Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3058 E. 2024/545 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat miktarları ile yoksulluk nafakasının reddinin yerinde olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamı değerlendirilerek, usul ve yasaya uygun bulunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz itirazlarının reddiyle onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1780 E., 2022/2082 K.

DAVA TARİHİ : 25.04.2018-30.05.2018

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar verilmesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 16. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/442 E., 2021/259 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; haksız yere ortak konutu defalarca terk ettiğini, her hafta sonu akrabalarını ziyarete gittiğini yahut ailesinin evlerine geldiklerini, erkeğin ailesini ve akrabalarını ziyaret etmek istemediğini, kadının Fetö'yü savunduğunu, Fetö ve üyelerine dua ettiğini, küçümseyici, aşağılayıcı ve kırıcı tavırları olduğunu, anne ve babasına karşı soğuk ve memnuniyetsiz tavırlar sergilediğini, annesine bağırdığını, azarladığını, 06.06.2016 tarihinde evi terk ettiğini, darp ettiğinden bahisle şikayetçi olduğunu, Ankara 36. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/736 Esas sayılı dosyada ceza davası açıldığını, 30.08.2016 tarihinde tarafların bir araya geldiğini ancak kamu düzeni olması nedeniyle ceza aldığını, 24.07.2017 tarihinde yine haksız bir şekilde evi terk ettiğini, bu tarihten beri tarafların ayrı yaşadıklarını, eş ve ailesine hakaret ettiğini, tehdit edip darp ettiğini, 2-3 hafta sonra hamile olduğunu öğrenmesiyle, 06.01.2018 tarihinde kadının yanına Yozgat'a gittiğini, 07.01.2018 tarihinde Ankara'ya geldiklerini, Ankara'ya gelirken babasının aradığını, hakaret ve tehdit ettiğini, bu konuda suç duyurusunda bulunduğunu, ağabeyinin hakaret edip darp ettiğini, babasının da darp ettiğini, kadının sancılanarak 1-2 gün hastanede yattığı sırada, 10.01.2018 tarihinde ağabeyi ve babasının haber vermeden kadını taburcu ettiğini, bu olaydan 14 gün sonra kadının eş ve ailesi hakkında suç duyurusunda bulunduğunu ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya bırakılmasına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; eş ve ailesinin kadına fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, tehdit ve hakaret ettiğini, baskı altına almaya çalıştığını, ailesinin ziyarete gelmelerini istemediğini, her ziyaretlerinde kavga çıkardığını, aşırı kıskanç olduğunu, çalışmasına izin vermediğini, her kıyafetine karıştığını, evden dışarı çıkmamasını, gitmek isterse izin almasını istediğini, evin ihtiyaçlarını üst katta bulunan ailesinden aldığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, ayrı eve çıkma talebini reddettiğini, hizmetçi gibi davranıldığını, hamileyken şiddete maruz kaldığını, annesinin kadın ve ailesine hakaret ettiğini, istemediğini söylediğini, erken doğum tehlikesi yüzünden Yozgat'ta hastanede kaldığını, bilmesine rağmen arayıp sormadığını, ailesine sürekli iftira ve şikayette bulunduğunu, hor gördüğünü aşağıladığını belirterek, asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak, kadın yararına 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk, 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin eşine şiddet uyguladığını, ailesini kendi ailesinin iç işlerine karıştırdığını, çocuğun ismini eşinden habersiz olarak nüfusa kaydettirdiğini, eşini aile bireylerine karşı korumadığını, kadının ise; ailesinin erkeğe hakaret ve tehdit ve yaralama eylemlerine karşı korumadığını belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kadına nispeten ağır kusurlu olduğu, çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve sosyal inceleme raporu dikkate alınarak tarafların ortak çocuğunun velâyetinin anneye verildiği, tarafların ekonomik sosyal durumu, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları dikkate alınarak, çocuk lehine nafakaya hükmedildiği, tarafların ekonomik sosyal durumu ve kusur durumu dikkate alınarak kadın lehine maddî ve manevî tazminata karar verildiği ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği değerlendirilerek yoksulluk nafakasına hükmedildiği gerekçesi ile her iki davanın da kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına takdir edilen tedbir nafakasının karar tarihinden itiaren aylık 500,00 TL tedbir nafakası olarak devamına ve kararın kesinleşmesi ile birlikte iştirak nafakasına, kadın yararına yargılamada takdir edilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının, karar tarihi itibariyle 350,00 TL olarak belirlenmesine ve yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın lehine 20.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. ... erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, velâyet, nafaka ve tazminatlar ile reddedilen tazminat talepleri yönünden.kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarları yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının sürekli ve düzenli olarak asgari ücreti aşan seviyede gelir elde ettiği bir işte çalıştığı, kadın yararına yoksulluk nafakasının şartlarının oluşmadığı gerekçesi ve tedbir ve iştirak nafakası ile kadın lehine takdir edilen tazminatların az olduğundan bahisle istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 80.000,00 TL maddî ve 70.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası talebinin redddine ve tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. ... erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, velâyet, nafaka ve tazminatlar ile reddedilen tazminat talepleri yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarları ve yoksulluk nafakasının reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve nafakalar ile miktarları ve erkeğin reddedilen tazminat taleplerinin verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve yoksulluk nafakasının reddi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı,182 nci, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu, 331 inci maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50, 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.