"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3254 E., 2023/128 K.
DAVA TARİHİ : 03.06.2021 - 28.06.2021
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Vezirköprü 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/104 E., 2022/159 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; kadının kendi ailesi ile erkek arasındaki dengeyi sağlayamadığını, annesi ile sürekli görüşmek istediğini, pek çok takıntı ve fobisi olduğunu, erkeğin ailesinin sürekli kadın hakkında olumsuz şeyler konuştuğunu düşündüğünü, erkeğin kadının boşayıp öğrencisi ile evleneceği düşüncesinde olduğunu, çıkan tartışmada ağır hakaretler ettiğini, erkeğin kadından habersiz kendi ailesine maddî yardımlar yaptığını düşündüğünü, erkeğin kart ekstrelerini kontrol ettiğini, temizlik ve düzen takıntısı olduğunu, erkeğe ve erkeğin ailesine sürekli hakaret ettiğini, ortak çocuklara babalarını kötülediğini, gece gündüz bağırdığını, erkeğin kendisi ve ortak çocuklar yararına nafaka talebinin bulunmadığını belirterek davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin evliliğin ilk gününden itibaren kadını ihmal ettiğini ve adeta eve hapsettiğini, evlilik boyunca kendi ailesi ile kadın arasında dengeyi kuramadığını, erkeğin ailesinin kadını hor gördüğünü ve kadına hakaret ettiğini, erkeğin bu duruma sessiz kaldığını, erkeğin yatağının ayırdığını, kadına karşı ilgisiz olduğunu, erkeğin kendi ailesinine sürekli olarak para gönderdiğini, onların faturalarını ve borçlarını ödediğini, bu nedenle tarafların geçiminin çoğu zaman sıkıntıya düştüğünü, evlilik birliği içinde kadına ev işlerinde hiçbir zaman kadına yardım etmediğini, kadına çocukların gözü önünde sürekli fiziksel şiddet uygulayıp sinkaflı küfürler ettiğini, kadının anne ve babasına "ben kızınızı dövdüm sonuna kadar da haketti" dediğini, ortak çocuklara annelerini kötülediğini, "istesem annenizden daha güzel biriyle evlenebilirim" dediğini, kadının dış görünüşünü eleştirdiğini, aşağılayıcı ve küçük düşürücü üslup kullanarak psikolojik şiddet uyguladığını, kadına ve başka kişilere mutsuz bir evliliği olduğu yönünde imalarda bulunduğunu, kadının annesine "kızın yatakta kütük gibi duruyor" dediğini, kadının maaşını erkeğin yönettiğini, sürekli az harcama yapması konusunda uyardığını, kendi ailesinin borçlarını ödeyerek çocukları ve kadını maddî olarak ihmal ettiğini, çocuklara da sinkaflı küfürler edip fiziksel şiddet uyguladığını, açık videolar izlediğini, belirterek karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, her bir ortak çocuk yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakaların her yıl %20 oranında artırılmasına, kadın yararına ayık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl %20 oranında artırılmasına, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığının sabit olduğu, kadının kusurunun ispatlanamadığı, erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile erkeğin açtığı asıl davanın reddine, kadının açtığı karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, velâyete ilişkin çocukların görüşünün alındığı sosyal inceleme raporları ve ortak çocukların yüksek menfaatleri dikkate alınarak ortak çocuklar ... ile ...’ in velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocuk ... ...’ın velâyetinin babaya verilmesine, velâyetleri anneye verilen ortak çocuklar ile baba arasında, velâyeti babaya verilen ortak çocuk ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, velâyetleri anneye verilen ortak çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 650,00 TL tedbir ve 900,00 TL iştirak nafakasına, nafakaların %20'yi geçmemek üzere her yıl ÜFE oranında artırılmasına, velâyeti babaya verilen ortak çocuk yararına aylık 550,00 TL tedbir nafakasına ve talep olmadığından iştirak nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına aylık 650,00 TL tedbir nafakasına, düzenli geliri bulunduğundan yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 45.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. ... erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma kararına itirazlarının bulunmadığını belirterek asıl davanın reddi, kusur belirlemesi, ortak çocuklar ... ve ...'in velâyetleri, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ile maddî ve manevî tazminatlar, velâyetleri anneye verilen ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakaları, iştirak nafakalarına uygulanan artış oranı, velâyeti babaya verilen çocuk yararına iştirak nafakasına hükmedilmemesi, reddedilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; ortak çocuk ... ...'ın velâyeti ve bu çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası, velâyeti anneye verilen çocuklar yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakalarının miktarı ve nafakalara her yıl artırım uygulanmaması, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının miktarı ve bu nafakaya her yıl %20 oranında artırım uygulanmaması, yoksulluk nafakasının reddi, hükmedilen tazminatların miktarı ve faize hükmedilmemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının erkeğin ailesine soğuk ve mesafeli davrandığının sabit olduğu ve bu kusurun kadına yüklenmesi gerektiği, bu durumda kadına şiddet uygulayan erkeğin ağır, erkeğin ailesine soğuk ve mesafeli davranan kadının ise az kusurlu olduğu, erkeğin açtığı asıl davanın kabulü gerektiği ancak kadının açtığı karşı boşanma davasında boşanma hükmü istinaf edilmeyerek kesinleştiğinden erkeğin boşanma talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, ortak çocuklar ile taraflar arasındaki kişisel ilişkinin