Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2758 E. 2024/655 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirleme, tazminat ve nafaka miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, erkeğin kusurlu davranışlarının kanıtlandığı, kadının kusuruna dair delillerin ise yetersiz ve inandırıcı olmadığı, sunulan yeni delillerin yargılama aşamasında ileri sürülmemiş olması sebebiyle dikkate alınamayacağı, bu nedenle erkeğin tam kusurlu, kadının ise kusursuz olduğuna ve nafaka miktarının da dosya kapsamına uygun olduğuna dair değerlendirmesi usul ve yasaya uygun bulunarak temyiz istemi reddedilmiş ve yerel mahkeme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2163 E., 2023/200 K.

DAVA TARİHİ : 13.12.2019

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Karaman 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/418 E., 2021/603 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin, davacının önceki evliliğinden olan 2 tane çocuğunu istememesi nedeniyle taraflar arasında geçimsizlikler başladığını, davacının eski eşinin telefonla çocuklarla ilgili görüşmek için davacıyı aradığını, davacının telefonlara bakmamasına rağmen davalının bu nedenle kavga çıkardığını, tarafların tartışmasında davalının masada çaydanlık olduğunu bilmesine rağmen masayı ters çevirdiğini ve çaydanlığın davacının kızının bacağına döküldüğünü, davacının kızının bacağında 3. derece yanık meydana geldiğini, çocuğun tedavi gördüğünü, davacının, çocukların çamaşırlarını yıkamasını dahi istemediğini, çocuklara hakaret ettiğini davalının davacıya da sürekli olarak orospu diyerek hakaret ettiğini, zaman zaman davacının boğazını sıkıp davacıya sürekli bağırıp çağırıp ağlattığını, davacının annesine ve ölmüş babasına da küfrettiğini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721Sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına müvekkili için 500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL maddî 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; davalının ilk eşinin açık cezaevine geçmesinin rahatlığıyla ortak çocuklarını arama bahanesiyle davalıyla görüşmeye başladığını, tarafların evliliği üzerinde psikolojik baskı kurduğunu, eşini annesinin evinden almaya gittiğinde davalının ilk eşinin arabada beklediğini gördüğünü, ilk eşini koruduğunu, müvekkilinin davalının ilk eşi nedeniyle sürekli davalı ile tartıştığını, müvekkiline hakaret ve küfürler ettiğini belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, 100.000,00-TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla tarafların bir süredir ayrı yaşadıkları, davalı-davacı erkeğin, ... kadının önceki evliliğinden olan çocuklarını istemediği, davacı-davalıya hakaret ettiği, aşırı kıskançlık gösterdiği, bu durumun süreklilik arzettiği, davacı-davalıyı istemediğini, başkasıyla evleneceğini belirttiği, fiili ayrılık döneminde de ortak konutun önüne alkollü olarak gelerek davacı-davalıya ağır küfür ve hakaretler ederek sözlü şiddet uyguladığı, davacı-davalının da önceki eşinin davalı-davacıya yönelik tehdit ve hakaretlerini içerir konuşma kayıtlarını gönderdiği, yaşanan olaylarda erkeğin ağır,kadının ise daha az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen boşanma davalarının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, davacı-karşı davalı kadın için aylık 300,00 TL tedbir, 400,00 TL yoksulluk nafakası ile 13.000,00 TL maddî, 12.000,00 TL manevî tazminata erkeğin manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1-Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin tam kusurlu olduğunu,kötü davrandığını belirterek kusur tespiti, karşı davanın kabulü, yargılama giderleri,vekâlet ücreti yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2-Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının tam kusurlu olduğunu,eski eşiyle görüştüğünü belirterek kusur tespiti, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğe yüklenen kusurların gerçekleştiği, kadına yüklenen kusurun hatalı olduğu, tanık Hatice'nin, dosya kapsamına dahil edilen kadının kızı ile ilk eşi arasında geçtiği anlaşılan konuşma kayıtlarının kadın tarafından erkeğe gönderildiği hususundaki beyanının sebep ve saiki açıklanmayan, inandırıcı olmaktan uzak, soyut izahlardan ibaret olduğu, kaldı ki erkeğin dilekçeler teatisi aşamasında kadının ilk eşiyle olan telefon görüşme kayıtlarını kendisine gönderdiğine dair bir vakıaya dayanmadığı gibi bu kayıtları ne şekilde ele geçirdiğinin de dosya kapsamı ile anlaşılamadığı, bu itibarla mezkur kusurun kadından çıkarılmasının gerektiği, istinaf aşamasında dosyaya sunulan, flash bellekteki kayıtların kadının sadakatsizlik ya da güven sarsıcı davranışını ispat etmediği, kaldı ki yargılama sırasında ileri sürülmeyen delilin istinaf aşamasında da dikkate alınamayacağı, dava dışı ilk eşin erkeğe yönelik tehdit ve hakaretlerini kadının kullandığına, desteklediğine engel olmadığına dair bir delil de olmadığı, kadının başkaca bir kusurunun da ispat edilemediği, gerçekleşen olaylarda erkeğin tam kusurlu, kadının kusursuz olduğu kadının kusura ve birleşen davanın kabulüne yönelik istinafının kısmen kabulüne karar vermek gerektiği,kadın lehine tedbir nafakası takdirinin doğru olduğu,kadın lehine yoksulluk nafakası verilmesinin yerinde olduğu, ancak tarafların evliliklerinin kısa sürmesi, çocuklarının olmaması ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmemiş olmasının hatalı olduğu belirtilerek istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile; kadın yararına bir defaya mahsus toptan olarak 20.000,00 TL yoksulluk nafakasına, erkeğin davasının (birleşen davanın) reddine, birleşen davada vekâlet ücretinin davalı-davacı erkekten alınıp ... kadına ödenmesine, erkeğin yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, taraf vekillerinin diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadının tam kusurlu olduğunu,eski eşiyle görüştüğünü belirterek kusur tespiti, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kusur tespiti,delillerin takdirinde hata edilip edilmediği,tazminatlar,nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 174üncü maddesi,175inci ve 176 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.