"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1043 E., 2022/1889 K.
DAVA TARİHİ : 07.08.2014
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 9. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/828 E., 2021/308 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun sair istinaf sebepleri incelenmeksizin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin, birinci fıkrasının (a) bendinin (4) üncü alt bendi uyarınca re'sen kaldırılmasına ve mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararı sonrasında yeniden yapılan yargılamada, boşanma yönünden karar verilmesine yer olmadığına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava dilekçesinde özetle; kadının erkeğe ait mali müşavirlik ofisinde çalıştığını, bu süre boyunca maddî olarak işyerinden para eline geçmediğini, davalının işe gelmemesi sebebi ile bütün işlerin kadına kaldığını, erkeğin evlilik süresince eşi, çocuğu ve evle hiçbir zaman ilgilenmediğini, eş olarak sorumluluklarını hiç yerine getirmediğini, saygısız ve küçük düşürücü davranışlarda bulunduğunu, çocuk ... ile sadece pazar günü vakit geçirdiğini, ...'in babasından kopuk yetiştiğini, oğlu ile hiç ilgilenmediğini, ...'in doğduğunda bir hafta yoğun bakımda kaldığını ve davalının destek olmadığını, sürekli olarak aşağılamaya, bağırmaya başladığını, ağır onur kırıcı sözler söylemeye başladığını, cinsel birliktelikten kaçındığını, psikolojik tedaviye başlamalarına rağmen yarıda bıraktığını, sağlıksal problemler yaşadığını söylediğini ancak hiçbir rahatsızlığının olmadığını, eve geç geldiğini, geldiğinde odasına çekildiğini ve kısık sesle telefonda konuştuğunu, sadakatsizliğini öğrendiğini,bir fotoğraf bulduğunu, Rus bir bayanın evi olduğunu, bunun üzerinde aralarında tartışma çıktığını ve erkeğin evi terk ettiğini, ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velayêtinin anneye bırakılmasına, ortak çocuk için 2.500,00 TL tedbir ve iştirak, 50.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının tükenmek bilmeyen talepleri nedeniyle evlilik birliğini çekilmez hale geldiğini, cinsel problemlerin kadının sürekli aşağılamaları yüzünden oluştuğunu, sinkaflı cümlelerle karşılık verdiğini, hipo glisemi hastalığı nedeniyle sık sık ve az yemek yemesi gerekmesine rağmen, davacının gereken zamanlarda yemek hazırlamadığını, bazen bir gün süre ile çocuk ile erkeği aç bıraktığını, psikolojik baskı kurduğunu, belirterek, asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velayêtinin babaya bırakılmasına, 8250,00 TL ve 2500 USD maddî tazminatın davacıdan tahsiline, 50.000,00 TL manevî tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A.İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 06.02.2018 tarihli kararı ile eşine karşı "sen ne bilirsin, kapa çeneni, konuşma, aptal, gerizekalı, her şeye karışma, sanane" kelimelerini kullanan, eve geç saatlerde gelen, bir arada olunan zamanlarda odaya kapanarak cep telefonu ile fazlaca mesai harcayan, eşi kiminle görüştüğünü sorduğunda "kapa çeneni, sanane, her şeye karışma" gibi sözler sarfeden, çocuğu tuvalete götürmek gerektiğinde eşine "sen götür, sen ne iş yapıyorsun ki" diyen erkeğin, kocasının sosyal hayatını baskı altına alacak davranışlar sergileyerek, sosyal ortamında sürekli arayarak kocasına psikolojik baskı uygulayan, eşinin arkadaşından gelen telefona "bu saatte ne arıyorsun, bir daha arama" diyerek arkadaş çevresinde mahçup edecek davranış şekilleri sergileyen kadına nispeten ağır kusurlu olduğu, çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve sosyal inceleme raporu dikkate alınarak tarafların ortak çocuğunun velayêtinin belirlendiği, tarafların ekonomik sosyal durumu ve kusur durumu dikkate alınarak. yoksulluk nafakası ve maddî ve manevî tazminat yönünden değerlendirme yapıldığı gerekçesi ile her iki davanın da kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velayêtinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına 600,00 TL tedbir/iştirak nafakasına, kadın yararına 1.200,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, maddî tazminata ilişkin taleplerinin eldeki dosyadan tefrik edilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesi kararına karşı ... kadın, tazminat ve nafaka miktarları, davalı-davacı erkek, kusur tespiti, tazminatlar ve kendisinin reddedilen manevî tazminatı yönünden istinaf talebinde bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme sonucunda, 01.07.2020 tarihli kararı ile; kadının nafaka talebinin niteliğinin açıklanmadığı ve hükmün kuruluşunda nafakaların aylık, haftalık gibi süresinin belirtilmediği bu durumun infazda tereddüt yaratacağı belirtilerek kararın 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin, 1 inci fıkrasının (a) bendinin (4) üncü altbendi uyarınca re'sen kaldırılmasına ve dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlık kısmında tarih ve sayısı belirtilen kararı ile agresif şekilde "sen ne bilirsin, kapa çeneni, konuşma, aptal, gerizekalı, her şeye karışma, sanane" kelimelerini kullanan, eve geç saatlerde gelen, bir arada olunan zamanlarda odaya kapanarak cep telefonu ile fazlaca mesai harcayan eşi kiminle görüştüğünü sorduğunda "kapa çeneni, sanane, her şeye karışma" gibi sözler sarfeden, çocuğu tuvalete götürmek gerektiğinde eşine "sen götür, sen ne iş yapıyorsun ki" diyen erkeğin, kocasının sosyal hayatını baskı altına alacak davranışlar sergileyerek, sosyal ortamında sürekli arayarak kocasına psikolojik baskı uygulayan, eşinin arkadaşından gelen telefona "bu saatte ne arıyorsun, bir daha arama" diyerek arkadaş çevresinde mahçup edecek davranış şekilleri sergileyen kadına nispeten ağır kusurlu olduğu, çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve sosyal inceleme raporu dikkate alınarak tarafların ortak çocuğunun velayêtinin belirlendiği, tarafların ekonomik sosyal durumu ve kusur durumu dikkate alınarak. yoksulluk nafakası ve maddî ve manevî tazminat yönünden değerlendirme yapıldığı gerekçesi ile her iki davanın da kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velayêtinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 600,00 TL tedbir/iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.200,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, maddî tazminata ilişkin taleplerinin eldeki dosyadan tefrik edilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur tespiti, kadının kabul edilen tazminatları ve kendisinin reddedilen manevî tazminatı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, kusur tespiti, tazminatlar ve kendisinin reddedilen manevî tazminat talebi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve erkeğin reddedilen manevî tazminat taleplerinin verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50, 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.