"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/31 E., 2023/85 K.
DAVA TARİHİ : 04.08.2020
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tosya Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/184 E., 2021/338 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek dava dilekçesinde; kadının sürekli hakaret ettiğini, saygısız davrandığını, geçmişte yaşanan olayları gündeme getirip tartışma çıkardığını, ihtiyacı olmadığı halde sürekli para istediğini, müşterileri yanında para isteyerek kendisini rencide ettiğini, kapıyı kilitlemeyi ve kendisini eve almamayı alışkanlık edindiğini, ailesine ve akrabalarına hakaret ettiğini ve saygısız davrandığını, biri ile konuştuğunda dahi iftira attığını, taraflar arasında daha önceden görülen boşanma davasından ortak çocukları düşünerek vazgeçtiğini ancak eşinin kusurlu davranışlarının devam ettiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini ve tarafların bir buçuk yıldır ayrı odalarda yattıklarını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın cevap dilekçesinde; hakkındaki iddiaların doğru olmadığını, eşinin kendisiyle ilgilenmediğini, maddî ve manevî sıkıntı yaşamasına sebep olduğunu iddia ederek davanın reddini istemiş, boşanma kararı verilmesi halinde aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ortak konutun kapısını kilitlemek sureti ile eşini eve almayan, geçmişte yaşanan sorunlar sebebi ile devamlı tartışma çıkaran, eşinin akrabalarına hakaret eden ve böylelikle erkeğin akrabaları ile görüşememesine ve erkeğin ilk eşinden olan kızının babasının evine gelmemesine neden olan, eşine "kadın besliyor" diyerek ithamlarda bulunan ve tartışmalarda eşine hakaret eden kadının ağır ve tartışmalarda eşine hakaret eden erkeğin az kusurlu olduğu ve ağır kusurlu kadının yoksulluk nafakasına hak kazanamayacağı gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına 10.03.2021 tarihinde hükmedilen tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle kaldırılmasına ve kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; ortak çocukların babalarını korur şekilde beyanda bulunduğunu, kadının kusurunun bulunmadığını, tanık beyanlarının eskiden yaşanmış olaylara ilişkin olduğunu, erkeğin barışabileceğini söylemekle eşinin kusuru varsa da bunları affettiğini, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılarak yoksulluk nafakasına hükmedilmemesinin doğru olmadığını belirterek; tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince kadına yüklenen "ortak konutun kapısını kilitlemek sureti ile davacıyı eve almama'' vakıasına yönelik tanık beyanının duyuma dayalı olduğu, yine kadına yüklenen ''davacının akrabalarına yönelik hakarette bulunduğu, bu sebeple davacının akrabaları ile görüşmediği'' vakıasına yönelik tanık beyanının soyut olduğu gibi, beyanda net bir tarihin de bulunmadığı, kadına yüklenen ''ithamda bulunma ve hakaret etme'' vakıalarına yönelik tanık beyanlarında net bir tarih bulunmadığı ve tanık beyanlarının soyut olduğu, İlk Derece Mahkemesince davalı kadına yüklenen ve gerçekleşen sair kusurlar ile davacı erkeğe yüklenen ve kesinleşen kusur dikkate alındığında boşanmaya sebep olan olaylarda kadının erkeğe nazaran daha fazla kusurlu olduğu ve hatalı kusur belirlemesinin düzeltilmesi gerektiği; tarafların ekonomik ve sosyal durumları, tedbir nafakasının niteliği, kadının gelirinin bulunmaması dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmadığı gerekçesi ile; istinaf başvurusunun kusur belirlemesi ve tedbir nafakası yönlerinden kabulü ile kusur belirlemesine ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının tedbir nafakası hakkındaki bendinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadın yararına 10.03.2021 tarihinde hükmedilen tedbir nafakasının 13.10.2021 tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL'ye çıkarılmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek ve tedbir nafakası hükmüne karşı temyizi olmadığını beyanla; boşanma hükmü, kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakası yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmış ise kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, davanın kabulünün ve kadının yoksulluk nafakası talebinin reddinin usul ve kanuna uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.