"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1671 E.- 2022/2139 K.
...
...
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Nazilli 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/529 E., 2020/538 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin ve kadının davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkeğin maddî ve manevî tazminat isteminin reddine, kadının nafaka ve manevî tazminat isteminin reddine, erkek aleyhine ziynet eşyasının aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde, eşyanın bedelinin iadesine ve mal rejiminin tasfiyesine ilişkin açılan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak eksiklikler giderildikten sonra karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, tarafların boşanmalarına ilişkin hüküm 19.02.2018 tarihinde kesinleştiğinden bu hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin maddî ve manevî tazminat isteminin reddine, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası ile manevî tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından; kusur belirlemesi, reddedilen maddî ve manevî tazminat; davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile manevî tazminat yönlerinden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesi'nin son kararına karşı, davacı - karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmamıştır. Davalı-karşı davacı kadının istinaf başvurusu ise esastan reddedilmiştir. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi'nin son kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davacı- karşı davalı erkeğin, Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararına karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacı - karşı davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Davalı- karşı davacı kadının temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı erkek dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı- karşı davacı kadının evlilik birliğinin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmede özen göstermediğini, evi ve eşi ilgilenmediğini, eşini işe uğurlamadığını ve kahvaltı hazırlamadığını, her ortamda eşini küçük düşürmeye çalıştığını, kadının telefonunda başkası ile mesajlarını yakaladığını, kadının erkek arkadaşı olduğunu söylediğini, ertesi gün kadının abisi ve babası ile erkeğin babasının olduğu bir ortamda kadının başka bir kişi ile görüştüğünü itiraf ettiğini, kadının abisinin eşyalarını alarak baba evine götürdüğünü, ziynet eşyalarının başından beri kadında olduğunu, iddia ederek; tarafların boşanmalarına, erkek lehine 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı davacı kadın cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; eşinin kardeşi ve annesinin eşi askere gidince her türlü hakareti yaptıklarını, hem kadına hem de ailesine küfüler ettiklerini, halen çocukları olmaması nedeni ile de kadını suçlayarak küçük düşürmeye çalıştıklarını, erkeğin başkaları ile sürekli uzun telefon görüşmeleri yaptığını, telefonu hiç yanından ayırmadığını, bir gün erkeğin telefonunda samimi mesajlaşmalarını gördüğünü, kadının çalışmaya başladığını, erkeğin eve gelmemeye, eve geldikçe de kadına karşı şiddet uygulamaya başladığını, kadının ailesinin kefil olduğu kredi çekilerek bir ev alındığını, kredisinin ortak çalışma ve kazançla ödendiğini, erkeğin her gün içmeye başladığını, başka kadınlar ile bilgisayardan görüşmeye başladığını, kadına ''artık git seni istemiyorum” diyerek evi terk ettirmeye çalıştığını, sadakat yükümlülüğüne aykırı şekilde kadına samimi mesajlar çektiğini ve kadını ile buluştuklarını, aynı anda bir başkası ile de görüştüğünü ve onunla birlikte bir banka hesabı dahi açtırdığı yönünde bilgiler edindiğini, son olarak erkeğin işten eve gelerek -beni aldatıyorsun- diyerek kadını darp ettiğini, uzaklaştırma kararı aldığını, akabinde erkeğin ortak alınan evi babası üzerine devir ettiğini, onun da bir başka 3.kişiye satarak kadının evden çıkması tahliye etmesi için ihtarnamesi çektiklerini iddia ederek, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın için aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL manevî tazminata, kadına ait olan 10 adet