ortak çocukların birbirlerini görüp vakit geçirmelerine olanak sağlayacak şekilde düzenlenmesi gerektiği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile kusur dereceleri değerlendirildiğinde kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarlarının az olduğu ve kadının tazminatlara yasal faiz talebi bulunduğu gerekçesi ile tarafların istinaf istemlerinin açıklanan nedenler kapsamında ayrı ayrı kabulüne, kusura ilişkin gerekçenin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, kararın ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, erkek tarafından açılan boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocukların birbirlerini görebileceği şekilde taraflar ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişkinin kurulmasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 75.000,00 TL maddî ve 75.000,00 TL manevî tazminata, tarafların sair istinaf taleplerinin ise İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğe yüklenen fiziksel şiddet kusurunun ispatlanamadığını, tanıkların bu yöndeki beyanlarının görgüye dayalı olmadığını, ayrıca kabul anlamına gelmemekle birlikte aynı evde birlikte yaşamaya devam eden kadının erkeği affettiğinin kabulü gerektiğini, kadının fiziksel şiddete ilişkin herhangi bir şikayetinin ve darp raporunun mevcut olmadığını, ortak çocuklar ... ve ...'in velâyetlerinin babaya verilmesi gerektiğini, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ve velâyetleri anneye verilen ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakalarına ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılması gerektiğini, velâyeti babaya verilen ortak çocuk yararına iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiğini, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatların kaldırılması gerektiğini belirterek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocuklar ... ve ...'in velâyetleri, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ile maddî ve manevî tazminatlar, velâyetleri anneye verilen ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakaları, iştirak nafakalarına uygulanan artış oranı, velâyeti babaya verilen çocuk yararına iştirak nafakasına hükmedilmemesi, reddedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; ortak çocuk ... ...'ın velâyetinin anneye verilmesi gerektiğini, diğer kardeşlerinden ayrılmaması gerektiğini, babanın çocukla ilgilenmediğini ve şiddet eğilimli olduğunu, velâyeti anneye verilen çocuklar için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakalarının miktarının düşük olduğunu ve nafakalara her yıl artırım yapılması gerektiğini, çocukların kreş ve ek ders ücretlerinin yüksek olduğu ve kadının bunları tek başına karşıladığını, erkeğin kadından daha fazla geliri olduğunu, kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının da düşük kaldığını, bu nafakaya da her yıl %20 oranında artırım yapılması gerektiğini, velâyeti babaya verilen çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasının kaldırılması gerektiğini belirterek ortak çocuk ... ...'ın velâyeti ve bu çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası, velâyeti anneye verilen çocuklar yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakalarının miktarı ve nafakalara her yıl artırım uygulanmaması, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının miktarı ve bu nafakaya her yıl %20 oranında artırım uygulanmaması, yoksulluk nafakasının reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur tespitinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kadın yararına tedbir nafakası ile maddî ve manevî tazminatlar ile ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakları verilme şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, iştirak nafakasına uygulanan artış oranının yerinde olup olmadığı, ortak çocukların velâyetlerine ilişkin kararın dosya kapsamına ve çocukların üstün yararına uygun olup olmadığı, erkeğin tazminat taleplerinin reddi kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 175 inci maddesi, 323 üncü maddesi, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı kadın vekilinin tüm, ... erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların ortak çocukları yararına hükmolunan iştirak nafakası hakkında nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; nafakalara TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artış uygulanması gerekirken her yıl %20'yi geçmemek üzere ÜFE oranında artış hükmü kurulması bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesinin iştirak nafakalarına artış oranına ilişkin esastan ret kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı-davacı kadın vekilinin tüm, ... erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının REDDİNE,
2.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun iştirak nafakalarına artış oranı düzenlemesi yönünden esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, ... erkek vekilinin iştirak nafakalarına uygulanan artış oranı düzenlemesine yönelik temyiz itirazının kabulü ile İlk Drece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (B) bendinin 6 numaralı fıkrasında yer alan “nafakanın %20'yi geçmemek üzere her yıl ÜFE oranında artırılmasına” ibaresinin çıkartılarak yerine “belirlenen nafakanın her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında artırılmasına” ibaresinin yazılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Aşağıda yazılı harcın temyiz eden Emine'ye yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Yusuf'a iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.