Logo

2. Hukuk Dairesi2023/297 E. 2024/4746 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında zinanın ispatı, kusur belirleme, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1160 E., 2022/1825 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 10. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/88 E., 2022/159 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin ise sair istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 25.06.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde yapılan tebligata rağmen taraflar adına gelen olmadı. İşin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; birliğin erkeğin kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi olmazsa 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar yararına aylık 1.000,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 4.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 750.000,00 TL maddî ve 1.000.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, kadının kusurlu olduğunu iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile zinanın oluşabilmesi için eşlerden birinin başka bir kişiyle cinsel ilişkisinin olduğunun ispatlanmasının gerektiği, dosyadaki mevcut deliller kapsamında davalının zinasının ispatlanamadığı, bu nedenle davacının zina nedenine dayalı boşanma davasının reddine karar verildiği, dosyaya sunulan fotoğraflardan ve tanık anlatımlarından davalının başka bir kadınla ilişkinin olduğu, sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiği, davacı eşinin kilosu ile dalga geçtiği, hususlarının ise sabit olduğu, tarafların ortak çocukları 2006 doğumlu ... ile 2008 doğumlu ...'ın ayrı yaşadıkları süreler içerisinde davacı anne yanında bulunduğu, ortak çocuğun boşanma sonrası fiziksel ve psikolojik gelişiminin sağlıklı bir ortamda sağlanması gerekliliği karşısında, velâyetinin davacı anneye bırakılmasının yüksek menfaatine uygun olacağı kanaatine varıldığı, davalının ortak çocuğun bakım ve ihtiyaçlarının karşılanmasına katılımının sağlanması amacıyla, belirlenen ekonomik ve sosyal durumu ile çocuğun ihtiyaçları nazara alınarak, ortak çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesi yoluna gidildiği, davacının kendisi yararına talep ettiği tedbir ve yoksulluk nafakası isteğinin değerlendirilmesinde, boşanmaya yol açan olaylarda belirlenen kusur durumu ve tarafların yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırmalarına göre; davacının her ne kadar asgari ücretli olarak çalıştığı ve kira geliri olmasına rağmen, yargılamanın devamı sırasında bu işinden ayrıldığı, tarafların belirlenen ekonomik ve sosyal durumlarına göre davacının ihtiyaç içerisinde olduğu ve boşanma sonrasında yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından, tedbir ve yoksulluk nafakası isteminin, davalının tespit edilen ekonomik ve sosyal durumu ile ödeme gücü ve hakkaniyet ilkesi nazara alınarak kısmen kabulü yoluna gidildiği, maddî tazminat talep eden davacının kusurlu olmadığı, boşanma sonucu bu eşin, eşinin desteğini yitirerek, evlilikten beklenen ve mevcut maddî menfaatlerinin boşanma nedeniyle zarar göreceği, manevî tazminat talebinde bulunan davacının ağır yada eşit kusurlu olmadığı ve davalı eşin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışta bulunmasının davacı eşin kişilik haklarına saldırı teşkil edeceği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas fiilin ağırlığı, paranın alım gücü ve hakkaniyet kuralları nazara alınarak, davacının manevî tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verildiği gerekçesi ile davacı kadının zina sebebine dayalı boşanma davasının reddine, davanın kabulü 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar yararına, dava tarihinden 11.09.2018 tarihine kadar aylık 350,00 TL, 11.09.2018 tarihinden 01.07.2020 tarihine kadar aylık 400,00 TL, 01.07.2020 tarihinden itibaren kararın kesinleşeceği tarihe kadar geçerli olmak ve tahsilde tekerrüre neden olmamak kaydıyla aylık 500,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacı anneye ödenmesine, çocuklar yararına, boşanma hükmünün kesinleşeceği tarihten itibaren geçerli olmak üzere ayrı ayrı aylık 500,00'er TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacı anneye ödenmesine, davacı yararına, dava tarihinden 11.09.2018 tarihine kadar aylık 400,00 TL, 11.09.2018 tarihinden itibaren kararın kesinleşeceği tarihe kadar geçerli olmak ve tahsilde tekerrüre neden olmamak kaydıyla aylık 450,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacı yararına boşanma hükmünün kesinleşeceği tarihten itibaren geçerli olmak üzere aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasına, davacı kadın yararına 60.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; zina sebebine dayalı davasının reddi, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamında usulüne uygun dayanılan vakıa ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; İlk Derece Mahkemesince, zinadan açılan dava reddedilmiş ise de, duruşmada dinlenen tarafların ortak çocuğu davacı tanığı ...'nın "...üvey kardeşi bulunduğunu, babasına çocuğunu bırakma, ona sahip çık, ama bizi de bırakma, o çocuğun annesi ile ilişkini kes dediğini, ancak babasının bu mümkün değil, ben onu bırakamam..." şeklindeki yeminli beyanı ve dosyadaki diğer deliller birlikte değerlendirildiğinde davalı erkeğin zinasının sabit olduğu, zinadan açılan davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığı, bu hali ile davacı kadının zina hukuki sebebine yönelik istinaf talebinin kabulüne karar verildiği, zina sabit olmakla boşanma yönünden kusur değerlendirmesi yapılmasına yer olmadığı, boşanmanın ferileri yönünden de zina eylemi sabit kabul edilmekle erkeğin tam kusurlu olduğu, bu hali ile erkeğin kusura ve boşanma kararına yönelik istinaf talebinin reddine karar verildiği, dosya kapsamında toplanan deliller, uzman raporu, idrak çağında olan çocukların beyanı dikkbate alındığında, tarafların ortal küçük çocuklarının velâyetlerinin anneye verilmesi, menfaatlerine uygun olduğu gibi baba ile kurulan kişisel ilişki de içtihatlara ve çocukların yaşına uygun olduğu, davalı erkeğin velâyet ve kişisel ilişkiye yönelik istinaf taleplerinin reddine karar verildiği, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik sosyal durumları ve hakkaniyet gözetildiğinde kadın için verilen tedbir ve yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ekonomik durumları, çocukların yaşları, ihtiyaçları ve hakkaniyet dikkate alındığında iştirak nafakası miktarlarının da az olduğu, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik sosyal durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet gözetildiğinde tazminat miktarlarının az az olduğu ayrıca davacı kadının dava dilekçesinde açıkça faiz talebinde bulunmuş ise de mahkemece bu konuda olumlu olumsuz bir karar verilmemesinin de doğru olmadığı gerekçesi ile gerekçesi ile davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili kısımlarının kaldırılmasına, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca boşanmalarına, davacı kadının tedbir nafakası talebinin kısmen kabulü ile dava tarihinden 11.09.2018 tarihine kadar aylık 400,00 TL, 11.09.2018 tarihinden boşanma kararının kesinleşeceği tarihe kadar geçerli olmak üzere aylık 600,00 TL tedbir nafakasının tahsilde tekerrüre neden olmamak kaydı ile erkekten alınarak kadına verilmesine, boşanma kararının kesinleşeceği tarihten itibaren geçerli olmak ve çocuklara harcanmak üzere ... için aylık 750,00, TL, ... için aylık 750,00 TL'den toplam aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, boşanma kararının kesinleşeceği tarihten itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, davacı kadının maddî ve manevî tazminat talebinin kısmen kabulü ile boşanma kararının kesinleşeceği tarihten işleyecek yasal faizi ile 100.000,00 TL maddî, 90.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, davalı erkek vekilini tüm, davacı kadın vekilinin ise diğer istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık boşanma davası, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, kişisel ilişki, nafaka ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi; 182 nci maddesi, 324 üncü maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 335 inci ve devamı maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, 12 nci maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.