Logo

2. Hukuk Dairesi2023/296 E. 2023/3035 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasının eki niteliğindeki manevi tazminatın, ayrı bir dava ile talep edilip edilemeyeceği ve bu davada manevi tazminata hükmedilmesinin doğru olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmanın fer'i niteliğindeki manevi tazminat talebinin boşanma davasından ayrı bir dava ile talep edilemeyeceği ve kadının boşanma davasında da manevi tazminat talep etmiş olması nedeniyle birleşen manevi tazminat davası hakkında ayrıca karar verilmesine yer olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının birleşen manevi tazminat davasının kabulü yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1955 E., 2022/1966 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Orhangazi 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/329 E., 2022/140 K.

Taraflar arasındaki boşanma, tedbir nafakası ve manevî tazminat davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve birleşen tedbir nafakası ve manevî tazminat davalarının reddine karar verilmiştir. Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile kararın tamamının kaldırılarak kararda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve birleşen tedbir nafakası ve manevî tazminat davaları hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... erkek vekili temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen kadının birleşen tedbir nafakası davasındaki yıllık nafaka toplamı olan 3.000,00 TL'nin 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; ... erkek vekilinin kadının kabul edilen tedbir nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

... erkek vekilinin reddedilen yön dışındaki temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; kadının ev işlerini yapmadığını, ilgisiz olduğunu, sık sık evi terk ettiğini, eve misafir gelmesini istemediğini, erkeğin ilk eşinden olan çocuklarını ve ailesini eve istemediğini, sürekli televizyon ve internet ile meşgul olduğunu, psikolojik rahatsızlığını gizlediğini, sinir krizi geçirip eşyaları kırdığını, erkeğin annesine saldırıp tehdit ettiğini, hakaret ve tehdit mesajları gönderdiğini ve erkek hakkında aslı olmadığı halde eşini darp ettiği iddiasıyla şikayetçi olduğunu ileri sürerek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın cevap ve vekili ikinci cevap dilekçesinde; erkeğin evlilik öncesi verdiği sözleri yerine getirmediğini, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, düğünde taktığı ziynetlerin sahte olduğunu, eşine fiziksel şiddet uygulayıp gece yarısı kuzeninin evine bıraktığını ve kadının telefonundan bazı kişilere iyiniyetli olmayan mesajlar attığını ileri sürerek davanın reddine, boşanmaya karar verilmesi halinde de kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın birleşen tedbir nafakası davasında; ayrı yaşamakta haklı olduğunu ileri sürerek kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

3.Davalı-davacı kadın birleşen manevî tazminat davasında; erkeğin kadına fiziksel şiddet uygulayıp kovduğunu ileri sürerek kadın yararına 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 18.09.2018 tarih ve 2016/602 Esas, 2018/260 karar sayılı kararı ile, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu olduğu gerekçesiyle, erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına ve kadının birleşen tedbir nafakası ve manevî tazminat davalarının reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili tarafından her üç dava yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 22.09.2020 tarih ve 2019/272 Esas, 2020/1029 Karar sayılı kararı ile, kararın gerekçesinin bulunmadığı ve kararda tarafların kusurlu davranışlarının gösterilmediği gerekçesiyle, istinaf başvurusunun kabulü ile kararın tamamının kaldırılarak eksiklikler giderildikten sonra karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine fiziksel şiddet uygulayan erkeğin ağır, evi sık sık terk eden kadının az kusurlu olduğu, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilebilmesinin yasal koşullarının bulunduğu, birleşen manevî tazminat davasında kadının asıl davadan sonra taraflar arasındaki evlilik birliği devam ederken yaşanan fiziksel şiddet nedeniyle tazminat talebinde bulunduğu, uyuşmazlığın 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası kapsamında kalmış olması nedeniyle aile mahkemesi sıfatıyla yargılamaya devam olunduğu, asıl davada manevî tazminata hükmedildiğinden birleşen davada yeniden karar verilmesine yer olmadığı, yine kadının birleşen tedbir nafakası davası ile ilgili olarak asıl davada kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmiş olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığı gerekçesi ile; erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, aylık 250,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının, birleşen tedbir nafakası davasındaki ara karar ile takdir edilen tedbir nafakası ile tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde erkekten alınarak kadına verilmesine, 5.000,00 TL maddî ve 4.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, birleşen tedbir nafakası ve manevî tazminat davaları hakkında karar verilmesine yer olmadığına, asıl davada erkek lehine maktu vekâlet ücreti takdirine ve birleşen davalarda kadın lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. ... erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin doğru yapılmadığını, kadının tam kusurlu olduğunu ve kadın lehine boşanmanın fer'îlerine hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinafa başvurmuştur.

