Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2959 E. 2024/225 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, tarafların kusur oranları, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat miktarlarının ve yoksulluk nafakasına toptan olarak hükmedilmesinin uygunluğu hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Kadın yararına takdir edilen toptan yoksulluk nafakası miktarının, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile nafakanın niteliği ve günün ekonomik koşulları gözetildiğinde az bulunması ve hakkaniyet ilkesi uyarınca daha uygun bir miktar belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle, karar, yoksulluk nafakası miktarı yönünden bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1688 E., 2023/71 K.

DAVA TARİHİ : 09.03.2020-24.06.2020

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çubuk Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/134 E., 2021/461 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin sürekli hakaret ve tehditte bulunduğunu, psikolojik baskı uyguladığını, kendi ailesinden kopamadığını, ailesinin üst katında olan ortak konut nedeniyle iç içe yaşamak zorunda bıraktığını, bağımsız konut tesis etmediğini, erkeğin ailesinin de baskı uyguladığını ve kadını hizmetçi gibi gördüklerini, kadın bir yere gitmek istediğinde kayınvalidesinden izin almak durumunda kaldığını, çoğu zaman da izin verilmediğini, erkeğin ailesinin yanında sessiz kaldığını ya da ailesinin tarafında olduğunu, bir süre sonra kadının markete bile gitmesinin yasaklandığını, hapis hayatı yaşadığını, erkeğin kadının aile bireylerini ortak konuta istemediğini, evin geçimi ile ilgilenmediğini, kadının erkeğin hakaret ve tehditlerine artık dayanamayarak baba evine gittiğini, araya büyüklerin girmesi ile ortak konuta geri döndüğünü ancak erkeğin yine baskı, hakaret ve tehditlerinin devam ettiğini, son olayda erkeğin anne ve babası tarafların yatak odasına kadar girerek kadının ziynet eşyalarına el koyup diğer eşyalarını çöpe attıklarını, buna ilişkin şikayette bulunulduğunu belirterek davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; kadının annesinin ve abisinin evliliğe karşı olduğunu, bunu erkeğe karşı dile getirdiklerini, tüm hazırlıklar tamamlandıktan sonra erkeğin kadının da rızası ile kendi ailesinin üst katındaki daireyi tuttuğunu, amacının uzun yol şoförlüğü yapmayı düşündüğü için ailesinin kadını yalnız bırakmaması olduğunu, kadının zamanla temizlik ve yemek yapmadığını, sürekli telefon ile ilgilendiğini, erkeğin ailesinin kadının ailesinden maddî olarak daha az imkanlara sahip olması nedeniyle kadının ailesinin erkeğe sürekli kötü söz söylediğini, abisinin erkeğe hakaret ettiğini, kadının babasının bir gün gelerek kadını alıp gittiğini, evliliğin temelinden sarsılmasına kadının ailesinin neden olduğunu belirterek karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kıskanç olduğu, kadının ailesi ve akrabaları ile görüşmesini kısıtlayıcı tavır sergilediği, kadına karşı tehdit suçunu işlediği, kadının ise ailesinin evliliğe müdahale ettiği, kadının az, erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına takdir edilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 600,00 TL'ye yükseltilmesine, biten evlilik sonrası tarafların kendine yeni bir hayat kurmasını sağlayacak ancak boşanma sonrası taraflar arasındaki ilişkiyi bir an önce keserek, mümkün olduğunca tarafların kendi hayatlarına bir an önce dönmesine sağlamak adına irat şeklinde değil toptan nafakaya hükmedilerek kararın kesinleşmesinden sonra bir defaya mahsus olmak üzere kadın yararına 6.600,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, tarafların kusur durumu ve ekonomik sosyal durumları değerlendirilerek kadın yararına 8.000,00 TL maddî, 8.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. ... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının kusurunun bulunmadığını, erkeğin tam kusurlu olduğunu, kadının ailesinin evliliğe sıcak bakmamasının kadına kusur olarak yüklenmemesi gerektiğini, hükmedilen tazminatların ve nafaka miktarının düşük olduğunu, ayrıca toptan nafakaya hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarı, yoksulluk nafakasına toptan hükmedilmesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadının tam kusurlu olduğunu, asıl davada verilen kararların kaldırılması gerektiğini belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatlar, reddedilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen kusurların sabit olduğu, bunun yanında dosya kapsamından tarafların tüm öğünlerini erkeğin ailesinin evinde yedikleri, kadının uyanmasından sonra erkeğin ailesinin evine gitmesinin gerektiği, tarafların erkeğin ailesinin evinin üst katında fiziken müstakil bir konutları bulunmasına rağmen, taraflar için açılan bu müstakil konutun bağımsız aile konutu olarak kullanılmadığı, tarafların sadece uyumaya kendi evlerine geldikleri, bu şekilde erkeğin fiziki olarak müstakil bir konut açmasına rağmen, ortak hayatın bağımsız şekilde müstakil konutta oluşmasına ve bu konutta ortak yaşam kurulmasına izin vermediği, kadını sürekli ailesi ile birlikte yaşamaya mecbur bıraktığının da sabit olduğu, diğer yandan kadına ailesinin evliliğe müdahale etmesi kusuru yüklenmiş ise de evlilik birliği süresi içinde bu kusurun varlığını ispatlayan bir delilin bulunmadığı, bu nedenle kadına bu kusurun yüklenemeyeceği, mevcut kusur durumuna göre erkeğin tam kusurlu olduğu, erkeğin karşı davasının reddine karar verilmesi gerektiği, tarafların evlilik süresi ve yaşları ile orantılı çalışma güçleri dikkate alındığında, kadın yararına bir defaya mahsus olmak üzere toptan şekilde yoksulluk nafakası takdirinin yerinde olduğu, ancak miktarının az olduğu, kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarının az olduğu gerekçesi ile kadının kusur belirlemesi ve karşı davanın kabulüne yönelik istinaf isteminin kabulüne, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın kusura ilişkin gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, erkeğin karşı davasının reddine, karşı davada harç yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin erkeğe yükletilmesine, kadın yararına 10.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tüm kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.... kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmedilen toptan yoksulluk nafakasının miktarının neredeyse bir aylık asgari ücret tutarında olduğunu, hem miktarın düşük olmasının hem de toptan hükmedilmesinin kadını mağdur edeceğini, hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarının da düşük kaldığını belirterek hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarı, yoksulluk nafakasına toptan hükmedilmesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadının tam kusurlu olduğunu, kadının ailesinin müdahalesinin evlilik süresince de devam ettiğini ve kadının bu durumdan etkilendiğini, kadın yararına hükmedilen nafaka ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, erkeğin asgari ücret ile geçindiğini belirterek asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarı, reddedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın kabulü ile kadın yararına nafaka ile maddî ve manevî tazminat verilme şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının ve yoksulluk nafakasına toptan olarak hükmedilmesinin dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, karşı davanın reddi kararının dosya kapsımına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi,174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci ve 176 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 323 üncü, 326 ncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı-davacı erkek vekilinin tüm, ... kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, kadın yararına takdir edilen toptan yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen toptan yoksulluk nafakasının miktarı yönünden ... kadın yararına BOZULMASINA,

2.Davalı-davacı erkek vekilinin tüm, ... kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Abdülhamit'e yükletilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.01.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.