Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2809 E. 2024/162 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan boşanma davalarında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, boşanma kararının yerinde olup olmadığı, yoksulluk nafakası şartlarının oluşup oluşmadığı ve tazminat taleplerinin reddinin doğru olup olmadığı hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları değerlendirilerek, usul ve yasaya uygun bulunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2322 E., 2023/315 K.

DAVA TARİHİ : 11.10.2019- 05.11.2019

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Afyonkarahisar 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/721 E., 2022/458 K.

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının boşanma davasının reddine, erkeğin boşanma davasının kabulüne, karar verilmiştir.

Kararın davacı- davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı kadın dava dilekçesinde; erkeğin parkinson hastası olduğunu, hastalığını kendisinden gizlendiğini, erkeğin halaları tarafından okunmuş kağıt, sirke getirildiğini, bunlarla eşini tedavi etmeye çalıştıklarını, akrabaları tarafından eşine bakmamakla, ilaçlarını içirmemekle suçlandığını, erkeğin agresif davranışları nedeni ile evliliğin çekilmez hal aldığını, davalının kız kardeşi ve abisi tarafından olgun haneden kovulduğunu belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuklarının velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı 500,00'er TL, tedbir ve iştirak, kadın için 500,00 TL. Tedbir ve yoksulluk nafakasına, 20.000,00TL. maddî, 20.000,00 TL. manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, davalının hasta olduğu dönemde kadının, erkeğin ölümünü beklediğini, erkeğin tedavi sürecinde bağkur-SSK. primlerini yatırması için erkeğin abisi tarafından kadına para verildiğini, ancak kadının bu parayı yatırmadığını, erkeğin kardeşi tarafından tekrar prim ödemelerinin yapıldığını, erkeğin hastalığı döneminde kadın tarafından hiçbir sorumluluk ve özen gösterilmediğini, eve gece geç saatlerde geldiğini, eve misafir alarak gece geç saatlere kadar oturduğunu, sosyal medya hesaplarında evlenmeden önceki soyadını kullandığını belirterek, kadın tarafından açılan davanın reddine, kendi açtıkları davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına, çocukların velâyetinin babaya verilmesini, 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin rahatsızlığı nedeni ile verilen ilaçlar haricinde okunmuş su ve kağıtların kullanılması için ailesinin kadına baskı yaptığı, erkeğin ailesinin evliliğe müdahale ettiği, erkeğin kız kardeşinin kadını evden kovduğu, kadının ise; amcasının kızına attığı mesajda erkek hakkında ''şu adam benim başımdan gitsin çok beklemek istemiyorum'' biçiminde söz sarf ettiği, erkeğin sigorta primi için gönderilen parayı yatırmadığı, sosyal medya hesaplarında kızlık soyadını kullandığı, evlilik birliğin,in sona ermesinde kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine baba ile kişisel ilişki tesisine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 400,00 TL tedbir, 400,00 TL iştirak, erkek için 25.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, erkeğin maddî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı- karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğu gerekçesi ile her iki dava yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğe yüklenen kusurların kararın erkek tarafından istinaf edilmemesi nedeni ile kesinleştiği, erkeğin kesinleşen kusurlarının yanında çocuklara agresif davranışlar sergileme kusurunu da işlediği, kadına yüklenen kusurların sabit olduğu, kararın sadece kadın tarafından istinaf edilmesi nedeni ile kadına ilave kusurlar verilerek kadının hukuki durumunun aleyhine ağırlaştırılamayacağı, gerçekleşen olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, erkeğe verilen ve erkeğin kesinleşen kusurlu davranışlarının da evliliği kadın açısından çekilmez hale getirdiği, asıl davanın da kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu velâyeti anneye verilen ortak çocukların ihtiyaçları için baba aleyhine iştirak nafakası takdirinin doğru ancak miktarının düşük olduğu, boşanmayla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın lehine yoksulluk nafakası koşulları oluştuğu, tespit edilen kusur dağılımına göre erkek lehine manevî tazminat taktiri hatalı olduğu gerekçesi ile kadının asıl davasının reddi, kusur belirlemesi ile erkek lehine hükmedilen manevî tazminata yönelik istinaf talebinin kabulü ile ilgili bentlerin kaldırılmasına, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, çocuklar için dava tarihinden İlk Derece Mahkemesi karar tarihine kadar ayrı ayrı aylık 150,00 TL, karar tarihinden boşanma kararının kesinleşme tarihine kadar ayrı ayrı aylık 400,00 TL tedbir nafakası, ayrı ayrı aylık 500,00 TL iştirak nafakası, kadın için aylık 200,00 TL tedbir nafakası, boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili;kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların reddi yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili; kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların reddi, yoksulluk nafakası

yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davalarının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına yoksulluk nafakası şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarının uygun olup olmadığı, tarafların tazminat taleplerinin reddinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.