Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2806 E. 2024/160 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği, velayet, maddi-manevi tazminat taleplerinin reddi ve kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanma davasında yoksulluk nafakası isteyen kadının çalıştığı ve düzenli gelirinin olduğu, boşanma yüzünden yoksulluğa düşme koşullarının oluşmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin yoksulluk nafakası talebini reddeden kararının onanmasına, diğer hususlardaki temyiz itirazlarının ise reddedilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3796 E., 2023/21 K.

DAVA TARİHİ : 25.09.2017

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Merzifon 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2022/128 E., 2022/327 K.

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların aralarında imzalamış oldukları protokol gereği 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların kişilik uyuşmazlığı ve kültür farklılıkları olduğunu, erkeğin aşırı kıskanç olduğunu, kadının başına silah dayadığını, iftira attığını,kadının iş yerine gelerek psikolojik baskı uyguladığını, iğneleyici sözler söylediğini, tehdit ettiğini beyan ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuk için 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının sadakatsiz davranışları olduğunu, başka bir erkeğin aracına binerken görüldüğünü, kadının temel yükümlülüklerini ihlal ettiğini belirterek, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 16.10.2017 tarihli, 2017/594Esas, 2017/777 Karar sayılı kararı ile açılan davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından, boşanma hükmü dışında velâyet yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 14.02.2018 tarih ve 2018/282 Esas, 2018/255 Karar sayılı kararı ile tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verildiği ancak davacı kadının boşanmaya yönelik kararından vazgeçmesi nedeniyle davanın hukuksal niteliğinin değiştiği, davanın, anlaşmalı boşanma hükümlerine dayalı olarak açılması nedeniyle, taraflarca iddia ve savunmaya ilişkin vakıalar bildirilmediği ve sonuç olarak, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası kapsamında esasa ilişkin hiç bir delil toplanmadığı, açıklanmaya çalışılan nedenlerle Mahkemece yukarıda belirtilen çerçevede işlem yapılıp gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere kararın kaldırılarak, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

3.İlk Derece Mahkemesinin 21.10.2020 tarihli, 2018/112Esas, 2020/286 Karar sayılı kararı ile her iki davanın kabulüne, kadının velâyet ve iştirak nafakası talebinin reddine, kadın yararına 8.000,00 TL maddî, 8.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, kadın yararına 350,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, çocuk ile anne arasında kişisel ilişki tesisine, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, çocuk için aylık 200,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına karar verilmiştir.

4.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın; karşı davanın tümü, kusur belirlemesi, lehine hükmedilen tazminat ve nafakaların miktarları, velâyet, aleyhine hükmedilen iştirak nafakası ve vekâlet ücreti yönlerinden, davalı-karşı davacı erkek; asıl davanın tümü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminat ve nafakalar ve hüküm ile gerekçe arasında çelişkinin giderilmesi yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur.

5.Bölge Adliye Mahkemesinin 10.06.2021 tarih ve 2021/287 Esas, 2021/1709 Karar sayılı kararı ile Mahkeme kararında boşanma davasına sebebiyet veren olaylarda davacı-karşı davalı kadının hafif kusurlu, davalı-karşı davacı erkeğin ise ağır kusurlu olduğu belirtilmiş ancak tarafların kusurlu davranışlarının neler olduğu ve hangi tarafa hangi vakıaların kusur olarak yüklendiği açıkça yazılmadığı bu nedenle, gerekçesiz şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğu, Mahkemece, velâyet ve tazminatlar yönünden çelişki oluşturulduğu, tarafların istinaf istemlerinin kabulü ile yukarıda belirtilen eksikliklerin tamamlanarak bir karar verilmesi için kararın tümüyle kaldırılarak Mahkemesine gönderilmesi, istinaf başvurusunun kabul sebebine göre diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

6.İlk Derece Mahkemesinin 27.10.2021 tarihli 2021/226 Esas, 2021/506 Karar sayılı kararı ile tarafların erkeğin, aşırı kıskançlık göstermesi, bu kıskançlığından dolayı kadının işyerine sürekli kontrole gelmesi, kadına karşı silah çekmesi, güvensizlik sergilenmesi ve sadakatsizlik tutumunda bulunduğunun sürekli söylenmesi, kadının, başka erkeğin arabasına birkaç defa binmesi, sadakatsizlik göstermesi, bu sadakatsiz tutumlarıyla karşı davacı erkeğin psikolojisini bozması, boşanma olayı gerçekleşmeden kadının sadakat yükümlülüğünü ihlal ederek 3. kişilerle görüşmesi gibi gerçekleşen vakıalardan tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ilke her iki davanın kabulüne tarafların boşanmaları bozma öncesi karar verildiğinden ve bu karar kesinleştiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, kadının velâyet ve iştirak nafakası talebinin reddine, kadın için 8.000,00 TL maddî, 8.000,00 TL manevî tazminata, kadın için 350,00 TL tedbir, kararın kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk ile anne arasında kişisel ilişki tesisine, erkek yararına 5.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, çocuk için aylık 200,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına karar verilmiştir.

