Logo

2. Hukuk Dairesi2023/279 E. 2023/1774 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yabancı mahkemece verilen velayet ve nafaka kararının Türkiye'de tanınması ve tenfizi davasında, yabancı mahkeme kararının usulüne uygun olup olmadığı ve davalının hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilip edilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının yabancı mahkemedeki davadan ve verilen karardan haberdar olduğunun ve savunma hakkını kullanma imkanının bulunduğunun anlaşılması, yabancı mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Aile Mahkemesi

Davaname ile açılan velâyet ve nafakaya ilişkin yabancı mahkeme kararının tenfizi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davanamede özetle; davacı ...'nın Slovakya vatandaşı olduğunu, davalı ile aynı iş yerinde çalışıp gayri resmi birliktelikten 2003 doğumlu ... adlı çocuğun olduğunu, davacının çocuğun babasının davalı olduğunu belirtip Slovakya ülkesinin mahkemesine başvurup karar aldırdığını, söz konusu kararda çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, çocuğun bakımı için her ayın 15. gününe kadar aylık 5.700,00 S.K ödemekle yükümlü tutulduğunun belirtildiği, gerekçesi ile Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkileri Genel Müdürlüğünün ... Cumhuriyet Başsavcılığına hitaben yazdığı 28.03.2018 tarih 529/35775 sayılı yazısı ile nafaka ve velâyet davacı kararının tanınması ve tenfizine ilişkin 1973 tarihli lahey sözleşmesi; nafaka alacaklarının yabancı ülkelerde tahsiline ilişkin 1956 tarihli New York Sözleşmesi ve 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuk Hakkında Kanun (5718 sayılı Kanun) uyarınca söz konusu yabancı mahkeme kararının tanınmasına ve tenfizine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yabancı mahkeme kararının kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesinin bulunmadığını, onaylı bir mahkeme kararının bulunmadığını, davalıya herhangi bir tebligat yapılmadan karar verildiğini, çocuğun davalıya ait olduğunu gösterir DNA testi yapılmadığını, söz konusu DNA testinin dosya kapsamında mevcut olmadığını, davalının söz konusu karardan haberinin olmadığını, bahse konu Slovakya mahkemelerinin yetkili olmadığını, soy bağının kurulması kararlarının sözleşme kapsamında bulunmadığını, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Slovakya Cumhuriyeti Ruzomberok İlçe Mahkemesinin 24.02.2006 tarih 4P 175/05-134 Esas sayılı ilamı ile tarafların 04.06.2003 doğumlu çocuğu ...'nin velâyetinin anne ...'ya verildiği, müşterek çocuğun ihtiyaçları için 01.08.2005 tarihinden itibaren aylık 5.700 SK ödenmesine karar verildiği, kararının 19.05.2006 tarihinde kesinleştiği, tanıma ve tenfizi talep olunan velâyet ve iştirak nafakası davası tarafların müşterek milli hukukuna tabi olup tanınması talep olunan yabancı ilamda 5718 sayılı Kanun’un 50 ve devamı maddeleri ile kamu düzenine, Slovakya Cumhuriyetinin de taraf olduğu velâyet ve nafaka alacaklarına ilişkin kararların tanınması hakkındaki sözleşme hükümlerine aykırılık bulunmadığının anlaşıldığı Slovakya Cumhuriyetinin Ruzomberok İlçe Mahkemesinin 24.02.2006 tarih 4P 175/05-134 Esas ve 19.05.2006 kesinleşme tarihli yabancı mahkeme kararının tanınmasına ve tenfizine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yabancı mahkeme ilamının kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesinin ve kesinleşme şerhinin dosya arasında olmadığı, yabancı mahkeme kararında karara itirazdan vazgeçtiğinin belirtildiği ancak bu konuda imzasının bulunmadığı, yabancı mahkeme kararında alındığı belirtilen DNA testine ilişkin bilirkişi raporu dosya kapsamında mevcut olmadığı, duruşmalara katılmadığını bu nedenle kabulünün sözkonusu olamayacağını, hukuki dinlenilme ve adil yargılanma hakları ihlal edildiğini zamanaşımı itirazı olduğunu, bilirkişi raporlarının tebliğ edilmediğini ve karardan sonra rapor aldırılmasının hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ... ve davalı ...'nin gayriresmi ilişkisinden 04.06.2003 doğumlu ... isimli çocuklarının olduğu, yabancı mahkeme ilamına göre çocuğun velâyetinin anneye verildiği, çocuk için aylık 5.700 S.K ödenmesine karar verildiği, söz konusu yabancı mahkeme ilamının 19.05.2006 tarihinde kesinleştiği, yabancı mahkeme ilamının aslı ve onaylı tercümesinin bulunduğu, yabancı mahkeme ilamı içeriğinden de davalının söz konusu davadan haberdar olduğu, babalık testine binaen kan testini kabul ettiği, çocuğun bakımı için katkıda bulunmak istediği, duruşmaya davalının ifadelerini tercüme yapması için tercümanın katıldığı, davalının davacı kadının verdiği ve tercüme edilmiş dilekçeyi kabul ettiğini ifade ettiği, davalının velâyete ilişkin hususa itiraz etmediği, iştirak nafakası miktarının da taraflarca kararlaştırıldığı, tüm bu nedenlerle yabancı mahkemece yapılan yargılama ve karardan davalının haberdar olduğu anlaşıldığından davalının savunma hakkının kısıtlanmasından bahsedilemeyeceği gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; yabancı mahkeme ilamının kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesinin ve kesinleşme şerhinin dosya arasında olmadığı, yabancı mahkeme kararında karara itirazdan vazgeçtiğinin belirtildiği ancak bu konuda imzasının bulunmadığı, yabancı mahkeme kararında alındığı belirtilen DNA testine ilişkin bilirkişi raporu dosya kapsamında mevcut olmadığı, duruşmalara katılmadığını bu nedenle kabulünün sözkonusu olamayacağını, hukuki dinlenilme ve adil yargılanma hakları ihlal edildiğini zamanaşımı itirazı olduğunu, bilirkişi raporlarının tebliğ edilmediğini ve karardan sonra rapor aldırılmasının hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davaname ile velâyet ve açılan nafakaya ilişkin yabancı mahkeme ilamının tanınması ve tenfizi davasında, yabancı mahkeme kararının onanmış aslı veya onanmış örneği ve onanmış tercümanının, kesinleştiğini gösteren onanmış yazı veya belgenin olup olmadığı, tanınma ve tenfiz koşullarının oluşup oluşmadığı, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.

İlgili Hukuk

5718 sayılı kanunun 50 nci, 51 inci, 52 nci, 53 üncü ve 54 üncü maddeleri; 1973 tarihli Lahey Sözleşmesi; 1956 tarihli New York Sözleşmesi; 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine,

12.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.