2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; birleşen davaların reddedilmesinin ve bu davalarda kadın lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin, asıl davada kadın aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını ve nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğunu belirterek birleşen tedbir nafakası ve manevî tazminat davası, kusur belirlemesi, tazminatlar ile nafakaların miktarı ve vekâlet ücretleri yönünden istinafa başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda İlk Derece Mahkemesince taraflara kusur olarak yüklenen vakıalar yanında, tarafların birbirine karşılıklı olarak hakaret ettikleri, kadının eve misafir gelmesini istemediği, erkeğin önceki evliliğinden olan çocuklarını istemediği taraflara eklenen bu kusurlu davranışlara göre de erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, birleşen davalar hakkında hüküm kurulmamasının doğru olmadığı, birleşen tedbir nafakası davasının kabulü ile ayrı yaşamakta haklı olan kadın lehine uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği, yine kadının kişilik haklarının saldırıya uğramış olması nedeniyle birleşen manevî tazminat davasının da kabulünün gerektiği ve kadının kabul edilen birleşen davalar için vekâlet ücretine hak kazanacağı gerekçesiyle; tarafların kusur belirlemesine ilişkin istinaf talebinin kabulü ile kusurun gerekçesinin yukarıda belirtildiği şekliyle düzeltilmesine, kadının birleşen davalara, birleşen davalar yönünden vekâlet ücretine ve yoksulluk nafakasının ve tazminatların miktarına ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, aylık 400,00 TL yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, kadının birleşen tedbir nafakası davasının kabulü ile birleşen dava tarihinden itibaren aylık 250,00 TL tedbir nafakasının, boşanma davasındaki tedbir nafakası ile tahsilde tekerrüre neden olmayacak şekilde, erkekten alınarak kadına verilmesine, birleşen manevî tazminat davasının kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınıp kadına verilmesine ve birleşen tedbir nafakası davası ve manevî tazminat davası için kadın lehine maktu vekâlet ücreti takdirine ve tarafların sair istinaf başvurularının ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

... erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının birleşen davalara yönelik istinaf harçlarını yatırmamasına rağmen istinaf başvurusunun incelendiğini, kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin kabul edilmesinin ve erkek aleyhine iki davada ayrı ayrı manevî tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek kadının birleşen tedbir nafakası davası ile manevî tazminat davasına ilişkin istinaf başvurusunun incelenmiş olması, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, nafakalar ve kadının birleşen tedbir nafakası ve manevî tazminat davasının kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadının birleşen tedbir nafakası davasında kabulüne karar verilen yıllık toplam nafaka tutarı temyiz kesinlik sınırının altında kalmakla, kadının birleşen manevî tazminat davasında istinaf harcını yatırmamış olmasına rağmen başvurusunun incelenmiş olmasının yerinde olup olmadığı, yerinde ise birleşen manevî tazminat davasının kabulünün doğru olup olmadığı, boşanma davasında kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı ve buna bağlı olarak kadın lehine yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi koşullarının bulunup bulunmadığı, kadının tedbir nafakasına hak kazanıp kazanmadığı, kadın lehine fer'îlere hükmedilmesi doğru ise miktarlarının fazla olup olmadığı ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 323 üncü, 326 ncı maddesi, 331 inci maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 185 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle adli yardımdan yararlanması nedeniyle istinaf başvuru ve karar harçlarını yatırmayan kadının istinaf başvurusunun incelenmiş olmasında usul ve kanuna aykırılık bulunmadığının anlaşılmasına göre, ... erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Somut uyuşmazlıkta, davalı-davacı kadın birleşen davada eşinin kendisine fiziksel şiddet uygulayıp evden kovduğunu iddia ederek manevî tazminat talep etmiştir. 4721 sayılı Kanun'un 185 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre, eşler evlilik birliğinin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler. Aynı Kanun'un 174 üncü maddesinde aynen "Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir." hükmü yer almıştır. Evlenmeyle eşler arasında kurulan aile birliğinin taraflara yüklediği ödevlerin ihlal edilmesinin veya yerine getirilmemesinin sonucu, bu durumun boşanmaya sebebiyet vermesi halinde, mevcut ve beklenen menfaatleri boşanma sebebiyle zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın diğer tazminattan maddî tazminat ve boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın da manevî tazminat talep edebilmesidir.

Davalı-davacı kadın vekili birleşen davanın 07.03.2017 tarihli duruşmasında, birleşen davada boşanmaya sebebiyet verdiği iddia edilen olaylar nedeniyle 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası kapsamında manevî tazminat talep ettiklerini beyan etmiştir. Davalı-davacı kadının birleşen manevî tazminat davasındaki talebi 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen boşanmanın eki kapsamındadır. Boşanmanın fer'î niteliğindeki manevî tazminat talebi boşanma davasından ayrı bir dava ile talep edilemeyeceğinden, birleşen manevî tazminat davası hakkında ayrıca bir karar verilmesine yer bulunmamaktadır. Davalı-davacı kadın erkeğin açtığı asıl boşanma davasına verdiği cevap dilekçesinde de maddî ve manevî tazminat talebinde bulunmuştur. Kadının her iki davadaki tazminat talepleri de boşanmanın eki kapsamında olduğundan, birleşen manevî tazminat davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilip asıl davadaki boşanmanın fer'î kapsamındaki manevî tazminat talebi hakkında tek bir hüküm kurulması gerekirken kadın lehine iki ayrı hükümde manevî tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

3. Yukarıda izah edildiği üzere, davalı-davacı kadının boşanmanın fer'î niteliğindeki manevî tazminat davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmektedir. 6100 sayılı Kanun'un 331 inci maddesinin birinci fıkrasına göre; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder. Davalı-davacı kadın, evlilik birliği devam ederken boşanma davası açmadan boşanmanın eki niteliğinde manevî tazminat talep etmekte haksızdır. Bu itibarla, birleşen davada kendisini vekil ile temsil ettiren erkek lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi ile kadın lehine vekâlet ücretine hükmedilmiş olması doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.... erkeğin birleşen tedbir nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2. ... erkeğin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

a)Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının birleşen manevî tazminat davasının kabulü ve birleşen manevî tazminat davasındaki vekâlet ücreti yönlerinden BOZULMASINA,

b) Bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması zorunlu hale gelen kadının manevî tazminat talebi ve manevî tazminatın miktarına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına

c)... erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.