cumhuriyet altını, 4 kalın bilezik,2 takılık bilezik, saat, yüzük ve sayısı yapılacak inceleme ile ortaya çıkacak çeyrek altın ziynet eşyasının iadesine, olmadığı takdirde bedelinin ödenmesine, mal rejimi tasfiye edilerek söz konusu ortak alınan taşınmaz ile ilgili olarak yasal faizle birlikte 80,000,00 TL maddî tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 14.11.2017 tarih ve sayılı 2014/259 Esas, 2017/530 Karar sayılı kararı ile, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olayların gelişiminde; başka bir erkekle olağandışı zaman ve sıklıkta telefon görüşmesi yapmak suretiyle güven sarsıcı davranışta bulunan davalı karşı davacı kadın ile eşine karşı fiziksel şiddet uygulayan davacı karşı davalı erkeğin eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle, erkeğin ve kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davalı karşı davacının geçimine yeter sürekli geliri olduğundan tedbir nafakası talebinin reddine, yasal koşulları oluşmadığı gerekçesiyle yasal koşullarının oluşmaması nedeni ile kadının yoksulluk nafakası ve manevî tazminat talebinin reddine, erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, davacı karşı davalı aleyhine, ziynet eşyasının aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde eşyanın bedelinin iadesine ilişkin açılan dava ile mal rejiminin tasfiyesine ilişkin açılan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar; davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuş, boşanma yönünden istinaf başvurusunun olmadığı taraflarca beyan edilmiştir.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 18.09.2019 tarih ve 2018/1204 Esas, 2019/1260 Karar sayılı kararı ile; davacı- karşı davalı erkeğin delil olarak dayandığı GSM numaraları ile davalı- karşı davacı kadının karşı dava dilekçesinde belirttiği GSM numaralarının Mahkemece kimlere ait olup, kimler tarafından kullanıldığı ve ayrıntılı görüşme dökümleri (hts kayıtları) ilgili kurumlardan sorulup getirtildikten sonra, taraflardan da bu konuda 6100 sayılı Kanun'un 31. madde çerçevesinde açıklamalarının alınıp, tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu deliller hiç toplanmadan ve hiç değerlendirilmeden hüküm kurulduğu, kadının fiziksel şiddet vakıasını ispatlamak için dayandığı Nazilli 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2014/1386 Esas sayılı dosyası veya onaylı suretinin de getirtilip incelenmediği, Mahkemece hükme esas alınan tanık beyanlarının denetlenebilmesi için de, taraflarca dayanılan telefon kayıtları ile ceza dosyasının getirtilir, dosyadaki diğer deliller ile birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesinin zaruri olduğu, İlk Derece Mahkemesince delillerin hüküm vermeye yeterli derecede toplanıp değerlendirildiğinin kabulüne imkan bulunmadığı gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun kabulü ile kararın boşanma hükmü hariç olmak üzere kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı karşı davalı tarafın dava dilekçesi ekinde sunduğu ve davalı karşı davacı kadına ait olduğunu iddia ettiği telefonla ilgili 09.12.2014 tarihli bilirkişi raporundaki numaralardan davalı-davacı kadının telefonuna "ne yapıyorsun canım, arayayım mı canım konuşalım mı" şeklinde mesajların olduğu, bunun yanında tanıkların beyanlarından görgüye dayalı olanlar dikkate alındığında; davalı-davacı kadına tokat attığı ve davalı-davacı kadının vücudunda kararma gibi şiddet izlerine tanıkların bizzat şahit oldukları, tanık ...'ın beyanına göre ... erkeğin HSCB' nin ...' nin ... şubesinde bir kadınla görüldüğü, işlem yaptıkları sırada kadının "açmış olduğumuz ortak hesabı kapatmaya geldik" şeklinde bir beyanının bulunduğu, güven sarsıcı bu davranışın ... erkeğin "...; ben aldattım zaten ben yalan söylemiyorum doğru konuşuyorum, dedi" şeklindeki tanık ... beyanıyla örtüştüğü, buna mukabil davalı-davacı kadının sık sık telefon görüşmeleri yaptığı, "gelinim bana baba ben senin oğlunu aldattım, suçluyum" şeklinde beyanının bulunduğu, bir akşam hırsız gördüm diyerek evden ayrıldığı ve telefonda konuştuğu kişinin "...''