"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/376 E., 2022/473 K.
DAVA TARİHİ : 24.11.2017
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının iştirak nafakasının miktarı yönünden bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadının iştirak nafakası talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından iştirak nafakasının miktarı ve iştirak nafaksına uygulanmayan üretici fiyat endeksi (ÜFE) artış oranı yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmadığı gibi istinafa geldiği halde istinaf etmediği yönlerden de temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne dair karara karşı davalı erkek vekili kararı tedbir nafakası yönünden, davacı kadın vekili kişisel ilişki, iştirak ve tedbir nafakasının miktarı yönünden istinaf etmiştir. Tarafların istinaf başvurusu da esastan reddedilmiştir. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesinin iştirak nafakasına uygulanmayan artış oranı yönünden istinaf yoluna başvurmayan kadının bozma sonrası İlk Derece Mahkemesince iştirak nafakasına uygulanmayan artış oranı yönünden temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; kadının bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Davacı kadın vekilinin iştirak nafakasının miktarı yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin hamile olduğundan itibaren erkeğin müvekkili hor görmeye başladığını, müvekkilin annesinden para almaya zorladığını, davalının içki, sigara parası ile evin kira bedelini müvekkilinin annesinin karşılamasın istediğini, kendi kazancını gizlediğini, annesinden para getiremediğinde müvekkile karşı fiili tacizde bulunduğunu, hakaret ettiğini, müvekkili al piçini git diyerek müvekkili arkadan koltuk altlarından kavrayarak yere yıktıktan sonra küçük ...'nın önünde küçük çığlık çığlığa bağırmasına rağmen müvekkili yerde tekmelemeyi sürdürdüğünü, yerden kaldırarak boğazını sıkması ve müvekkilin kendinden geçmesinden sonra eylemini sonlandırdığını, evlilik birliği süresince kendi kazancını kesinlikle aile giderlerine harcamadığını, müvekkile bira ve sigarasını dahi annesinden karşılaması için baskı yaptığını, müvekkil tedarik etmeyince haraket ve gerekse fiziksel şiddetle cezalandırdığını, ... 1. Aile Mahkemesinde 2017/508 Esas sayılı tedbir nafakası davası açtıklarını, tekerrür olmaması için burada tedbir nafakası talep etmediklerini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, 2016 doğumlu ...'nın velâyetinin müvekkile verilmesine, küçük için yıllık ÜFE artışı ile birlikte aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilin annesine hakaret ettiklerini, kadının ağzının bozuk olduğunu, annesi ile birlikte karşılıklı küfürleştiklerini, kadının ilerde açacağı boşanma davasına delil olması için market, kafe gibi yerlerde cinsel tacize bulunulduğunu, sen ne biçim erkeksin, karına neredeyse tecavüz edecekler diyerek erkeği kışkırttığını, tinerci olarak adlandırılan kişileri hedef gösterdiğini, müvekkilin neredeyse bıçaklanma tehlikesi yaşadığını, ayrı bir eve çıkma ısrarları yüzünden Kuşadası'na taşındıklarını, bu esnada tarafların haftalık market gibi alışverişlerini müvekkilin annesinin karşıladığını, kadının annesinin müvekkilin kazandığı paranın hesabını yapmaya başladığını, kadın ve ailesinden psikolojik baskı ve hakaretler oluştuğunu, uzun bir süre baş ağrıması ve benzeri sebeplerle müvekkil ile kadının birliktelik yaşamadıklarını, müvekkilin çocuğu düşünerek kendi şirketini kurmak istediğini, fakat şahıs işletmesi için parayı bulamadığını, müvekkilin lise mezunu olduğunu, sadece aldığı kurslar sayesinde web tasarım işine girdiğini, buna da kimseye bağımlı olmadan çalışmak için yaptığını, daha para kazanmadan aylık muhasebe giderleri, sigorta prim ödemelerinin olduğunu, bu sayede müvekkilin eşi ve çocuğunun hastane giderlerinden yararlandığını, iddia edildiği gibi gelirinin olmadığını, dava dilekçesinde gerçeklerin çarpıtıldığını, çocuğuna bakmak istediğini ancak davanın talep ettiği nafaka bedelini ödeme gücünün olmadığını, ortak çocuğu sadece taraf vekillerinin araya girmesi ile tutanak ile görebildiğini, uzaklaştırma kararı nedeniyle uzun süre göremediğini, davanın bunu müvekkile karşı koz olarak kullandığını, kadının müvekkil işe giderken kahvaltı hazırlamadığını, çocukla ilgilenmediğini belirterek kadının davasının reddine, davacı yan çocuk için istediği tedbir nafakasının 200,00 TL olarak belirlenmesine, fazlaca taleplerin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 27.12.2018 tarihli kararı ile; erkeğin kadına haraket ettiği ve şiddet uyguladığı, ceza aldığı, kadının annesine hakaret ettiği, kadının evlilik birliğinin temelden sarsılmasında herhangi bir kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuk 23.10.2016 doğumlu ...’nın velayetinin davacı anneye verilmesine, tahsil ve tekekkür olmamak kaydıyla dava tarihinden itibaren ortak çocuk 23.10.2016 doğumlu ... için aylık 300,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kararın kesinleşme tarihinden itibaren nafakanın iştirak nafakası olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 20.01.2022 tarihli ve 2019/374 Esas, 2022/24 Karar sayılı kararıyla; taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur. Hüküm davacı kadın tarafından tedbir ve iştirak nafakasının miktarı ile kişisel ilişki düzenlemesi yönünden, davalı erkek tarafından ise çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmiştir.
2.Dairenin 25.05.2022 tarihli, 2022/2352 Esas ve 2022/4868 Karar sayılı kararıyla, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk yararına takdir edilen iştirak nafakasının az olduğu, Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, kararın bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesi yukarıda ki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararla; Yargıtay bozma ilamı ve toplanan tüm deliller dikkate alınarak, velyeti davacı anneye verilen ortak çocuk 23.10.2016 doğumlu ... için takdiren aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, boşanma, velayet, tedbir nafakası, kişisel ilişki kurulması ve diğer hususlardaki hükümlerin 04.02.2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla, bu konularda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; hükmedilen nafaka tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre düşük olduğunu, erkeğin güncel yüksek gelirinin dikkate alınmadığını, talep ettiğimiz şekilde yıllık ÜFE oranında artışa karar verilmemesi günün ekonomik koşulları gözetildiğinde hakkaniyete aykırı düştüğünü belirterek kararı iştirak nafakasının miktarı ile nafakaya uygulanmayan yıllık artış oranı yönünden temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, velâyeti davacı anneye verilen ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü,182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı kadının iştirak nafakasına uygulanmayan yıllık artış oranına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davacı kadının iştirak nafakasının miktarına yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.