"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2081 E., 2023/252 K.
DAVA TARİHİ : ...
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında
hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Aliağa 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2018/271 E., 2021/351 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı kadın vekilinin tüm istinaf taleplerinin, davalı erkek vekilinin ise bir kısım istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen kaldırılmasına, bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davalı erkek vekilinin sair istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; tarafların 2008 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, hakaret ettiğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, ekonomik ve fiziksel şiddet uyguladığını, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, tehdit ettiğini, düğünde kadına takılan ziynetleri kadının elinden aldığını, bozdurduğunu ve iade etmediğini, borçlandığını, ortak konutun eşyalarına zarar verdiğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye, verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına 70.000,00 TL maddî tazminat, 70.000,00 manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, ortak konutu terk ettiğini, boşanmak istemediğini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, ortak konuta maddî olarak katkıda bulunmadığı, borçlandığı, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, güven sarsıcı davranışta bulunduğu, hakaret ve tehdit ettiği, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, alınan sosyal inceleme raporu, ortak çocuğun beyanı, yaşı ve ihtiyaçları dikkate alınarak velâyetin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, ortak çocuğun ihtiyaçları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak ortak çocuk yararına aylık 600,00 TL iştirak nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı dikkate alınarak kadın yararına 20.000,00 TL maddî tazminat, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarları ile ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının çok az olduğu belirtilerek; tazminatların ve iştirak nafakasının miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu davranışının bulunmadığı, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin hatalı olduğu, kadın yararına tazminata, ortak çocuk yararına iştirak nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğu, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin isabetli olmadığı belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar İlk Derece Mahkemesi tarafından davalı erkeğe sadakat yükümlülüğüne aykırı ve güven sarsıcı şekilde ilişkisi olduğundan bahisle kusur yüklenmişse de dava dilekçesindeki bu iddianın davalı erkeğe ait olduğu iddia edilen cep telefonundan ... isimli şahıs ile yaptığı mesaj kayıtlarına ilişkin olduğunun belirtildiği, davacı kadının bu iddiasının yazışmaları destekleyecek başka bir delil ile ispat edilemediği ve davalı erkeğe bu vakıanın kusur olarak yüklenmesinin hatalı olduğu, İlk Derece Mahkemesince erkeğe, kadına hakaret ve tehdit içeren mesajlar gönderdiği vakıası yönünden yapılan incelemede ise erkeğin cevap dilekçesinde, bu mesajların erkek tarafından kadına, kadının erkeğin tahrik edici davranışlarda bulunması sebebiyle atıldığının belirtildiği, hakaret ve tehdit içeren yazışmaların çokluğu ile davacı kadının ortak çocuğu fiili ayrılık döneminde davalı baba ile görüştürmediğine ilişkin iddianın süreklilik içerir şekilde olduğunun davalı erkek tarafından ispat edilemediği göz önüne alındığında, erkeğe hakaret ve tehdit vakıalarının yüklenmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı, yine de boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, alınan sosyal inceleme raporu içeriği, ortak çocuğun beyanı dikkate alındığında velâyet düzenlemesinin isabetli olduğu, ancak ortak çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişkinin babalık duygularını tatmine elverişli, yeterli ve makul olmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, bu kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi, paranın alım gücü dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarlarının az olduğu, ortak çocuğun ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında iştirak nafakası miktarının az olduğu belirtilerek; davacı kadın vekilinin tüm, davalı erkek vekilinin ise kısmen istinaf itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kabul edilen yönlerden kaldırılmasına, bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin yukarıda belirtildiği şekilde düzeltilmesine, kadın yararına 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminat, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, ortak çocukla baba arasında her ayın birinci ve üçüncü Cumartesi günleri saat 10.00'dan Pazar günleri saat 17.00'ye kadar, Dini bayramların ikinci günü saat 09.00'dan üçüncü günü saat 17.00'ye kadar, her yıl sömestr tatilinin ikinci haftası Pazartesi saat 09.00'dan Pazar günü saat 17.00'ye kadar, her yıl yaz tatili 1 Temmuz günü saat 09.00'dan 31 Temmuz günü saat 17.00'ye kadar kişisel ilişki kurulmasına, davalı erkek vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazının ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile hükmün tamamı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına maddî, manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 182 inci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 inci maddesi, 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...
...
...