Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2718 E. 2023/1732 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vefat eden babanın babası olan davacı dedenin, torunu ile kişisel ilişki kurulması talebinin kapsamı ve süresi.

Gerekçe ve Sonuç: Dede ile torun arasında yeterli sevgi ve iletişimin kurulması ve bağların güçlendirilmesi için mevcut kişisel ilişki düzenlemesinin yetersiz olduğu ve çocuğun üstün yararı gözetilerek daha kapsamlı ve yatılı bir kişisel ilişki tesisi gerektiği değerlendirilerek ilk derece mahkemesi kararı davacı yararına bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 6. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki üçüncü kişi ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulması, davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ile davacının oğlu ...'ın evliliklerinden müşterek bir çocuklarının olduğunu, davacının oğlu ...'ın 27.10.2019 tarihinde vefat ettiğini, davalının, torunu Baran ile görüştürmediğini iddia ederek, dini bayramların ilk 2 günü, merhum baba Sinan'ın doğum günü ve yazın 1 Temmuz-1 Ağustos arası yatılı olarak kişisel ilişki kurulmasına mümkün olmadığı takdirde mahkemenin uygun göreceği şekilde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; Baran'ın yaşının küçük olduğunu, uzun süreli kişisel ilişki kurulmasının çocuğun menfaatine olmayacağını, küçüğün daha önce kaçırıldığını bildirerek, öncelikle davanın reddine, aksi halde ayda 1 gün yatısız ve anne nezaretinde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; üçüncü kişi sıfatıyla çocuğun dedesinin de çocukla kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı mevcut olup, davacının oğlu olan baba Sinan'ın vefat ettiği ve davalı ile davacı arasında çocuğu görme hususunda anlaşma sağlanamadığından bu halde olağanüstü halin mevcut olduğunun kabul edileceği, dosyanın mahkeme uzmanına tevdii edilerek rapor alındığı, alınan rapora göre davaya konu çocuk Baran’ın ayda bir yatısız olacak şekilde davacı tarafla kişisel ilişki kurmasının müşterek çocuğun psiko-sosyal gelişimine katlı sağlayabileceğinin bildirildiği, kurulacak kişisel ilişkinin çocuğun gelişimini olumsuz etkileyeceği, onun zararına olacağı yönünde dosyaya somut bir delilin yansımadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile davacı ile küçük arasında her ayın 2. hafta sonu Cumartesi günü saat 10.00-18.00 arası, dini bayramların 2. günü saat 10.00-18.00 arası kişisel ilişki tesisine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalının davacıya torununu hiç göstermediğini, duygusal bağın kuvvetlenmesi için yatılı ve daha fazla kişisel ilişki kurulması gerektiğini, raporun yetersiz olduğunu, çocuğun büyüdüğünü bildirerek, ilk derece mahkemesinin kararının kişisel ilişki şekli ve süresi yönünden kaldırılması talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

Davalı vekili istinaf dilekçesinde; çocukla kesinlikle yatılı veya yatısız kişisel ilişki kurulmaması gerektiğini, aksi kanaatte davalı nezaretinde ve ayda bir gün belli saat aralıklarında olması gerektiğini, ilk derece mahkemesinin davanın kabulü kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirerek, kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın dayandığı deliller ile kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ile re'sen bakılacak kamu düzenini ilgilendiren hususlar dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, gerekçesi ile, tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince alınan bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, torunu ile kurulan kişisel ilişkinin çok yetersiz kaldığını, davalının davacıya torununu hiç göstermediğini, duygusal bağın kuvvetlenmesi için yatılı ve daha fazla kişisel ilişki kurulması gerektiğini, kişisel ilişki şekli ve süresi yönünden kaldırılması gerektiğini beyan ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı tarafından çocuğun kaçırıldığını, Baranın çok küçük olduğunu, kendi nezareti altında kişisel ilişkinin gerçekleşmesini, yatılı ve yatısız ilişki kurulmamasını, eşinin cinayete kurban gittiğini, hasımlarının olup olmadığı, kan davası oluşup oluşmadığı müvekkili tarafından bilinmediğini ve bu durumun müvekkilini tedirgin ettiğini beyan ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı büyükbabanın torunu ile kişisel ilişki düzenlemesi yapılması talebinin kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı ve süresinin yeterli ve çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü, 182 nci ve 183 üncü, 325 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin tüm davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Davacı dede ile torunu 06.01.2017 doğumlu Baran arasında İlk Derece Mahkemesince her ayın 2. hafta sonu cumartesi günü saat 10.00-18.00 arasında dini bayramların 2. günü saat 10.00-18.00 arasında davacı kişisel ilişki kurulduğu, kurulan ilişkinin dede ve torun arasındaki sevginin ve iletişimin kurulmasına yeterli olmadığı gibi torun ile dede arasındaki bağların güçlendirilmesine ve kişisel ilişkinin amacına uygun düşmediği görülmüştür. Davacı ile torun arasında davacı açısından torun sevgisinin tadılması ve özlem giderilmesi, küçük açısından da bir sevgi ortamında büyümesi ve gelişmesini, hısımlık bağlarının kuvvetlenmesini sağlayacak, dede-torun duygusunu tatmine elverişli, yatılı olacak şekilde, uzman nezareti gerektirmeyecek nitelikte daha uygun süreli kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamış bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

2.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere İlk Derece Mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin davalı kadına yükletilmesine,

İstek halinde temyiz peşin harcının davacı erkeğe iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.