Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2854 E. 2024/347 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur oranları, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamı değerlendirilerek, yerel mahkemenin boşanma kararı, kusur belirlemesi, velayet, nafaka ve tazminat hükümleri usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1323 E., 2022/2555 K.

DAVA TARİHİ : 28.07.2017-16.05.2018

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/600 E., 2021/375 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadının vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin çocuk doğduktan sonra kadını dövmeye başladığını, korku ve üzüntüden sütünün kesildiğini, hakaret ve küfür ettiğini, komşularına bunun babası şerefsiz, pezevenk diyerek başkalarının yanında küçük düşürdüğünü, bir kavgada elindeki bıçağı fırlattığını ve kadının elinin kesildiğini, sadakate aykırı davrandığını, tuvalete bile telefonla gittiğini, Ü. Ü. isimli bir kadınla sürekli mesajlaştığını, erkeğin kadının ailesini istemediğini, annesinin doğumda hastanede kalmasını istemediğini, annesi ile hiç konuşmadığını, erkeğin eline geçen eşyaları fırlattığını, arkadaşlarının da eve gelmelerini istemediğini, erkeğin ailesinin kadını beğenmediğini, ailesine karşı eşini koruyup kollamadığını, davalının yemek seçtiğini, evin temizliğine karıştığını, eş ve baba olarak görevini yerine getirmediğini, kadının söz hakkı bulunmadığını, sen karasın, sen çirkinsin, senin burnun uzun, kocaman kalçan var diyerek küçümsediğini, son olayda ise evde bebek uyurken erkeğin gürültü yaptığını, bebeğin sıçrayarak uyandığını söylemesi üzerine kadının üzerine yürüdüğünü ve dövdüğünü iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına,velâyetin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000TL maddî 100.000TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, kadının son yaşanan olayda ağır hakaret ettiğini, çocuk ağlamaya başlayınca 'ağlama kızım ben sana cici bir baba bulurum dediğini, aynı akşam karakoldan çağrıldığını, uzaklaştırma kararı verildiğini öğrendiğini, iki gün sonra eşyaları alarak evi terk ettiğini, erkeğin ailesini kabullenemediğini, evin giderlerine ortak olmadığını, maaşı konusunda bilgilendirmediğini, birlikte yaşadıkları dönemlerde kendisinden beklenen evine ve eşine karşı maddî ve manevî yönden vazifelerini yerine getirmediğini, iki kez evi terk ettiğini, iftira attığını, erkek ve ailesine ağza alınmayacak hakaretler ettiğini, habersiz tayin istediğini, bu tayinin geçici olduğunu, yeniden Eskişehir’e geleceğini söylediği ancak yapmadığını ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, erkek yararına 100.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatkarar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. Eskişehir 3. Aile Mahkemesi’nin 16.05.2018 tarih ve 2018/398 Esas, 2019/33 Karar sayılı kararı ile dosyanın yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, ailesinin ortak konuta gelmesini istemediği, kadına ve kadının ailesine incitici ve hakaret içeren sözler söylediği, evin ihtiyaçları ile yeterince ilgilenmediği, kadının ise eşinin bilgisi dışında Eskişehir dışına tayin talep ettiği, tayinini Eskişehir’e aldırtacağını söyleyip aldırtmadığı, eşinin kız kardeşi ve annesini istemediği, eşinin bilgisi dışında evin eşyalarını taşıyarak, olaylar karşısında fevri hareket, ederek uzlaşmaz tavırlar sergilediği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 700,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının tedbir ve yoksulluk nafaka taleplerinin reddine, kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. ... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespitinin hatalı olduğunu, birleşen davanın kabulünün hatalı olduğunu, tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, tedbir ve iştirak nafakası ile tazminat miktarlarının az olduğunu ileri sürerek kararın erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespitinin hatalı olduğunu,asıl davanın kabulünün hatalı olduğunu, velâyet düzenlemesinin hatalı olduğunu, tedbir ve iştirak nafakası ile tazminat takdirinin hatalı olduğunu, kendi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek kararın kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka ile velâyet yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleşen davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek delillerin toplanıp değerlendirildiği, delillerin takdirinde yanlışlık yapılmadığı, usuli işlemlerin kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği; belirlenen kusurlara göre kadın yararına tazminata hükmedilmesinin, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olduğu; çocuğun yüksek yararı, yaşı ve anne sevgi ve bakımına ihtiyaç duyduğu bu nedenle velâyet düzenlemesinin yerinde olduğu; velâyeti kendisine bırakılmayan ebeveynin çocuğun bakımı ve gelişimi için gerekli giderlere katılması gerektiği, kadının çalışıyor olması nedeniyle kadın yararına yoksulluk nafaka talebinin reddine karar verilmesinin doğru olduğu ancak boşanma ve ayrılık davalarından hakimin resen gerekli tedbirleri alması gerektiği amir hükmü karşısında kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına karar verilmesinin gerektiği; boşanmaya neden olay olaylarda ki kusurun ağırlığı, boşanma ile diğer eşin en azından desteğinin yitirileceği, bu kusurların aynı zamanda kişilik haklarını ihlal ettiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde kadın yararına hükmedilen maddî tazminat miktarı ile çocuğun ihtiyaçları, nafakanın niteliği dikkate alındığında çocuk yararına hükmedilen iştirak nafaka miktarının az olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince ... kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle çocuk yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasına, kadın yararına 35.00,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata; erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin diğer itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.... kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, hükmedilen tazminat ve tedbir, iştirak nafaka miktarlarının düşük olduğunu, kadının yoksulluk nafaka talebinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafakalar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadın yararına tazminat şartlarının oluşmadığını, miktarlarının yüksek olduğunu, velâyet düzenlemesinin hatalı olduğunu, tedbir ve iştirak nafaka miktarının yüksek olduğunu Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafakalar ile velâyet yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davaların kabulüne karar verilmesinin hatalı olup olmadığı, tazminat ve nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı ile miktarlarının uygun olup olmadığı, velâyet düzenlemesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu, 335 inci ve 336 ncı maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 194 üncü ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.