7.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın; kusur belirlemesi, karşı davanın tümü, velâyet, aleyhine hükmedilen tazminat, lehine takdir edilen nafaka ve tazminatların miktarları ile aleyhine verilen nafaka ve vekâlet ücreti yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı-karşı davacı erkek; kusur belirlemesi, asıl davanın tümü, aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası ile lehine takdir edilen manevî tazminatın miktarı yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur.

8.Bölge Adliye Mahkemesinin 10.03.2022 tarih ve 2022/635Esas, 2022/952 Karar sayılı kararı ile ''boşanma davalarının kabulüne, tarafların boşanmalarına bozma öncesi karar verildiğinden ve bu karar kesinleştiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına," karar verilerek, davanın hem kabulüne hem de karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek çelişki yaratıldığı ayrıca hükmün daha önce tümüyle kaldırıldığı, her iki dava yönünden Mahkemece yeniden karar verilmesi gerektiği ve kesinleşen husus bulunmadığı, belirtilen hususlar gözetilmeden karar verilmesi nedeniyle tarafların istinaf istemlerinin kabulüne yukarıda belirtilen eksikliklerin tamamlanarak bir karar verilmesi için kararın tümüyle ikinci kez kaldırılarak Mahkemesine gönderilmesi, istinaf başvurusunun kabul sebebine göre diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, aşırı kıskançlık göstermesi, bu kıskançlığından dolayı kadının işyerine sürekli kontrole gelmesi, kadına karşı silah çekmesi, güvensizlik sergilenmesi ve sadakatsizlik tutumunda bulunduğunun sürekli söylenmesi gibi gerçekleşen vakıalardan kusurlu olduğu, kadının ise, başka erkeğin arabasına birkaç defa binmesi, sadakatsizlik göstermesi, bu sadakatsiz tutumlarıyla karşı davacı erkeğin psikolojisini bozması, boşanma olayı gerçekleşmeden kadının sadakat yükümlülüğünü ihlal ederek 3. kişilerle görüşmesi gibi gerçekleşen vakıalarla tarafların bir daha bir araya gelmedikleri böylelikle tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadının velâyet ve iştirak nafakası, maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, kadın için 400,00 TL tedbir nafakası, kararın kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, çocuğun ayrılık sürecinde baba ile kalıyor olması, alıştığı düzenin bozulmaması, baba yanında yaşamaya uyum sağladığı ve engel bir durum olmadığına dair uzman raporu değerlendirilerek ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk ile anne arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk için aylık 400,00 TL tedbir nafakası karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın; kusur belirlemesi, erkeğin davasının tümü, velâyet, tazminat taleplerinin reddi, yararına hükmedilen nafakaların miktarı, aleyhine verilen nafaka ve vekâlet ücreti yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek; kusur belirlemesi, kadının davasının tümü, aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası ve manevî tazminat talebinin reddi, yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yoksulluk nafakası isteyen davacı kadının, çalıştığı, kendisini yoksulluktan kurtarmaya yetecek, aylık sürekli ve düzenli gelirinin olduğu, bu hususun SGK kayıtları ile de sabit olduğu, kadın yönünden boşanma yüzünden yoksulluğa düşme koşullarının oluşmadığı, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerektiği gerekçesi ile erkeğin istinaf isteminin yoksulluk nafakası yönünden kabulüne, hükmün ilgili bendinin kaldırılmasına boşanma hükmü kesinleşinceye kadar kadın için aylık 400,00 TL tedbir nafakasının kadına verilmesine, kadının yoksulluk nafakası isteminin reddine, istinafa konu edinen diğer yönlerin kanuna ve hukuka uygun olduğundan kadının tüm, erkeğin sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı kadın vekili; kusur belirlenmesi, tedbir-yoksulluk nafakası, tazminatlar ile ortak çocuğun velâyeti ve buna bağlı nafaka yönlerinden kararın

usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların reddi, velâyet yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davalarda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına yoksulluk nafakası ile tazminata hükmedilme şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, tedbir nafakasının miktarı ile ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.