"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1932 E., 2022/1818 K.
...
...
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2015/854 E., 2019/639 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince karşı davanın reddine, asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile ilgili bentlerin kaldırılmasına, yerine yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların 10 ay birlikte yaşadıktan sonra 1996 yılında kadının Almanya'ya yerleştiğini, erkeğin 1995 yılından beri başka kadınlarla birlikte olması nedeniyle tarafların bir araya gelmediklerini, erkeğin başka kadınlardan çocukları olduğunu, erkeğin sürekli kadını aşağıladığını, hakaretler ederek dava açıp hakkını aramasını engellediğini, ... isimli kadından 6 çocuğu olduğunu ve bu çocukların ... kadının nüfusuna kaydettirdiğini, kadının bundan seneler sonra haberinin olduğunu, en son birlikte olduğu Rus asıllı bir kadından da bir oğlu olduğunu, bu kadını ve oğlunu da evrakta sahtecilik ile amcasının kızı ... olarak nüfusa kaydettirdiğini, bu kadına taşınmazlar devrederek ... kadından mal kaçırdığını, erkeğin bu konularda sürekli yalan söylediğini, tarafların birlikte yaşadığı süre içinde erkeğin kadını sürekli darp ettiğini, kadına ve çocuklarına bakmadığını, erkeğin senede 4-5 kere Almanya'ya geldiğini ancak kadın ile görüşmediğini, görüşse de hakaret ettiğini, ölümle tehdit ettiğini, karşı dava dilekçesindeki iddaların asılsız olduğunu, erkeğin kovması sonucu kadının Almanya'ya gitmek zorunda kaldığını belirterek davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, 25.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 600.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata, katılma payının hesaplanarak kadına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, kadının erkeğin halasının kızı olduğunu ve aile baskısı ile evliliğin gerçekleştiğini, kadının 1995 yılında 2 çocuğu Türkiye'de bırakıp erkeğin de yardımıyla vize alarak ziyaret amacıyla Almanya'ya gittiğini, daha sonra geri dönmeyeceğini söylediğini, erkeğin geri dönmesi için kadını ikna edemediğini, kadının bir daha Türkiye'ye dönmediğini, döndü ise de erkeğin haberinin olmadığını, tarafların bu nedenle bir araya gelemediğini, kadının bu nedenle ağır kusurlu olduğunu, ... isimli kişinin erkeğin gayri resmi eşi olduğunu ve 20 yıldan fazla süredir ... ile ... kadının aynı evde birlikte yaşadıklarını, yörede yaygın olan ikinci eş durumuna kadının hiçbir itirazının bulunmadığını, hatta ...'dan olan çocukları da kendi nüfusuna kaydettirdiğini, bu nedenle zina iddiasına dayanılamayacağını, kadının Almanya'ya gittiği dönemde erkeğin ... ile birlikteliğinin sonu erdiğini, ... isimli kadının ise amcasının evlatlığı olduğunu, erkeğin ... ile birlikteliğinin 2002 yılından 2007 yılına kadar devam ettiğini ve bu kadından bir oğlunun olduğunu, şu anda hayatında bir kadının olmadığını belirterek karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadını başka kadınlarla aldattığı bu nedenle tam kusurlu olduğu, kadının kusurunun ispatlanamadığı, kadının evden ayrılmasının haklı nedene dayandığı gerekçesi ile erkeğin karşı davasının reddine, kadının asıl davasının kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, katılma alacağı davasının tefrikine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. ... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin tam kusurlu olduğunu, erkeğin ekonomik durumunun çok yüksek olduğunu, buna göre hükmedilen nafaka ile maddî ve manevî tazminatların çok düşük kaldığını, nafaka miktarının düşük tutulma nedeninin kadının Almanya'da sosyal yardım alıyor olduğunu ancak aldığı yardımın kişisel ihtiyaçlarına dahi yetmediğini, kadın yararına aylık 5.000,00 TL den az olmamak üzere yeni nafakaya hükmedilmesi gerektiğini belirterek hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın gerekçesinde hangi tanık beyanlarının hükme esas alındığının açık olmadığını, kadının tam kusurlu olduğunun ispatlandığını, kadının Türkiye'de mutat meskeninin bulunmadığını, bu nedenle yargılama gideri yönünden bir teminat yatırması gerektiğini, davanın ortak çocuk ...'ün kumar borçları nedeniyle kadını baskısı sonucu açıldığını, tüm sorunun maddî nedenler ile ilgili olduğunu, kadının erkeğin başka iki kadınla yaşadığı ilişkiyi bildiğini ve erkeği affettiğinin ortada olduğunu, hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, erkeğin kazancına ilişkin bir delil olmadığı halde gerekçede fazla miktarların belirtildiğini, erkeğin tek gelirinin emekli maaşı olduğunu, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması gerektiğini belirterek asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile karşı davada 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası koşulları oluşmasına rağmen karşı davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, erkeğin iki ayrı kadınla evlilik dışı birliktelik yaşadığı, ... isimli kadından altı, ... isimli kadından bir çocuk sahibi olduğu, ... isimli kadından olan çocukarını ... kadından doğmuş gibi nüfusu kaydettirdiği, halen dahi ... isimli kadın ile birlikte yaşadığı, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, malvarlığını başkalarına devrettiği; kadının ise dava tarihinden yaklaşık 20-25 yıl kadar önce düğün için