Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2924 E. 2024/235 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, boşanmaya sebep olan kusurun kimde olduğu, velayet, nafaka ve manevi tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, delillerin takdiri, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ve çocuklardan birinin temyiz incelemesi sırasında ergin olması gözetilerek, davalı erkeğin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2519 E., 2022/1912 K.

DAVA TARİHİ : 26.12.2017

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/935 E., 2019/744 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kısmen esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin müvekkiline hakaret ve küfür ettiğini, sözel, cinsel ve fiziksel tarafların evlilikleri boyunca evin geçimi ve çocukların nafakası için doğru dürüst bir para vermediğini, müvekkilinin beş çocuğu ile kaymakamlık, muhtarlık vs resmi kurumların ve çevrelerinin yardımıyla geçindiklerini, erkeğin yaklaşık on yıldan beri başka bir kadınla birlikte yaşamakta olduğunu ve bu kadından bir çocuğu bulunduğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin annesine verilmesine, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak, davacı kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, 80.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek, dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin alkol kullandığı, kadına ve çocuklara şiddet uyguladığı, çalışmadığı, evin geçimini sağlamadığı, bu haliyle de tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, alınan sosyal inceleme raporu doğrultusunda çocukların üstün yararları gereğince velayetlerinin annelerine verilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulü ile, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, ortak çocukların velayetlerinin davacı anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında yatısız şahsi ilişki kurulmasına, ortak çocuklar Emine Eylül Cırık, ... Cırık, Dicle Cırık, Meryem Cırık yararına aylık ayrı ayrı 200,00'er TL tedbir, iştirak nafakasına, ortak çocuk Hatip Yılmaz'ın yargılama aşamasında ergin olduğundan karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk Hatip Yılmaz yararına aylık 200,00 TL tedbir nafakasının ergin olduğu tarihe kadar devamına, davacı kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir, yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili, boşanmaya ilişkin karara karşı herhangi bir istinaf başvurusunun olmadığını, davalıya yöneltilen kusurların doğru olmadığını, kusuru olmayan davalıya manevî tazminat yüklenemeyeceğini, ortak çocukların annelerinin yönlendirmesi ile beyanda bulunduklarını, ekonomik durumuna kıyasla manevî tazminatın fahiş olduğunu, velayetin davalıya verilmesini, hükmedilen nafakaların, davalının maddî gücü ile orantılı olmadığını, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, manevî tazminat, nafakalar ile velâyet yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ortak çocuklardan 28.11.2002 doğumlu Emine Eylül'ün nihai karardan sonra 28.11.2020 tarihi itibariyle ergin olduğu, velayetine ilişkin talebin konusuz kaldığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumuna ve çocukların ihtiyaçlarına göre ortak çocuklar ve kadın yararına tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde ve tarafların kusur dereceleri, ekonomik ve sosyal durumları, davacı kadının kişilik haklarının saldırıya uğramış olması nedeniyle yararına manevî tazminata hükmedilmesinde bir yanlışlık olmadığı gibi miktarlarının da hakkaniyete uygun olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararının diğer yönlerden usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının buna ilişkin kısmının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, ortak çocuk Emine Eylül yararına dava tarihinden ergin olduğu tarihine kadar aylık 200,00 TL tedbir nafakasına, iştirak nafakası hakkında konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili; istinaf dilekçesini tekrar etmiş Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, manevî tazminat, velâyetve nafakalar yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, boşanma davası olup, uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminat ile nafakaya hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının dosya kapsamına, hakkaniyete, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun olup olmadığı, ortak çocukların velayetinin annesine verilmesinin çocukların üstün yararına, yaşına, gelişimine uygun olup olmadığı, çocuklar yararına hükmedilen nafaka miktarının tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile çocuğun ihtiyaçlarını karşılamaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci, 182 nci, 330 uncu maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle ortak çocuk 03.05.2005 doğumlu ...'ın temyiz incelemesi sırasında ergin olduğunun anlaşılmasına göre davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.