"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; maddî ve manevî tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın, davalı davacı kadın vekiline 11.11.2022 tarihinde tebliğ edildiği, davacı davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinin ise 29.11.2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalı davacı kadın vekili tarafından katılma yolu ile temyiz dilekçesinin ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 366 ve 348 inci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen iki haftalık temyiz süresi geçirildikten sonra 14.12.2022 tarihinde verildiği anlaşılmakla; davalı davacı kadın vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı davalı erkek vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; Sincan 2. Aile Mahkemesinin 2009/5 esas sayılı dosyası üzerinden kadın tarafından açılan boşanma davasının reddedilerek kesinleştiğini, taraflar arasında evlilik birliğinin yeniden kurulmadığını ve 3 yıllık sürenin dolduğunu iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin davacı karşı davalı erkeğin kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkile yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 25.02.2022 tarihli ve 2018/726 Esas, 2020/106 karar sayılı kararıyla; erkeğin birlik görevlerini ihmal eylemi ile taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede, birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğu, olayların akışı karşısında kadının dava açmakta haklı olduğu, bunun yanında eylemli ayrılık nedeni ile boşanma davasında boşanma nedenlerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa eşlerden birinin talebi üzerine boşanmaya karar verilmesi gerektiği, ilk davanın ret nedeninin önemli olmadığı gibi ortak hayatın yeniden kurulamamasının nedeninin de bir önemi bulunmadığı, taraflar arasında ret ile sonuçlanan boşanma dosyasının kesinleştiği 30.06.2008 tarihinden sonra taraflar arasında ortak hayatın yeniden kurulamamış olduğuna dair ihtilafın bulunmadığı gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası ve dördüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve 700,00 TL yoksulluk nafakasına, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek vekili tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden, davalı karşı davacı kadın vekili tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ve nafakaların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 14.10.2021 tarihli ve 2021/828 Esas, 2022/1569 Karar sayılı kararıyla; Davalı- karşı davacı kadın tarafından delil olarak dayanılan ... Batı (Sincan) 2. Aile Mahkemesinin 2012/453 esas sayılı dosyası incelendiğinde, kadın tarafından 13.07.2012 tarihinde açılan iş bu dosya ile tedbiren velâyet ile müşterek çocuklar için tedbir nafakası talep edildiği, yapılan yargılama sonucunda "...erkeğin birlik görevlerine aykırı olarak müşterek haneden ayrıldığı, birlik görevlerini yerine getirmediği, çocukların bakımı ile ilgilenmediği, çocukların özel durumları gereği (otizm, epilepsi) özel bakıma ihtiyaç duymalarına rağmen bu bakım masrafının kadın tarafından karşılandığı..." belirtilerek müşterek çocukların geçici velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocuklar için tedbir nafakasına hükmedildiği, tanık beyanları, ... Batı ( Sincan) 2. Aile Mahkemesinin 2012/453 esas sayılı dosyası ile birlikte tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, İlk Derece Mahkemesince de kabul edildiği üzere, kadın tarafından 05.01.2009 tarihinde açılan boşanma davasından sonra, fiili ayrılık döneminde davacı- karşı davalı erkeğin müşterek çocuklarıyla ilgilenmeyerek birlik görevlerini yerine getirmediği, davalı- karşı davacı kadının da, ret ile sonuçlanan davayı açıp fiili ayrılık sebebi yarattığı, İlk Derece Mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları, bu durumda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı dava yönünden verilen boşanma kararının ve evlilik birliğinin sarsılmasında tarafların eşit kusurlu olduklarına ilişkin belirlemenin isabetli olduğu, İlk Derece Mahkemesince yapılan kolluk araştırmasına göre davalı karşı davacı kadının ev hanımı olduğu, gelirinin ve mal varlığının bulunmadığı, davacı karşı davalı erkeğin de öğretmen olduğu, aylık 4.000,00 TL gelirinin bulunduğu, mal varlığının olmadığı bildirilmiş ise de Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı'nın yazısından davalı karşı davacı kadının 15.07.2021 tarihli itibariyle ... İli Etimesgut İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde öğretmen kadrosunda görevine devam ettiği, hizmet kaydına göre de kadının düzenli ve sürekli çalışmasının bulunduğu, yeterli ve düzenli gelir getiren bir işte sigortalı olarak çalışan kadın yararına yoksulluk nafakası verilmesi şartları oluşmadığı, hükmün diğer yönlerinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davalı karşı davacı kadının tüm, davacı karşı davalı erkeğin sair istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı karşı davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı karşı davalı erkek vekili tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi ve ortak çocuklar için talep edilen tazminatların tefrik edilmesi yönünden; davalı karşı davacı kadın tarafından ise erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat ve yoksulluk nafakası talepleri, tedbir nafakasının miktarı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 28.02.2022 tarihli ve 2021/10677 esas, 2022/1881 Karar sayılı kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararında, özel bakım gerektiren ortak çocuklar ile ilgilenmeyerek birlik görevlerini yerine getirmeyen erkek eş ile taraflar arasındaki ilk boşanma davasını açarak fiili ayrılığa neden olan kadın eşin eşit kusurlu olduklarına hükmediliği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, tarafların bölge adliye mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu, bu husus gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulünün doğru olmadığı, bu hatalı kusur belirlemesine göre kadının tazminat taleplerinin reddinin isabetsiz olduğu belirtilerek hükmün kusur belirlemesi ve kadının reddedilen maddî ve manevî tazminat talebi yönlerinden bozulmasına, hükmün temyize konu diğer bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamı doğrultusunda boşanmaya neden olan olaylarda davacı karşı davalı erkeğin ağır, davalı karşı davacı kadının az kusurlu olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile tazminata esas olan kusurların ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verildiği gerekçesi ile davalı karşı davacı kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesince afaki olarak maddî ve manevî tazminata hükmedildiğini, kadının hiçbir sebep yokken haksız şekilde boşanma davaları açarak evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verdiğini, kadının açtığı iki davanın da reddedildiğini, müvekkilinin kusurunun olmadığını, müvekkilinin fiili ayrılık süresi içerisinde birlik görevlerini ihmal ettiğinden bahsetmenin mümkün olmadığını, evliliğin bu hale gelmesinin yegane sebebinin kadının davranışları olduğunu, hükmedilen tazminat miktarlarının da afaki olduğunu, müvekkilinin öğretmen olduğunu ve kendisini zar zor idare ettiğini, nafakaları düzenli ödediğini, gelirinin kadından az olduğunu, kadının maddî açıdan herhangi bir menfaatinin zedelenmediğini, müvekkili tarafından kadının kişilik haklarının ihlal edilmediğini belirterek maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, müvekkili aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozma ilamına uyulmakla bozma ilamı doğrultusunda karar verilip verilmediği, davalı karşı davacı kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesi birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu , kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Davalı-karşı davacı kadın vekilinin temyiz dilekçesinin süreden REDDİNE,
2.Davacı- karşı davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacı-karşı davalı erkeğe yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.