gittiği Almanya'dan bir daha dönmediği anlaşılmış olup gerçekleşen kusur durumuna göre erkeğin ağır kadının ise az kusurlu olduğu, bu durumda erkeğin karşı davasının kabulü gerektiği, kadın yaranına hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddî ve manevî tazminatların miktarının düşük olduğu, yoksulluk nafakasının aylık 4.000,00 TL olması gerektiği gerekçesi ile tarafların kusur tespitine ilişkin istinaf taleplerinin kabulü ile kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, erkeğin karşı davanın reddine yönelik istinaf talebinin kabulüne, kararın ilgili bendinin kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmasına, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuklar ergin olduğundan velâyet hakkında düzenleme yapılmasına yer olmadığına, yasal koşulları oluşmadığından erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, kararın ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmasına, kadın yararına aylık 2.500,00 TL yoksulluk nafakasına, 400.000,00 TL maddî ve 300.000,00 TL manevî tazminata, tarafların diğer istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin tam kusurlu olduğunu, hükmedilen tazminatların miktarlarının erkeğin gelirine göre çok düşük olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesince kadın yararına gerekçede aylık 4.000,00 TL yoksulluk nafakası yazmasına rağmen hüküm kısmında aylık 2.500,00 TL nafakaya hükmedildiği, 25.000,00 TL'den az olmamak üzere yeni nafaka miktarının belirlenmesi gerektiğini ayrıca maddî ve manevî tazminatların miktarının da düşük olduğunu, kararın kaldırılması gerektiğini belirterek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, gerekçe ile hüküm arasında çelişki, hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının Türkiye'de mutat meskeni olmaması nedeni ile yargılama giderlerini karşılayacak uygun bir teminat göstermesi gerektiğini, kadının tam kusurlu olduğunu, ortak çocuk ...'ün kumar borçları nedeniyle yaptığı baskı sonucu kadının boşanma davası açtığını, kadının erkeğin başka iki kadınla yaşadığı ilişkiyi bildiğini ve erkeği affettiğinin ortada olduğunu, tüm sorunun maddî nedenler ile ilgili olduğunu, kadının işbu boşanma davasındaki nafaka nedeniyle Almanya'da sosyal yardım parasının kesileceğine ilişkin gerekçenin hatalı olduğunu, aksine kadının hala sosyal yardım almaya devam ediyor olması nedeniyle yoksulluk nafakasının miktarının düşürülmesi gerektiğini, hükmedilen tazminatların kaldırılması gerektiğini, erkeğin emekli maaşından başka gelirinin bulunmadığını belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddî ve manevî tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kadının asıl davasının ve erkeğin karşı davasının kabulü ile kadın yararına yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadının yargılama giderleri yönünden teminat yatırıp yatırmayacağı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 84 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .
2.İlk Derece Mahkemesince erkek tam kusurlu bulunarak karşı davanın reddine, asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine hükmedilmiştir. Taraf vekillerinin istinaf kanun yoluna başvuruları üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince boşanmaya sebep olan olaylarda erkek ağır, kadın az kusurlu bulunmuş, karşı davanında kabulü ile tarafların boşanmalarına hükmedilip, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarı artırılmış, sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir. Mevcut olaylara göre, evlilik birliğinin devamı eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki, bu sonuca ulaşılması tamamen davacı erkeğin tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, Bölge Adliye Mahkemesince ... kadına kusur yüklenmişse de dinlenen davalı-davacı erkek tarafın tanık beyanları sebep ve saiki açıklanmayan, duyuma dayalı ve soyut izahlardan ibarettir. ... kadının evden ayrılması haklı nedene dayanmakta olup kadına atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bununla birlikte davalı-davacı erkeğe kusur olarak yüklenen fiziksel şiddet ve hakaret vakıaları ise eski tarihli olup bu vakıalardan sonra evlilik devam ettiğinden bu vakıların kadın tarafından affa uğradığı, en azından hoşgörü ile karşılandığı anlaşılmakla, erkeğe kusur olarak yüklenemez. Sonuç olarak, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda, iki ayrı kadınla evlilik dışı birliktelik yaşayan, ... isimli kadından altı, ... isimli kadından bir çocuk sahibi olan, ...'dan olan çocukları ... kadından doğmuş gibi nüfusa kaydettiren, malvarlığını başkalarına devreden erkek tam kusurludur. Bu itibarla erkeğin karşı davasının reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile karşı davanın kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, kararın bu nedenle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
4.Somut uyuşmazlıkta, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarı azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi yönünden taraflar yararına, erkeğin karşı davasının kabulü, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden ise kadın yararına BOZULMASINA,
2. Taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıranlara geri verilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...