Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2831 E. 2023/5936 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, kadının talep ettiği maddi tazminat talebinin değerlendirilmemesi, manevi tazminat ve yoksulluk nafakası miktarının yetersizliği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesinde talep edilmeyen maddi tazminat hususunda istinaf ve temyiz aşamasında hüküm kurulamayacağı, manevi tazminat ve yoksulluk nafakası miktarlarının ise tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile hakkaniyet ilkeleri gözetilerek belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının manevi tazminat ve yoksulluk nafakası miktarları yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2180 E., 2022/1631 K.

...

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 20. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/810 E., 2020/14 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalı erkeğin cinsel birliktelikten kaçındığını, eşi ile ilgilenmediğini, sadakatsiz olduğunu, kadına ekonomik şiddet uyguladığını, düğünde ve çocuğun sünnetinde takılan altınları elinden aldığını, maddî konularda bilgi vermediğini, süregelen şekilde hakaret ve küfür ettiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, fiziksel şiddet uyguladığını, "sevmiyorum" dediğini, müvekkilinin meme kanseri olduğunu, erkeğin tedavi sürecinde gereken şekilde yanında olmadığını, hastanede dahi fiziksel şiddet uyguladığını, en son olayda evdeki çikolotayı açıp misafirlere ikram ettiği için başkalarının önünde azarladığını, evden kovduğunu, aşağıladığını, sonrasında bilet alıp ailesinin yanına gönderdiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; tarafların boşanmalarına, davacı kadının diğer taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin kadına ve ailesine hakaret ettiği, kadını evden kovduğu, kemoterapi görürken defol git dediği, şiddet uyguladığı, tükürdüğü, sevmediğini, istemediğini söylediği, biletini alıp evden kovduğu, güven sarsıcı davranışları olduğu, başka kadınlarla konuştuğu, davacı kadının erkeğe küfür, hakaret ettiği, kıskanç davrandığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu, davacı kadının az kusurlu olduğu, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, boşanmakla yoksulluğa düşen kadın yararına yoksulluk nafakası koşulları oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, çocuk yararına hükmedilen aylık 700,00 TL tedbir nafakasının ergin olduğu tarihe kadar devamına, davacı kadın yararına aylık 700,00 TL tedbir, yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın ile davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı kadın, davalı erkeğin maddî durumunun yeterince araştırılmadığı, maddî tazminat verilmemesinin usul ve kanuna aykırı olduğu, verilen manevî tazminat ve nafakanın yetersiz olduğunu, erkeğin ağır kusurlu olduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, nafakaların ve manevî tazminatın miktarı, maddî tazminata hükmedilmemesi yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen manevî tazminat ve nafakalar yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince boşanmaya neden olan olaylarda davacı kadının az, davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu yönünde yapılan kusur belirlemesinin doğru ve maddî gerçeğe uygun olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumuna ve çocuğun ihtiyaçlarına göre ortak çocuk yararına ergin olduğu tarihe kadar hükmedilen tedbir nafakasının miktarı hakkaniyete uygun olduğu, davacı kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı, miktarlarının da hakkaniyete uygun olduğu, tarafların kusur dereceleri, ekonomik ve sosyal durumları, davacı kadının kişilik hakkının saldırıya uğraması nedeniyle kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesinde bir yanlışlık olmadığı, miktarının da hakkaniyete uygun olduğu, yargılama sürecinde talep edilmemiş olduğundan kadın yararına maddî tazminat talep edilmemiş olduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 357 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalara istinaf aşamasında dayanılamayacağı, bu konuda karar verilmemiş olmasında usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesi ile tarafların istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın, maddî durumu kötü olduğu için baroya başvurduğunu, baro tarafından kendisine tayin edilen avukatların maddî tazminat talebinde bulunmadıklarını, davalı erkeğin maddî durumunun yeterince araştırılmadığını, aile yükümlülüğünü ihlal suçundan dolayı davalı erkek hakkında soruşturma açıldığını, yararına hükmedilen manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakalarının, ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarının az olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, maddî tazminata hükmedilmemesi, manevî tazminatın ve nafakaların miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, boşanma davası olup, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimden kaynaklandığı, dilekçeler aşamasında talep edilmeyen maddî tazminat konusunda hüküm kurulmamasının doğru olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen manevî tazminat ile çocuk ve kadın yararına hükmedilen nafaka miktarlarının dosya kapsamına, hakkaniyete, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci, 182 nci, 330 uncu maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 357 nci maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı kadının aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, kişilik haklarına, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına, manevî tazminat isteyenin boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığının anlaşılmasına nazaran davacı kadın yararına takdir edilen manevî tazminat azdır. O hâlde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ve 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları da dikkate alınarak davacı kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

3. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası ve manevî tazminat miktarları yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası ve manevî tazminat miktarları yönünden kadın yararına BOZULMASINA,

3. Davacı kadının diğer temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde yatırana iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...