"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3211 E., 2023/141 K.
...
KARAR : Usulden ret-Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tokat Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/679 E., 2022/481 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince ziynet alacağı davasına yönelik istinaf başvurusunun feragat nedeniyle usulden reddine, sair yönlerden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin evliliğin başından beri kadına ve ortak çocuklara karşı ilgisiz ve duyarsız olduğunu, kadını kendi malı gibi görerek başka kadınlarla ilişki kurmada sakınca görmediğini, sürekli olarak "seni boşayacağım, hayatımda başkaları var, aldığım maaşın farkındalar, peşimde çok kadın var" diyerek aldattığını ikrar ettiğini, porno içerikli videolar izlediğini, kadınla cinsel ilişkiden kaçındığını, kumar bağımlısı olduğunu, büyük miktarlarda paraları kumar oynayarak batırdığını, kadına ve çocuklarına maddî destekte bulunmadığını, çevreden borç alarak kredi çekerek ve kadının ziynet eşyalarını da bozdurarak kumarda harcadığını, sürekli olarak kadına hakaret ve küfür ettiğini, alkol kullanarak daha ağır hakaretlerde ve ithamlarda bulunduğunu iddia ederek davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 1.250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyası alacağının aynen iadesine, mümkün olmaması halinde bedelinin yasal faizi ile birlikte erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, bahis sitelerine para yatırmak suretiyle borçlandığı ve maddî yönden sıkıntıya düştüğünün sabit olduğu, erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk ... yararına aylık 500,00 TL tedbir ve 700,00 TL iştirak nafakasına, ortak çocuk ... yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet alacağına ilişkin davasının kısmen kabulü ile toplam 65.105,00 TL'nin 1.000,00 TL'sine dava tarihinden kalan miktara ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini, iddia ve savunma haklarından yoksun kaldığını, ileri sürülen suçlamaların asılsız olduğunu, kusur durumunun doğru tespit edilemediğini, boşanma, ziynet eşyası, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminatlar ile sair yönlerden kararın kaldırılması gerektiğini belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir, yoksulluk, iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuş, 30.09.2022 tarihli dilekçe ile de ziynet eşyası alacağına ilişkin istinaf isteminden feragat etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davalı erkek vekilinin ziynet eşyası alacağına yönelik istinaf isteminin feragat nedeniyle reddine, sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini, iddia ve savunma haklarından yoksun kaldığını, ileri sürülen suçlamaların asılsız olduğunu, boşanma, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminatlar ile sair yönlerden kararın kaldırılması gerektiğini belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir, yoksulluk, iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü ile kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat ve ortak çocuklar yararına tedbir ve iştirak nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, dava dilekçesinin davalı asıla tebliğinin usule uygun olup olmadığı, davalı tarafın savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı, yargılama sırasında ileri sürülmeyen hususların kanun yolu aşamasında ileri sürülüp sürülemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle her ne kadar davalı asıla yapılan dava dilekçesi tebliği usule uygun değilse de, yargılama sırasında davalı erkeğin sunduğu 12.10.2021 ve 01.06.2022 tarihli dilekçelerinde tebligatın usulsüzlüğünden bahsetmediğinin ve yokluğunda karar verilmesini talep ettiğinin anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...