Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2760 E. 2024/664 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirleme, maddi ve manevi tazminat miktarı ile nafakaların miktarı ve yıllık artış oranına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri gözetilerek, hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle Yargıtay, Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminat miktarı yönünden bozulmasına, diğer konularda ise onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2031 E., 2023/190 K.

DAVA TARİHİ : 02.10.2020

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/1001 E., 2022/363 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince taraf vekilleri tarafından açılan karşılıklı boşanma davalarının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının müvekkiline fiziksel şiddet uygulama teşebbüsünde bulunduğunu, müvekkilinin kardeşini ortak eve kabul etmediğini, müvekkilinin hastanede davalının annesi ve teyzesinden hakaretler işittiğini, davalının ise tepki vermek yerine annesini ve teyzesini desteklediğini, doğumdan sonra annesinin yanındaki hayatına devam eden davalının müvekkili ile iletişimini tamamen kestiğini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun)166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili, cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacının oturma odasında uyuduğunu, sadece kendisi birlikte olmak istediği zamanlarda müvekkilinin yatağına geldiğini, müvekkilinin abisi ile görüştüğünü ve ona müvekkiline ve ailesine nasıl küfürler ettiğini, onları nasıl aşağıladığını hatta müvekkilini defalarca aldattığını söylediğini, müvekkilinin astım rahatsızlığını bildiği halde yatak odasının hemen yanında bulunan banyoda ve tuvalette sigara içtiğini, müvekkiline ve ailesine sürekli küfürler ettiğini, hamileyken ve doğumdan sonra ilgilenmediğini bu nedenle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk için aylık 2.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı-karşı davacı kadının eşinin ailesine güleryüz göstermediği, eşine soğuk davrandığı, eşinden habersiz evi terk ettiği, eşinin ailesinin ortak konuta gelmesini istemediği, sık sık annesinin evine gittiği, yemek yapmadığı, kadının teyzesinin erkeğe hakaret ettiği; davacı-karşı davalı erkeğin ise eşi ve çocuğun ihtiyaçları ile ilgilenmediği, eşinin abisine davalı eşine ve ailesine küfür ettiğini söylediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı-karşı davacı kadının ağır kusurlu olduğu, bu nedenle 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca dava ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, tarafların ortak çocuğu İpek Karadaş'ın velâyetinin davalı-karşı davacı anneye verilmesine, ortak çocuk ile davacı-karşı davalı baba arasında kişisel ilişki tesis edilmesine, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, nafakanın ücretsiz izin süresi ile sınırlı olmasına, ortak çocuk İpek yararına aylık 350,00 TL tedbir, 600,00 TL iştirak nafakasına, kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadın eşin tam kusurlu olduğunu belirterek kadının boşanmada tam kusurlu olduğunun tespitine karar verilmesi gerektiği yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin tam kusurlu olduğunu, kadınla ilgilenmediğini belirterek reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri, kişisel ilişki, nafakaların miktarı ile iştirak nafakasına her yıl TEFE/TÜFE oranına göre arttırım yapılması gerketiği yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleştiği, erkeğin gerçekleşen kusurlarının yanında hamilelik ve doğum sırasında kadınla ilgilenmeme ve tanık Mesut'a hayatına başka kadınlar girdiğini söylemek sureti ile güven sarsıcı davranışta bulunma kusurlarını da işlediği, kadına yüklenen kusurlardan ise yemek yapmama kusurunun hatalı olduğu, erkeğin söz konusu kusura vakıa olarak dayanmadığı, vakıa olarak dayanılmayan bir olaydan ötürü karşı yana kusur yüklenemeyeceği, bu itibarla bu kusurun da kadından çıkarılmasının gerektiği, kadına verilen ortak konutu habersiz terk etme kusurunun da hatalı olduğu, kadının eyleminin hamileliği nedeniyle rahatsızlığından ötürü hastaneye yatıp erkeğin ilgisizliğinden dolayı taburcu olduktan sonra ortak konuta değil, ailesinin yaşadığı eve gitmesi ve buraya yerleşmesinden ibaret olduğu, gerçekleşen olaylarda erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu olduğunun değerlendirildiği, bu durumda kadın lehine maddî ve manevî tazminat takdir edilmemesinin hatalı olduğu, velâyeti anneye verilen ortak çocuğun ihtiyaçları için baba aleyhine iştirak nafakası takdirinin doğru ancak miktarının düşük olduğu, kadının istinaf dilekçesinde iştirak nafakasına ÜFE artırımı uygulanmasını talep ettiği, kadının dilekçeler teatisinde nafakalara yıllık artırım talebinde bulunmadığı anlaşılmakta ise de yargılamanın sonuna kadar her aşamada iştirak nafakasına bağlı olarak ÜFE oranında arttırım talebinde bulunabileceği gerekçesi ile taraf vekillerinin kusur belirlemesine, kadın vekilinin reddedilen maddî ve manevî tazminata, iştirak nafakasının miktarına, artış hükmü kurulamamasına yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılmasına yerine yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, erkeğin ağır kusurlu olduğuna, kadın yararına 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuk yararına 2.000,00 TL iştirak nafakasına, nafakaya ÜFE oranında yıllık artış uygulanmasına, kadın vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurusunun isabetsizlik bulunmadığından esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadının tam kusurlu olduğunu belirterek boşanmada tam kusurlu olduğunun tespitine karar verilmesi gerektiği yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; haksız Mahkeme kararının kaldırılarak davacının tam kusurlu olduğunu, kadınla ilgilenmediğini belirterek tazminatların miktarı, kusur balerlimesi ve nafakaların miktarı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü madesi, 166 ncı, 174 üncü, 175 inci. 182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre erkeğin tüm; kadının aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. O hâlde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ve 6098 sayılı Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.İlk Derece Mahkemesi kararının (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönlerinden BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Serdar'a yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Arzu'ya iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.