"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/504 E., 2022/1993 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/193 E., 2020/608 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ve ortak çocuk lehine hükmedilen nafakaların miktarı ve davalı erkek vekili tarafından tamamı yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi ve reddedilen tazminatlar yönünden istinafa başvurulmuş, ortak çocuk lehine hükmedilen nafakaların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunulmamıştır. Davalı erkek vekilinin istinaf başvurusu da esastan reddedilmiştir. Hâl böyle iken, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı ortak çocuk lehine hükmedilen nafakaların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmayan davacı kadının kararı bu yönden temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, davacı kadının ortak çocuk lehine hükmedilen nafakaların miktarına ilişkin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.
Davacı kadın vekilinin reddedilen yön dışındaki ve davalı erkek vekilinin tüm yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin ailesinin müdahalelerine sessiz kaldığını, tarafların sürekli erkeğin ailesinin evine gittiklerini veya onların ortak konuta geldiğini, tarafların mahremini ailesine anlattığını, tartışmalardan birinde kadını gece yarısı evden kovduğunu, erkek ve ailesinin kadının ailesi ile görüşmesini istemediğini, kadın kendi parasıyla eve eşya aldığında kavga çıkardığını, aşırı cimri olduğunu, kadına kendi kazancını harcatmadığını, hakaret ve küfürler ettiğini ve 31.01.2019 günü "anneme bakmıyor, anneme bakmayan kadın bana lazım değil, alın kızınızı s...tir olun gidin" deyip kadını ve ailesini evden kovduğunu iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın için 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; tarafların erkeğin ailesine kadının isteğiyle gittiklerini, kadının erkeğin ailesini istemediğini, ailenin eve en fazla 10 kez gelmiş olduğunu, her sorunda erkeğin annesini bahane ettiğini, maaşını erkekle paylaşmadığını, maddî katkıda bulunmadığını, erkeğin annesinin bebeğe bakmak için yardım etmek istediğini ancak kadının buna izin vermediğini ve çocuğa dokundurtmadığını, en son olayda erkeğin annesinin taraflarla birlikte doktora gelmesini istemediğini ve ailesini arayıp kendisini evden almalarını istediğini, ailesinin müdahalelerine sessiz kaldığını ve tarafların mahremini ailesine anlattığını, erkeğe ve ailesine küfür ettiğini, çocuğu göstermediğini, kadının annesinin erkeği tehdit ettiğini ve erkeğin eşini sevdiğini ve boşanmak istemediğini belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda annesinin evliliğine müdahalelerine sessiz kalan, eşini evden kovan, aile mahremiyeti alanına giren konuları ailesine anlatan, aşırı cimri olan, eşinin kazandığı parayı harcamasına izin vermeyen ve 31.01.2019 günü eşini ve eşinin ailesini “s..rin gidin” diye evden kovan erkek ile aile mahremiyeti alanına giren konuları ailesine anlatan, aile bütçesine katkıda bulunmayan, kazancını eşiyle paylaşmayan, maaşı konusunda eşine bilgi vermeyen, lohusalık döneminde kayınvalidesinin çocuğa bakmasına, sevmesine, dokunmasına izin vermeyen, eşine karşı saygısız olan ve ”şerefsiz” diye hakaret eden kadının eşit kusurlu oldukları, kadının yoksulluk nafakası talebinin süresinde yapılmaması nedeniyle talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği ve tarafların eşit kusurlu olmaları nedeniyle kadının maddî ve manevî tazminata hak kazanamayacağı gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk Hakan Ayaz'ın velâyetinin anneye verilerek baba ile çocuk arasında kararda belirtilen zamanlarda kişisel ilişki tesisine, çocuk için aylık 350,00 TL tedbir ve 400,00 TL iştirak nafakası ile kadın için aylık 300,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların eşit kusurlu olduğuna hükmedilmesinin doğru olmadığı, erkek tanıklarının beyanının çelişkili ve yanlı olduğu, erkeğin kusurlarının ispatlandığı ve kadına kusur yüklenemeyeceği gerekçeleri ile kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı kadının tam kusurlu olması nedeniyle boşanma davasının reddedilmesi gerektiği, kadın tanıklarının beyanının duyuma dayalı olduğu, bu beyanlarla erkeğe kusur yüklenemeyeceği, kadının iddia edilen kusurlarının kanıtlandığı ve tüm yaşananlara rağmen erkeğin eşini sevdiği ve boşanmak istemediği gerekçeleri ile tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar edip kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ve ortak çocuk lehine hükmedilen nafakaların miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar edip kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; tamamı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin ortak hayatın devamı taraflardan beklenmeyecek ölçüde temelinden sarsılıp sarsılmadığı, davalı erkeğin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olup olmadığı, davanın kabulünün doğru olup olmadığı, doğru ise kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak kadının tazminat taleplerinin reddedilmesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a.Somut uyuşmazlıkta, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre davalı erkek ağır, davacı kadın az kusurludur. Hal böyleyken, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi yerinde görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
b.Gerçekleşen bu durum karşısında, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları zarar gören, mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen davacı kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi gereğince uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı kadın vekilinin ortak çocuk lehine hükmedilen nafakaların miktarına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve kadının reddedilen tazminat talepleri yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,
3.İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve kadının reddedilen tazminat talepleri yönlerinden BOZULMASINA,
4.Davalı erkek vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davacıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.