"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1870 E., 2023/110 K.
...
...
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Karamürsel Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/375 E., 2021/438 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın ... erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili dava ile cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde; kadının, müvekkil ile yaşadığı her tartışmada olayları kendi aralarında çözmek yerine üçüncü kişileri dahil ettiğini, ailesinin evliliğe müdahale ettiğini, ortak konutu iki kere terk ettiğini, evi terk edip geri geldiği son kavgadan sonra müvekkili ile yataklarını ayırdığını, müvekkilinin ailesinin eve gelmesini istemediğini, tehdit ve hakaret ettiğini, müvekkilini istemediğini, boşanmak istediğini söylediğini, evdeki eşyaları müvekkilinden habersiz toplayarak ortak konutu terk ettiğini, kadının iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, ortak hayatın sürdürülemeyecek duruma geldiğini ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına, müvekkil lehine 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ile karşı dava dilekçesinde; erkeğin, müvekkiline karşı "Senden boşanacağım, ailenin de eve gelmesini istemiyorum" şeklinde söylediğini, müvekkilin ailesinin eve gelmesini istemediğini, müvekkilinin ailesi, akrabaları ve arkadaşlarının bulunduğu ortamlarda da aşağılayıcı söz ve davranışlarda bulunduğunu, küçük düşürücü sözler söylediğini, hakaret ve tehdit ettiğini, müvekkilinin hamileliğinde ilgilenmediğini, sevgi ve saygı göstermediğini, evden kovduğunu, müvekkilinin daha sonra eşyalarını almaya gittiğinde, eşyalarının bir odaya toplanmış olduğunu gördüğünü, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla erkeğin davasının reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkil lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesine veya hesaplanacak bedellerinin faizi ile iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların bir birlerine hoşgörülü davranmadığı, kadının ortak konutta ailesi ve arkadaşlarını ağırlamasının, erkek tarafından büyük bir sorun haline getirildiği, sürekli olarak kendi ailesinden önce, kadının ailesi ve arkadaşının eve gelmesini, kendisine ve ailesine yapılan büyük bir saygısızlık, kaba, nezaket dışı bir davranış olarak öne sürdüğü ve kadına karşı suçlayıcı ve incitici içerikli beyanlarda bulunduğu, kadının aksi yöndeki tüm beyanlarına rağmen ısrarla kadının, erkeğin ailesini istemediği yönünde itham edici beyanlarda bulunduğu, kadının annesinin eve çağrılması, ancak kendi annesinin çağrılmamasının kabul edilemez büyük bir saygısızlık, kabahat olarak dile getirdiği, kadının eşyalarının, erkek ve ailesi tarafından bir odaya toplanıp, kolilenmesi suretiyle kadının ortak konutta bulunmasını istemedikleri ve erkeğin bu davranış ile evliliği sürdürmek istemediğini belli ettiği, kadının ailesinin eve gelmesini istemediği, kadının evden ayrılmasında ise en azından tepki vermeyerek sessiz kaldığı, kadının ise, erkeğe yönelik "Yüz yüze gelmeye bile utanıyorsun", "Merak etme peşinden koştuğum yok, koltuk altların kabarmasın, bunu da bil" şekline nezaket dışı, kaba beyanlarının olduğu, kadının, mevcut koşullarda herhangi bir değişiklik olmadığı halde erkeğe karşı boşanmak istediği yönünde eylem ve davranışlarının bulunduğu, taraflar arasında şiddetli geçimsizlik bulunduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl dava ve karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, tarafların ve ortak çocuğun menfaati, seyahat ve infaz kolaylığı veya güçlüğü gibi hususlar nazara alınarak her ayın 1. ve 3. haftası Pazar günleri saat 12.00 ile 16.00 arasında, dini bayramların 2. günü saat 12.00 ile 16.00 arasında ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk lehine aylık 300,00 TL takdir edilen tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren 600,00 TL 'ye çıkarılmasına, kararın kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak devamına, nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, kadın lehine kararının kesinleştiği tarihte toptan ödenmek kaydı ile iki yıl karşılığı olarak aylık 600,00 TL'den toplam 14.400,00 TL yoksulluk nafakası ile 7.000,00 TL manevî, 5.000,00 TL maddî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat, velâyet ve nafaka taleplerinin ayrı ayrı reddine, ziynet eşyası davası tefrik edildiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
... erkek vekili, kadının aile sorunlarına üçüncü kişileri dahil ettiğini ve müdahale boyutuna taşıdığını, tartışma sonralarında birlikte yaşamaktan kaçındığını ve evi terk ettiğini, tanık beyanlarının çelişkili olduğunu, kadının kusurlu olması nedeni ile lehine nafaka ve tazminat verilmesinin hatalı olduğunu, miktarlarının yüksek olduğunu, müvekkili lehine tazminat verilmesi gerektiğini, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini istediklerini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, ortak çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişki düzenlemesi, çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarı, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları, erkeğin reddedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı- karşı davalı erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne ve tarafların boşanmalarına karar verilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olduğu, tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu oluşu, evlilikte geçen süre, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, kadının boşanmakla en azından eşin maddî desteğinden yoksun kalacağı ve erkeğin kusurlu davranışları neticesinde kişilik haklarının zedelendiği anlaşılan kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinde ve ağır kusurlu olan erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı, hükmedilen tazminat miktarlarının yerinde olduğu, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın lehine tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu oluşu, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, toptan ödenmek kaydıyla yoksulluk nafakasına ve velâyeti anneye verilen ortak çocuk lehine iştirak nafakasına hükmedilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı, hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının yerinde olduğu gerekçesi ile ... erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
... erkek vekili, kadının aile sorunlarına üçüncü kişileri dahil ettiğini ve müdahale boyutuna taşıdığını, tartışma sonralarında birlikte yaşamaktan kaçındığını ve evi terk ettiğini, tanık beyanlarının çelişkili olduğunu, kadının kusurlu olması nedeni ile lehine nafaka ve tazminat verilmesinin hatalı olduğunu, miktarlarının yüksek olduğunu, müvekkili lehine tazminat verilmesi gerektiğini, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini istediklerini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, ortak çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişki düzenlemesi, çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarı, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları, erkeğin reddedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, ortak çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişki düzenlemesinin uygun olup olmadığı, ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarı uygun olup olmadığı, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, erkeğin reddedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü ve 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 323 üncü maddesi, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...