Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2785 E. 2023/6348 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında erkeğin tam kusurlu olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası, maddi tazminat miktarı ile ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile hakkaniyet ilkesi gözetilerek, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası, maddi tazminat ve çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu hususlarda bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1673 E., 2022/1920 K.

...

...

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gebze 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/895 E., 2021/540 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin birleşen davasının reddine, kadının asıl davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile kararın ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmasına, kusurun gerekçesinin düzeltilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; 19.11.2019 tarihinde kadının erkeğe ait pantolonu yıkamak için aldığında pantolonun cebinde daha önce erkeğin elinde görmediği bir telefon bulduğunu, şifresi bulunmayan telefonu incelediğinde erkeğin birçok kadınla duygusal ve cinsel içerikli yazışmaları, ses kayıtları ve videolarını gördüğünü, bazı kadınlarla para karşılığı birlikte olmak üzere konuşmalar gerçekleştirdiğini, hasta tedavi etmeye gittiğini belirterek eve sürekli geç geldiğini ya da erken ayrıldığını, kadının bu konudaki şikayeti üzerine kadına hakaret ettiğini, erkeğin ev ve çocuğun ihtiyaçları için verdiği paraları geri istediğini, kadının telefonu bulduğunu anlayan erkeğin kadına tehdit ve hakaret mesajları attığını, tarafların Fethiye'de ve İstanbul'da yaşadıkları dönemde kadını ve çocuğu akrabalarının yanına bırakarak günlerce ortadan kaybolduğunu, arayıp sormadığını, kendine pahalı alışverişler yaptığı halde kadının ihtiyaçlarını gidermediğini, çocukla ilgilenmediğini, kadını aile ortamında ya da arkadaşlarının yanında küçük düşürücü cümleler kurduğunu, kadına ve ailesine küfür, hakaret ve tehdit ettiğini, eve çok geç saatlerde geldiğini, kadına ve çocuğa takılan tüm altınları zorla aldığını, sürekli kavga çıkartıp şiddet uyguladığını, erkeğin kadının ailesinin küfür ederek evden kovması neticesinde kadının ailesinin 2019 yılı Ağustos ayına kadar tarafların evine gelemediğini, erkeğin 18.02.2019 tarihinde de kadını alarak erkeğin ailesinin yaşadığı İstanbul'daki evlerine götürdüğünü ve kadına danışmadan İstanbul'da kendi ailesi ile birlikte yaşama kararı aldığını, 7 aya kadar tarafların burada yaşadığını, daha sonra 13.08.2019 tarihinde Fethiye'deki evlerine geri döndüklerini ve erkeğin bir işi çıktığını söyleyerek kadını ve çocuğu Fethiye'de bırakarak İstanbul'a geri gittiğini, bu dönemde çocuğu ile yalnız kalan kadının 2019 yılı Ağustos ayında kendi anne ve babasını yanına çağırdığını, erkeğin gelmemesi üzerine kadının erkeğin ailesi ile birlikte İstanbul'da yaşadığı eve geri döndüğünü, kadının anne babası ile en fazla 10-15 gün aynı çatı altında yaşadıklarını, belirterek davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 161 inci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocur yararına aylık en az 1.500,00 TL tedbir ve en az 2.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık en az 2.000,00 TL tedbir ve en az 2.500.00 TL yoksulluk nafakasına, iştirak ve yoksulluk nafakasının her yıl %25 oranında arttırılmasına, yasal faizi ile birlikte 300.000,00 TL maddî ve 400.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Dava dilekçesi 16.12.2019 tarihinde erkeğe tebliğ edilmiş, cevap dilekçesi 28.01.2020 tarihinde sunulmuş olup süresinde değildir.

