Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2773 E. 2023/6400 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında taraflar arasında kusur belirlemesi, nafaka miktarları, yoksulluk nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı ve maddi tazminat miktarının uygunluğu hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı kadının gelir durumunun tam olarak tespit edilmemesi ve buna bağlı olarak yoksulluk nafakasına karar verilmesi, iştirak ve maddi tazminat miktarlarının da hakkaniyete uygun olmaması nedeniyle bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/731 E., 2022/2122 K.

VASİSİ : ...

DAVA TARİHİ : ...

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/387 E., 2021/234 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davacı kadın vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2000 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, birlik görevlerini ihmal ettiğini, ailesinin kadına kötü davrandığını, duygusal ve fiziksel şiddet uyguladığını, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, ortak çocuğa fiziksel şiddet uyguladığını, suç işlediğini, kadının hastalığı ile ilgilenmediğini, birlikte yaşamaktan kaçındığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 3.000,00 TL tedbir nafakası, 3.000,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte 300.000,00 TL maddî tazminat, 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vasisi ...'ya dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davalı vasisi tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin ilgisiz olduğu, fiziksel şiddet uyguladığı, birlik görevini ihmal ettiği ve sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, alınan sosyal inceleme raporu, ortak çocukların beyanı dikkate alınarak ortak çocuklar 2004 doğumlu ... ve 2016 doğumlu ...'in velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocuklar 2004 doğumlu ... ve 2016 doğumlu ... ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk 2001 doğumlu ... yargılama sırasında ergin olduğunda bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, kadın ve ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere tarafların ekonomik ve sosyal durumları da dikkate alınarak (davalının cezaevinde kaldığı süre içinde nafakadan muaf tutulması ayrıca ortak çocuk ...'in ergin olduğu tarihte yararına hüküm altına alınan nafakanın sonlanması kaydıyla) 300,00 TL tedbir nafakası, ortak çocukların yaşları, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak ortak çocuklar 2004 doğumlu ... ve 2016 doğumlu ... yararına ayrı ayrı aylık 300,00 TL iştirak nafakası, kadının asgari ücret düzeyinde geliri olduğu, erkeğin ise gelirinin olmadığı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği dikkate alınarak yoksulluk nafakası talebinin reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî tazminat, 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğu, dava dilekçesinde dayanılan tüm vakıaların ispat edilmesine rağmen erkeğe kusur olarak yüklenmemesinin hatalı olduğu, hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının az olduğu, erkeğin cezaevinde olduğu süre içerisinde tedbir nafakasından sorumlu tutulmamasının hatalı olduğu, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği ve yoksulluk nafakası talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek; kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, erkeğin cezaevinde olmasının kendi kusurundan kaynaklandığı ve nafaka sorumluluğundan kurtulmasını gerektirmeyeceği, erkeğin yargılama sırasında 11.06.2020 tarihinde denetimli serbestlik müdürlüğüne nakledildiği, ayrıca adına kayıtlı taşınmazlarının da olduğu, takdir edilen tedbir ve iştirak nafakaları miktarlarının dosya kapsamına uygun olduğu, kadının düzenli ve sürekli gelir getiren işi olması sebebiyle yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, erkeğin cezaevinde bulunduğu süre içerisinde nafakadan muaf tutulmasının ise hatalı olduğu, tazminat miktarlarının da uygun olduğu belirtilerek; davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun, tedbir nafakalarının, erkeğin cezaevinde kaldığı süre içinde muaf tutulması yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının beşinci bendinden "...davalının cezaevinde kaldığı süre içinde nafakadan muaf tutulmasına..." bölümünün kaldırılmasına, davacı kadın vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazının ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası, maddî tazminat, manevî tazminat ile ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakası ve iştirak nafakası miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadın yararına yoksulluk nafakası verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, yargılama sırasında ergin olan ortak çocuk yararına ergin olduğu tarihe kadar tedbir nafakası verilmesinin isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci maddesi, 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Mahkemece, davacı kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesiyle yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmişse de dosya içerisindeki kolluk araştırmasında kadının, çalışmadığı, gelirinin ve mal varlığının bulunmadığı, erkeğin ise araştırma tarihinde cezaevinde bulunduğu, gelir ve mal varlığının tespit edilemediğinin belirlendiği, yargılama sırasında dinlenen tanık beyanlarınca kadının ... merkezinde çalıştığı, 2020 yılı için aylık gelirinin 2.000,00 TL ile 3.000,00 TL arasında değiştiğinin beyan edildiği, alınan sigorta kaydına göre de kadının aktif sigortalı kaydının olduğu, 1.777,00 TL aylık gelirinin olduğunun tespit edildiği, erkeğin ise 16.05.2022 tarihi itibariyle aktif çalışma kaydının olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda tarafların, kolluk tarafından yeniden araştırma yapılmak sureti ile gelir durumlarının tespit edilmesi, davacı kadın gelir elde ediyorsa bu gelirin kendisini yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı, işten ayrılmış ise hangi tarihte işten ayrıldığı, kendi rızası ile işten ayrılıp ayrılmadığı, işten ayrılmasının haklı bir mazerete dayanıp dayanmadığı ve davalı erkeğin de herhangi bir geliri ve malvarlığının olup olmadığı araştırılarak sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yoksulluk nafakası hakkında karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

4.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının iştirak nafakası ve kadın yararına hükmedilen maddî tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarları yönünden BOZULMASINA,

2.Davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...