ün telefonundan "senin yüzünden ailemle aram bozuldu, bir daha beni arama" söyleminin geldiğini duydum, bu bir erkek sesiydi," şeklinde bir beyana tanık ...'nun bizzat şahit olduğu, davalı-davacı kadının ... erkeğe karşı "sen insan mısın, ben boşanmak istiyorum artık, bıktım senden" şeklinde hakaretlerde bulunduğu ve eşini tanıkların deyimiyle saymadığı kusurlarının sabit olduğu, olayların bu suretle akışı ve toplanan delillerden tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile; tarafların boşanmalarına ilişkin hüküm 19.02.2018 tarihinde kesinleştiğinden bu hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, yasal koşullarının oluşmaması nedeni ile davacı- karşı davalı erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, davalı- karşı davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası ile manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararda davacı- karşı davalının taleplerinin reddine yönelik kısımlar hariç, davalı- karşı davacının taleplerinin reddine yönelik kısımlarını usul ve yasaya aykırılık nedeni ile kaldırılması amacı ile istinaf ettiklerini, erkeğin kadını darp ederek evden kovduğunu, evi hileli bir şekilde üçüncü bir kişiye devrettiğini, kadının ekonomik sıkıntı içinde olduğunu, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile manevî tazminata hükmedilmesini, erkeğin eşini darp ettiğini, ceza dosyasının Yargıtay'da olduğunu, beraat kararı ile ilgili Başsavcılıkça kararın bozulması yönünde mütala verildiğini, bu hususun bildirilmesine rağmen değerlendirilmediğini, erkeğin dosyaya sunduğu mesajların, erkeğin kadını darp etmesi ve de elinde kalan telefonun erkek tarafından kullanılarak bilinçli olarak atılmış mesajlar olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile manevî tazminat talebi yönünden istinafa başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı- karşı davacı kadının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadının güven sarsıcı davranış ötesinde eve yabancı erkek almak suretiyle zina eyleminin sabit olduğunu, zinanın basit yaralama fiili ile kıyaslanarak tarafların eşit kusurlu kabul edilemeyeceğini, basit yaralama eyleminin güven sarsıcı davranış ya da zina olayı öncesi ya da sonrasında gerçekleştiği hususunun göz önüne alınacağını, kadının erkeği aldattığı ortaya çıktıktan sonra yaşandığı iddia edilen fiziksel şiddet iddiası ile tarafların eşit kusurlu kabul edilmesinin yerinde olmadığını, asıl kusurlu olan kadın olup erkek lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin gerektiğini belirterek, kusur belirlemesi, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönlerinden temyize başvurmuştur.
2.Davalı- karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; daha önceki istinaf dilekçelerindeki istinaf nedenlerini tekrar ettiklerini, erkeğin darp nedeni ile halen Yargıtay aşamasında olan ve de ekte sundukları Yargıtay ilamından da anlaşılacağı üzere kasten yaralama suçu yönünden beraat kararı bozulmuş olmasına rağmen İstinaf ilamında kararın onandığı ve kesinleştiğinin belirtilerek açık bir hataya düşüldüğünü, bu durumun değerlendirmeye alınmayarak karar verilmesinin usule ve yasaya aykırı olduğunu, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile manevî tazminata hükmedilmesini, erkeğin dosyaya sunduğu mesajların, erkeğin kadını darp etmesi ve de elinde kalan telefonun erkek tarafından kullanılarak bilinçli olarak atılmış mesajlar olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile manevî tazminat talepleri yönlerinden temyize başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, kadına yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, erkeğin istinaf edilmeyerek kesinleşen kusurları yanında başka kusurunun olup olmadığı ve kadın lehine manevî tazminata, tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmemesinin usul ve kanuna uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 175 inci, ve 176 ncı maddesi.
3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı- karşı davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Davalı- karşı davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının Bölge 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'e iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...
...