"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2635 E., 2022/1868 K.
DAVA TARİHİ : 02.01.2018-20.02.2018
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/19 E., 2020/348 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı boşanma davalarının ayrı ayrı kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin düzeltilmesine, ilgili bölümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın reddine, kadın yararına maddî ve manevî tazminata, ziynet alacağı davasına ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, bu konuda yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kadının diğer, erkeğin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; müvekkilinin evlilikleri yeni olduğu ve ev işleri aksadığı için istememesine rağmen kadının ısrarla ablasıyla görüştüğünü, tutarsız olduğunu, hakaret ettiğini, evi terk ettiğini, büyü işleri ile uğraştığını, eş olarak destek olmadığını, ölümle tehdit ettiğini, telefonunu kırdığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, erkek yararına 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; asıl davanın reddini istemiş, erkeğin Anadolu geleneklerine sadece kendi çıkarına olduklarında bağlı olduğunu, kıskanç, baskıcı, otoriter olduğunu, sürekli şüpheci ve öfkeli olduğunu, onur kırıcı, aşağılayıcı ve iğneleyici sözler söylediğini, ailesinin etkisiyle hareket ettiğini, ailesi ve arkadaşları ile görüştürmek istemediğini, özel hayat anlattığını, küçük çocukların özel ders isteklerini bile eşi kıskandığı için reddetmek zorunda kaldığını, erkeğin ailesinin aşağılamalarına maruz kaldığını, erkeğin ailesinin müvekkilini benimsemediğini, erkeğin ev eşyalarını gıda maddeleri de dahil olmak üzere boşalttığını iddia ederek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, 50.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmaması halinde bedelinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların anlaşamadıkları, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evliliğin korunmasında tarafların hukuki yararlarının bulunmadığı, evliliğin bu hale gelmesinde erkeğin, kadından habersiz eşyaları boşaltmakla kusurlu olduğu, kadının ise erkeğin ablasını istemediğini söylediği, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları, tazminat taleplerinin reddi gerektiği, tarafların mali durumlarının denk olduğu, kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilme koşulları oluşmadığı, kadının ziynet alacağı davasının ispat edilemediği gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, erkeğin manevî tazminat, kadının maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine, kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-karşı davalı erkek vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, manevî tazminat talebinin reddi yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-karşı davacı kadın vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka taleplerinin reddi ile ziynet alacağı davası yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararında belirtildiği gibi erkeğin kadından habersiz ev eşyasını taşıdığı, ayrıca tanık anlatımlarından erkeğin kıskanç davrandığı, eşinin arkadaşları ile görüşmesini istemediği, buna karşın kadının davacının ablasını istemediği konusunda kusur yüklenmesi hatalı olduğu, erkek tanıklarının anlatımının görgüye dayalı olmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı-karşı davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, asıl davanın reddi gerektiği, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-karşı davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davacı-karşı davalı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesi kararının diğer yönlerden usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin düzeltilmesine, ilgili bölümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın reddine, kadın yararına 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağı davasına ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, bu konuda yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kadının diğer, erkeğin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili; müvekkiline yüklenen ev eşyalarının taşınması eyleminin dava tarihinden sonra olduğunu, müvekkiline yüklenen kıskançlık kusuruna ilişkin delil bulunmadığını, tanık beyanlarının soyut ve duyuma dayalı olduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğunu, asıl davanın kabulü gerektiğini, müvekkili yararına manevî tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının oluştuğunu, karşı davanın ispatlanamadığını, kadının davasının ve feri taleplerinin reddi gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; iki dava yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, karşılıklı boşanma davası olup, uyuşmazlık, asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü kararının isabetli olup olmadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl dava tarihinden sonra ancak karşı dava tarihinden önce gerçekleşen, dayanılan ve ispatlanan olayların kusur tespitinde dikkate alınıp alınamayacağı, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının dosya kapsamına, hakkaniyete, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun olup olmadığı, erkek yararına manevî tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 174 üncü maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.