın dava ve cevaba cevap dilekçesinde; ikinci çocuklarına hamilelik döneminden itibaren ortak konutlarının kirasını ödemediğini, çocukların ve kendisinin ihtiyaçlarını karşılamadığını, hiçbir zaman maddî ve manevî destek olmadığını, kendisini doğum sürecinde ve doğum sonrası da yalnız bıraktığını, sorumsuz olduğunu, davalının sürekli iş değiştirdiğini, sabit bir işte kalamadığını, borçları nedeniyle kendi asgari ücretten ibaret maaşına dahi haciz geldiğini, evi terk ettiğini ve geri dönmediğini, davalının iddilarının doğru olmadığını ve kabul etmediğini, davalının kusurlu davranışları sebebiyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davalı ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin kendisine bırakılmasına, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kendisi lehine 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile kendisi yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, belirlenebilir olduğu takdirde artırılmak üzere şimdilik "belirsiz alacak davası" olarak 100,00 TL ziynet alacağının davalıdan alınarak tarafına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacı eşinin iddialarının doğruyu yansıtmadığını, çalışmak için ... iline gittiğini, ailesinin ihtiyaçlarını karşıladığını, işsiz olduğu dönemde altınların eşinin rızası ile bozdurulup evin ihtiyaçlarının karşılandığını, eşini ve çocuklarını sevdiğini ve işsiz olmasının boşanma sebebi sayılmaması gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının davacıyı hamilelik sürecinin bir kısmında ve doğum esnasında yalnız bıraktığı, destek olmadığı, davacıyı ...'da bırakıp ...'a gittiği, davacıyı ve çocukları arayıp sormadığı, uzun bir süredir eve gelmediği, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, evin kira ve faturalarını ödemediği, davacıyı borç içerisinde bıraktığı, boşanmaya sebep olaylarda davalının tam kusurlu olduğu, boşanma nedeniyle davacının, davalının desteğinden mahrum kalacağından maddî tazminat koşullarının oluştuğu, davalıya yüklenen kusurların davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmadığından manevî tazminat koşullarının oluşmadığı, sosyal inceleme raporuna göre ortak çocukların velâyetlerinin annelerine bırakılmasına, davalı baban çocukların giderlerine katılmak zorunda olduğundan iştirak nafakasına karar verilmesi gerektiği, dosyaya sunulan CD ile talep edilen burma bileziklerden dört adedi ile set takımın davacıdan alındığı ve geri verilmediği, davacı tanıklarının beyanlarıyla ispatlandığı, bu haliyle davacının dört adet yirmi iki ayar her biri on bir gram burma bilezik ile bir adet on dört ayar otuz gramlık set takımı bedeli yönünden taleple bağlı kalınarak talebin kabulünün gerektiği, iki adet burma bilezik bedeline ilişkin talebin ise ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin annelerine verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle ayrı ayrı aylık 500,00 TL'ye çıkartılmasına, kararın kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak devamına, davacının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacı lehine 20.000,00 TL maddî tazminata, davacının manevî tazminat talebinin reddine, davacının ziynet alacağı talebinin kısmen kabulü ile, dört adet yirmi iki ayar her biri on bir gram burma bilezik bedeli olarak 40,00 TL, bir adet on dört ayar otuz gramlık set takımı bedeli olarak 40,00 TL olmak üzere taleple bağlı kalınarak toplam 80,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili, davacı yakını olan tanık beyanları ile müvekkiline kusur yüklenmesini kabul etmediklerini ve başka bir delil de bulunmadığını, davacıya kusur yüklenmemesinin de hatalı olduğunu, maddî tazminat şartlarının oluşmadığını, kabulü halinde ise miktarının yeniden belirlenmesi gerektiğini, ziynet alacağının ise ispatlanmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesi, ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile kadın lehine hükmedilen maddî tazminat ve miktarları, davacının ziynet alacağı davasının kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava dosyası içeriğine ve dosyadaki yazılara göre İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile dava erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili, davacı yakını olan tanık beyanları ile müvekkiline kusur yüklenmesini kabul etmediklerini ve başka bir delil de bulunmadığını, davacıya kusur yüklenmemesinin de hatalı olduğunu, maddî tazminat şartlarının oluşmadığını, kabulü halinde ise miktarının yeniden belirlenmesi gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesi, ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile kadın lehine hükmedilen maddî tazminat ve miktarları, davacının ziynet alacağı davasının kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin uygun olup olmadığı, ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile davacı kadın lehine maddî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası,169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 182 nci, 323 üncü, 327 nci, 328 inci, 330 uncu ve 336 ncı maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 362 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi,

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı erkek vekilinin ziynet alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davalı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.