"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3022 E., 2023/198 K.
DAVA TARİHİ : 08.06.2018
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ereğli (Konya) 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/1001 E., 2022/453 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve tedbir nafakası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince ... erkek vekili tarafından açılan davanın kabulüne, kadın tarafından açılan davaların reddine karar verilmiştir. Kararın davalı -davacı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davalarının kabulüne, birleşen tedbir nafakası davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, nafakaların miktarı, birleşen tedbir nafakası davasının reddedilen kısmı yönlerinden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; İlk Derece Mahkemesi kararının davalı-davacı kadın vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.
Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Kanun'un 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.
Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.
Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre kadının birleşen tedbir nafakası davasında reddedilen yıllık yardım nafakasının miktarı toplam 8.400,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırının altında kaldığı anlaşılmakla kadın vekilinin birleşen tedbir nafakası davasının reddedilen kısmına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı-davacı kadın vekilinin reddedilen yön dışında diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1,5 aylık evli olduklarını, tarafların ortak çocuklarının bulunmadığını, davalının müvekkiline devamlı yalan söylediğini ve hileli davranışlar yaptığını, davalının devamlı evden uzun süreli ayrılıklar yaptığını ve eve geri dönmediğini, davalının müvekkilinin arkadaşlarından müvekkilinin haberi olmadan sanki müvekkili istiyor gibi yalan söyleyerek para aldığını ve geri vermediğini, davalının birlik görevlerini yapmadığını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun)166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; tarafların 6 aydır fiilen ayrı yaşadıklarını, kadının, erkeğin yapmış olduğu geçimsizlik nedeniyle kızkardeşinin yanına sığındığını, bu evliliğin her iki tarafın da ikinci evliliği olduğunu, erkeğin önceki evliliğinden bir kızının olduğunu, evlilik başladığından kısa bir süre sonra geçimsizlik meydana geldiğini, sebebinin davacı davalı erkek olduğunu, davacı davalı erkeğin müvekkilini istemediğini, yanlış evlilik yaptığını söylediğini ,davacı davalı erkeğin, hasta olduğunu, uykusunda çok horladığını, sigara kullandığını, davacı davalı erkeğin 63 yaşında olduğunu, cinsel açıdan sapık hareketler içine girdiğini, eşyalarını kardeşine bıraktığını 2018/298 Esas sayılı dava dosyası ile davacı davalı erkek aleyhine tedbir nafakası davası açtıklarını, bu nedenle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, 1600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 bin TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadının birleşen davalarının (boşanma ve tedbir) ayrı ayrı reddine, kadın lehine hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren kaldırılmasına, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; birleşen davalarının reddine, asıl davanın kabulüne, eksik inceleme ile delilleri toplanmaksızın karar verilmesine, tedbir nafakasının kaldırılmasına, kusura, tazminat taleplerinin ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine yönelik olarak hükmün tümüne yönelik istinaf yoluna başvurmuştur. Davalı- davacı kadın vekili eksik soruşturma ile delilleri toplanmadan dosyanın karara bağlanmasını açıkça istinafa getirdiği, kadının tanıklarına ilişkin işlemler nazara alındığında 6100 sayılı Kanun'un 240 ve devamı maddelerine riayet edilmediğinin anlaşıldığı, kadının tanıklarının dinlenmesinden rücu edilmesine ilişkin herhangi bir talebinin de bulunmadığı, Bu durumda İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken işlem 6100 sayılı Kanun'un 240 ve devamı maddeleri uyarınca davalı davacı kadın tarafından gösterilen tanıkların usulüne uygun bir şekilde duruşmaya davet edilip beyanları tespit edilerek sonucuna göre dosyanın esası hakkında bir karar vermekten ibaret olduğu, tanık delili uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delil olduğundan bu delilin toplanmaksızın karar verilmesi nedeniyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılıp davalı-davacı tanıkları dinlendikten sonra oluşacak sonuca göre açıklanan sebeplerle davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmiştir
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı-davacının, davacı-davalıdan habersiz arkadaşlarından para istediği buna karşılık erkeğin, kadının eşyalarını kardeşi Handan'ın evine götürdüğü tarafların eşit kusurlu olduğu evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca asıl ve birleşen davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadının birleşen önlem nafakası davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadın lehine aylık 900,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının erkekten alınıp, kadına ödenmesine, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1-... erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadın eşin tam kusurlu olduğunu belirterek kadının boşanmada tam kusurlu olduğunun tespitine karar verilmesi gerektiğini belirterek kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2-Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; haksız mahkeme kararının kaldırılarak davacının tam kusurlu olduğunu belirterek tedbir nafakası davaları hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair kararı, asıl davanın kabulünü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddini, lehe hükmedilen nafaka miktarları yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflara yüklenen kusurların gerçekleştiği, gerçekleşen olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları, ortada evlilik birliğini temelinden sarsan birliğin devamına imkan vermeyen bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, davanın ve birleşen boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına dair verilen kararının isabetli olduğu tarafların kusura ve karşılıklı davaların kabulüne yönelen istinaflarının ayrı ayrı reddine karar vermek gerektiği, kadın lehine tedbir nafakası takdiri doğru, miktarının ise makul olduğu tarafların tedbir nafakasına yönelik istinafının reddine karar vermek gerektiği boşanmayla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın lehine yoksulluk nafakası takdirinin yerinde miktarının ise makul olduğu, eşit kusurlu bulunan eşler lehine maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşmadığı,kadının birleşen önlem nafakası davasında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar ve gerekçesinin hatalı olduğu,kadın lehine boşanma istemli davalarda tedbir nafakasına hükmedilmesi bağımsız açılan önlem nafakası davasında nafakaya hükmedilmesini engellemediği gibi, talebi konusuz da kılmadığı, her iki davanın hukuki sebeplerinin ayrı olduğu, kadının ayrı yaşamada haklılığını ispat ettiğinden kadının birleşen önlem nafakasının reddine yönelen istinafının kabulü ile kadının birleşen önlem nafakası davasının kısmen kabulüne, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına, nafaka alacaklısının yaşına ve ihtiyaçlarına göre aylık 900,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin tam kusurlu olduğunu, haksız mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini belirterek erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, nafakaların miktarı, birleşen tedbir nafakası davasının reddedilen kısmı yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; erkeğin boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar ve nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi,175 inci maddesi.
3.Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı-davacı kadın vekilinin birleşen tedbir nafakası davasının reddedilen kısmına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2. Davalı-davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Vildan'a yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.