Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2799 E. 2023/5943 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında, davalı erkeğin kusurlu olup olmadığı, boşanma, nafaka ve tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, tarafların iddia ve savunmaları ile hukuk kuralları birlikte değerlendirilerek, yerel mahkeme kararında usul ve esasa ilişkin bir aykırılık bulunmadığı gözetilerek istinaf mahkemesinin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3294 E., 2023/258 K.

...

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kargı Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2019/142 E., 2022/52 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; davalının evlilik birliği sorumluluklarını ve eşini koruma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, müvekkilini zorla ailesi ile oturmaya mecbur bıraktığını ve ayrı ev açmadığını, davalının ve ailesinin müvekkiline hakaret ve küfür edip fiziki şiddet uyguladığını, telefonun dahi elinden alınarak ailesi ile görüşmesinin engellendiğini, davalının ailesinin, müvekkilinin ailesini tehdit ettiğini ve dövmeye çalıştıklarını, müvekkilinin, davalı tarafından darp edilmesi nedeniyle omzunu ve kolunu tam kullanamadığını, davalının iddialarının gerçeği yansıtmadığını ve kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmaz ise belirlenir hale geldiğinde artırılmak üzere 10.000,00 TL bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde; davacının iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediğini, davacının rızası ile köyde yaşadıklarını, davacını ailesinin gelerek davacıyı götürdüğünü, davacının kendi ailesinin etkisi ve baskısı altında kaldığını beyanla, davacının davasının ve tüm taleplerinin reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının, bağımsız konut temin etmediği, davacının ailesi ile görüşmesini engellediği, davalının, kendi ailesinin davacıya ve davacının ailesine karşı olumsuz müdahalelerine engel olmadığı, davalının annesinin davacıyı darp ettiği, davalının, ailesinin müdahalesine sessiz kaldığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut bulunduğu, boşanmaya neden olan olaylarda davalının tam kusurlu, davacının kusursuz olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre, davacının gelirinin olmadığı ve babasının yanında kaldığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılmakla davacı lehine yoksulluk nafakasına, davacının boşanmakla davalının maddî desteğini yitireceği belirlendiğinden, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, evlilik süresi, kusur dereceleri ve hakkaniyet ilkesi gereğince davacı lehine maddî tazminata, davalının ispat edilen kusurlu davranışlarının davacının kişilik hakkına saldırı niteliğinde olduğundan, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, kusur dereceleri ile hakkaniyet ilkesi gereğince davacı lehine manevî tazminata karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, davacı lehine aylık 300,00 TL tedbir ve 400,00 TL yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağına ilişkin dava tefrik edildiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili, davacı tanık beyanlarının gerçeğe aykırı ve çelişkili olduğunu, hükme esas alınamayacağını, davacının rızası ile müvekkilinin ailesinin yanında ikamet ettiklerini, fiziki şiddete ilişkin bir rapor sunulmadığını, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, müvekkili aleyhinde tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata karar verilmesi şartlarının oluşmadığını, miktarlarının yüksek olduğunu ve hakkaniyete uygun olmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, davacı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava dosyası içeriğine ve dosyadaki yazılara göre İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili, davacı tanık beyanlarının gerçeğe aykırı ve çelişkili olduğunu, hükme esas alınamayacağını, tarafların davacının rızası ile müvekkilinin ailesinin yanında ikamet ettiklerini, fiziki şiddete ilişkin bir rapor sunulmadığını, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, müvekkili aleyhinde tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata karar verilmesi şartlarının oluşmadığını, miktarlarının yüksek olduğunu ve hakkaniyete uygun olmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, davacı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı erkekten kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, davacı kadının davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, davacı kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı, miktarlarının uyun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...

...