"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2546 E., 2022/1872 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 9. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/688 E., 2020/312 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın lehine nafaka, maddî ve manevî tazminata, birleşen boşanma davasının reddine, erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının kabulü, kabul edilen maddî-manevî tazminat, nafakanın kabulü ve miktarları, birleşen boşanma davasının reddi, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.... kadın dava dilekçesinde özetle; eşi tarafından evlilik birliği içinde defalarca aldatıldığını, kötü muameleye ve çocukları ile ailesinin yanında sözlü şiddete maruz kaldığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, tarafına tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.... kadın vekili Mahkemece tensip zaptında nafaka ve tazminat taleplerini açıklaması için süre verilmesi üzerine sunduğu 02.11.2018 tarihli dilekçesinde özetle; kadın lehine aylık 1500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, 50 gram ziynet eşyası bedelinin kadına ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
3.... kadın sunmuş olduğu birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin bitmesinde erkeğin kusurlu olduğunu, erkeğin, kadını aldattığını, evin geçimi için kullanması gereken gelirini başka kadınların faturalarını ödemekte kullandığını, kadının ve kızının, erkeğin başka kadınlarla yazışmalarını gördüklerini, erkeğin kendilerine hakaret ettiğini, asıl davadaki taleplerini yinelediklerini belirterek birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek vekili 16.01.2019 tarihinde dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliği ile yasal süre geçtikten sonra 12.03.2019 tarihinde sunduğu cevap dilekçesinde özetle; kadının, davalı eşinin yaşadığı adresi biliyor olmasına karşın dava dilekçesinde adresi yanlış gösterdiğini, adres araştırması yapılmasına karşın bu defa da tebligatların davalının Mernis'te kayıtlı adresine gönderilmek suretiyle muhtara tebliğ edildiğini, davalı adına yapılan usulüne aykırı tebligatları kabul etmediklerini, nafaka ve tazminat miktarını dava dilekçesinde belirtmeyen kadına Mahkemece kanunda belirtilen süreyi aşar şekilde süre verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, nafaka ve tazminat taleplerinin bir haftalık süre içerisinde açıklanmaması sebebiyle kadının boşanma haricindeki taleplerinin reddinin gerekmekte olduğunu, dava dilekçesinde delil olarak gösterilen telefon mesajları ve ses kayıtlarının celbine muvafakatlerinin bulunmadığını, kadının sunduğu 02.11.2018 tarihli dilekçesi ile iddia ve savunmalarını genişletmesine ve yeni deliller sunmasına muvafakatlerinin bulunmadığını, erkeğin, eşi tarafından eve alınmadığını, kilit değiştirmekle tehdit edildiğini, kadının, eşinin kıyafetlerini çöp poşetlerine doldurarak kapının önüne bıraktığını beyan ederek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek birleşen dava dosyasında sunduğu dava dilekçesinde özetle; tarafların uzun yıllar erkeğin ailesinin desteği ile yaşadıklarını, evin faturalarının erkeğin babası tarafından ödendiğini, kadının söz konusu destekleri aşar şekilde farklı taleplerde bulunduğunu, erkeğin hasta annesi taburcu edildiği gün kadın tarafından eve kasıtlı olarak usta çağırılarak evde ağır tadilat yaptırıldığını ve evin duvarlarını yıktırdığını, annesinin evi sedye ile terketmek zorunda kaldığını, ortak konutunun bulunduğu taşınmazın yıkılarak yeni bir bina yapılmasına karar verildiğini, binayı tüm aile bireyleri boşaltmasına karşın kadının kasten ve ısrarla daireyi boşaltmadığını, para karşılığında daireyi boşalttığını, erkekten ve ailesinden sürekli olarak maddî taleplerde bulunmakta olduğunu, sürekli olarak tüm ortamlarda eşinden boşanacağını dile getirdiğini ve herkese kötülediğini, taşınmazın kendisine devredilmesi talebinde bulunduğunu, yaşanan bu olaylar sonrasında kadının evin işlerini yapmadığını, tarafların uzun süredir ayrı odalarda uyumakta olduklarını, erkeği evden kovduğunu, eşyalarını merdiven boşluğuna attığını, eve girip ilaçlarını almasının dahi engellenmiş olduğunu, erkeği aylarca eve almadığını iddia ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, 10.000,00 TL maddî tazminata, 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı-davacı erkeğin sürekli küfür ve hakaretler ettiği, düzgün bir iletişimlerinin olmadığı, başka kadınlarla mesajlaştığı, onların fatura vs.lerini ödeyerek maddî katkıda bulunduğu, güven sarsıcı davranışlarının olduğu, erkeğin dava dilekçesinde ... kadına kusur olarak izafe edilen vakıaların ise ispatının yapılamadığı ve evliliğin erkeğin kusurlu hareketleri nedeniyle temelinden sarsıldığı gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın lehine aylık 350,00 TL tedbir ve aylık 450,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın lehine 20.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin birleşen boşanma davasının reddine, erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin davalı-davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, Mahkemece ön inceleme duruşmasında davalı-davacıya tanık ve delilleri bildirmesi için süre verilmediğini, adil yargılanması ve savunma hakkının kısıtlandığını, asıl davanın usul yönünden reddi gerektiğini, davacı-davalının dava dilekçesinde maddî ve manevî tazminat ile nafaka isteğini açıklamadığını, Mahkemenin bu konuda davacı-davalıya kanunen belirtilen süreyi aşar şekilde süre vermesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, kadının maddî ve manevî tazminat ile nafaka talebinin bir haftalık süre içerisinde açıklanmaması sebebiyle kadının boşanma haricindeki taleplerinin reddi gerektiğini, kadının sunduğu 02.11.2018 tarihli dilekçesi ile iddiasını genişletmesine ve yeni delil sunmasına muvafakat etmediklerini, erkeğin yazışmaları olduğu iddia edilen telefon ekran görüntülerinin ne şekilde elde edildiği belli olmayan ve erkeğe ait olmayan, herkes tarafından üretilebilecek deliller olduğunu, hükmedilen tazminat miktarlarının ve nafakanın da fahiş olduğunu, görgüye dayalı beyanda bulunmayan tanık beyanlarının karara esas alınmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu, tanıkları olan O. G.'nin beyanlarının dikkate alınmadığını ve bunun herhangi bir sebebinin dahi açıklanmadığını belirterek kusur belirlemesi, asıl boşanma davasıın kabulü, kabul edilen maddî- manevî tazminat, nafakanın kabulü ve miktarları, birleşen davanın, erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddi, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı-davacı erkeğin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, asıl boşanma davasıın kabulü, birleşen boşanma davasının reddi, kabul edilen maddî- manevî tazminat, nafakanın kabulü ve miktarları, reddedilen maddî ve manevî tazminat, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmasında davalı- karşı davacı kadının kusurunun bulunup bulunmadığı, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminat, nafaka isteminin kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarların hakkaniyete uygun olup olmadığı, süresinde talepte bulunulmuş olup olmadığı, birleşen davanın reddine karar verilmesinin, asıl ve birleşen davada vekâlet ücreti ve yargılama giderinin usul ve kanuna uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci, ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
269.85 TL İlam H.
179.90 TL Peşin H.
89.95 TL Kalan H.
886.80 TL TBH.
1-AK/ÖH/SE/YY/AK