2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava ve cevaba cevap dilekçesinde; taraflar arasında kadının istememesi nedeniyle iki yıldır cinsel birlikteliğin olmadığını, kadının erkeğin erkekliğini ve adamlığını yargıladığını, yüksek ses ile azarladığını, "sapık, azgın, hayvan" gibi sözlerle hakaret ettiğini, erkeklik organı ile dalga geçtiğini ve aşağıladığını, erkeğin ailesinin yanında beceriksizlikle itham ettiğini, kadının anne ve babasının 2019 yılı başından beri erkeğin rızası olmamasına rağmen taraflarla birlikte yaşadığını, bu süreçte kadının anne ve babasının evliliğe müdahale ettiğini, kadının da bu duruma rıza gösterdiğini, kadının ailesi ile birlikte olup erkeği dışladığını ve evde istemez şekilde davrandığını, akşam yemekleri için erkeği beklemediklerini, erkek eve geldiğinde yemek bulamadığını, bu nedenlerle erkeğin evden uzaklaştığını, kadının doğumdan sonra devamlı olarak boşanmayı talep edip ev, araba ve yüklü miktarda para istediğini, kadının geçirdiği bir sinir krizi esnasında elindeki sivri bir cisim ile erkeğin omuzunu yaraladığını belirterek birleşen davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkeğin geliri göz önünde bulundurularak kadına ve ortak çocuğa yoksulluk ve iştirak nafakası verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadın tarafından sunulan erkeğe ait telefon üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda telefonun içeriğinde cinsel içerikli fotoğraflar ile mesajlar bulunduğu, kadının tanık beyanları da değerlendirildiğinde erkeğin zina yaptığının sabit olduğu, kadın tarafından sunulan flash içindeki fotoğraf ve tanık beyanlarından erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığının anlaşıldığını, ayrıca erkeğin eve sürekli geç geldiği, hatta gelmediği günlerin olduğu, kadını ve çocuğu devamlı yalnız bıraktığı, hakaret ve tehditte bulunduğu, kadının ailesini evden kovduğu, bu kusurlar nedeniyle erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının kusurunun ispatlanamadığı, ortak çocuğun doğumundan önceki kusurların af kapsamında kaldığı değerlendirilerek taraflara yüklenmediği gerekçesi ile birleşen davanın reddine, asıl davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 161 inci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 700,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, iştirak ve yoksulluk nafakalarına nafaka bedelinin her yıl karar tarihi itibariyle Tüik'in açıklayacağı ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 30.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. ... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin akşam saatlerinde ve yatılı olan kısımlarının kaldırılması gerektiği, hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakaları ile maddî ve manevî tazminatların miktarlarının düşük kaldığını belirterek kişisel ilişki, hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminatın miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin tanıklarının hükme esas alınmadığını, erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadının erkeğin telefonunun habersiz alması nedeniyle içindeki belgelerin hukuka aykırı delil olduğunu, hükme esas alınmaması gerektiğini, hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminatların kaldırılması gerektiğini belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminat, lehine hükmedilmeyen vekâlet ücreti ile aleyhine hükmedilen vekâlet ücretleri yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların Fethiye'de ikamet ederken sonradan İstanbul'a taşındıkları, bu nedenle Fethiye'de gerçekleşen önceki olayların taraflarca boşanma nedeni olarak ileri sürülmesine olanak bulunmadığından fiziksel şiddete ilişkin önceki olayların erkeğe kusur olarak yüklenmesinin doğru bulunmadığı, bunun dışında İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklene kusurlarının sabit olduğu, erkeğin yine tam kusurlu olduğu, erkeğin fiziksel şiddete ilişkin kusurun çıkartılması suretiyle kusur gerekçesinin bu şekilde düzeltilmesi gerektiği, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarı ile ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarının az olduğu gerekçesi ile erkeğin kusura ilişkin istinaf talebinin kısmen kabulü ile gerekçenin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, kadının yoksulluk ve iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarına ilişkin istinaf talebinin kısmen kabulü ile kararın ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, yoksulluk ve iştirak nafakalarının her yıl %25 oranında arttırılmasına, kadın yararına boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 90.000,00 TL maddî ve 80.000,00 TL manevî tazminata, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.... kadın vekili katılma yolu ile temyiz dilekçesinde özetle; asıl davanın ispatlandığını, erkeğin tam kusurlu olduğunu, hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakaları ile maddî ve manevî tazminatın miktarlarının düşük olduğunu belirterek hükmedilen yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminatın miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin tam kusurlu olduğuna ilişkin tespitin hatalı olduğunu, duyuma dayalı tanık beyanlarına itibar edilemeyeceğini, davanın ispatlandığını, kadının erkeğe ait cep telefonunu çalarak belgeleri hukuka aykırı olarak elde ettiğini, bu belgelerin hükme esas alınamayacağını, hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk ve iştirak nafakasının miktarlarının fahiş olduğunu ve kaldırılması gerektiğini, erkeğin asgari ücret kazandığını, erkek lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken kadın lehine iki kere vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, kadının davasının reddi gerektiğini belirterek asıl davanın kabulü kusur belirlemesi, hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk ve iştirak nafakası, vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kadının asıl davanın kabulü ile kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası verilmesi ve ortak çocuk yararına iştirak nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen vekâlet ücretlerinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 330 uncu maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ncı, 194 üncü, 323 üncü ve 326 ncı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri

3.Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkek vekilinin tüm, ... kadın vekilinin bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre 2018 doğumlu ortak çocuk ... yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanunun hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usûl ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

4.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Bölge Adliye Mahkemesi kararının iştirak nafakasının, yoksulluk nafakasının ve maddî tazminatın miktarları yönünden ... kadın yararına BOZULMASINA,

2.Davalı-davacı erkek vekilinin tüm, ... kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden...'ye yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'a geri verilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...